Asıl adı Hezekiel-Hazkil olan Zülkifl As. Elyasa As.’a mü’minler huzurunda kefil olunca Zülkifl adıyla anılmaya başladı. Zülkifl As. daha sonra peygamberlikle görevlendirildi. (Sad-47,48)
Bu devirde putlara tapan israil kralı Yehoaş, halkını da putlara tapmaya zorluyordu. Zülkifl As. birgün krala: “Putlara tapmaktan vazgeçin, zira üzerinize öyle bir azap gelecek ki, İsrail Devleti perişan olacak ve 100 yıl kendini toparlayamayacak.” Dedi.
Zülkifl As.’ın bu sözlerine kimse inanmadı. Güçlü bir devlet olan Asurlulara her yıl vergi ödeyerek, Asurluların himayesinde yaşayan İsrailoğullarına ertesi yıl vergi memurları gelince, vergi vermeyeceklerini bildirdiler. Bunun üzerine Asurlular, İsrail Devletine saldırarak binlerce kişiyi kılıştan geçirdiler. Kalanların üçte biri Asya’ya sürgüne gönderildi. Diğer üçte bir kısmı orada yaşayan Asur’lu halka köle olarak verildi. Zülkifl As. ve bir kısım mü’minlerin de içlerinde bulunduğu diğer üçte bir kısım ise kaçmayı başararak Yahuda devletine sığındılar. Yahuda kralı Yoaş, Zülkifl As.’a iman ederek devletinin Asurlulardan korunması için ona her türlü yetkiyi verdi.
Zülkifl As. altın putları eritip para bastırdı. Bu para ile şehrin surlarını sağlamlaştırıp, yeni silahlar yaptırdı. Üç sene zarfını Yahuda devleti kuvvetlendi ve zapt edilmesi güç bir duruma erişti. Zülkifl As. bu süre zarfında, halkı imana davet görevini Yeremya adında üstün ahlak ve fazilet sahibi bir zata vermişti.
Bu arada Zülkifl As. Yena isimli bir hanım ile evlendi ve Minşa adında bir oğlu oldu.
Nihayet Asurlular büyük bir ordu ile Yahuda devletine saldırdılar. Ancak ordu şehrin yakınlarına geldiğinde, büyük bir kasırga ile helak oldu. Asurlular daha sonra Medyalılar ve Babillilerle (Geldaniler-Keldaniler) ile birleşerek daha büyük bir ordu ile Yahuda’ya saldırdılar. Bu defa da ordu açlık, suzuzluk ve veba salgını sonunda geri çekilmek zorunda kaldı.
Nihayet Babil Kralı Nebukadnessar (Buhtunnasar) ordusu ile yenide saldırdı ve bu kez Yahudalıları vergiye bağlamayı başardı. Yahuda’dan içlerinde Zülkifl As. ‘ın, Tevrat’ı ezbere bilen dört talebesinin de bulunduğu bazı esirlerle birlikte sarayına döndü. Kral esirlerden Daniel, Hananya, Mişael, ve Üzeyr adlarındaki bu dört talebenin ilim ve hikmetlerinden etkilenerek onları sarayında ağırladı ve kendilerine yanında önemli görevler verdi. Kral bir müddet bir müddet sonra büyük bir put yaptırdı ve tapınmak için bütün halkı topladı. Ancak bu dört gencin oraya gelmediklerini haber alınca gazaba gelerek, büyük bir ateş yaktırıp onlaı ateşe attırdı. Fakat ateş bu dört imanlı gence hiçbir zarar vermedi. Bu gören kral onları serbest bıraktı.
Diğer yandan Yahuda kralı Yoaş, Nebukadnessar’a vermekte olduğu vergiyi reddeince Nebukadnessar yeniden bir ordu ile Yahuda devletine saldırdı. Halkın büyük bir kısmını kılıçtan geçirdi. Hasta olan kral Yoaş’ı öldürerek, yerine onun oğlu Amatsa’yı kral olarak tayin etti. Hatta Nebukadnessar’ın Mescid-i Aksa’yı bile yerle bir ettiği rivayet edilmektedir.
Bu olay israiloğulları ve Yahuda devletinin çok uzun yıllar karanlık ve zulmet içinde kalmalarına sebep oldu. Saklandığı mağaradan bu olayları üzülerek izleyen Zülkifl A.s birkaç gün sonra Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuştu. (İsra,4-5,6)