MEHMET ALİ İŞTİP'İN (VAHDETİ) HAYATI(1897-1962)Hz. Şeyh Mehmet Ali İştip Rahmetullahi Aleyh, Çankırılı müderris Ahmet Efendi’nin (1861-1909) oğlu idi. Annesi ise Âkile Hanım (1868-1916)’dır. Ahmet Efendi, on bir yaşında İştip’te hâfızlığını tamamlamış ve rüştiyeyi bitirmiştir. Daha yüksek tahsil için İstanbul’a gelerek 15 yıl daha okumuştur. Müderrislik için çifte icâzet alarak İştip’e dönmüş ve uzun yıllar öğretmenlik yapmıştır. Halvetî şeyhi olmuş ve İştip’te vefât etmiştir. Müderris Ahmet Efendi’nin vefâtından sonra, Balkan Harbi sıralarında ailesi -Âkile Hanım, oğlu Mehmet Ali Bey, kızları Hatice Hanım ve Esmâ Hanım- İştip’ten ayrılarak Selânik üzerinden İstanbul’a gelmiştir. Âkile Hanım’ın kardeşi Hâkim Câfer Tayyâr Bey, bir yıl sonra aileyi Ödemiş’e getirmiştir. (1913) Âkile Hanım 1916’da vefât edince, üç kardeşin himâyesi dört yıl boyunca dayıları Câfer Tayyâr Bey’e düşmüştür. Kısa bir zaman sonra da İzmir’e yerleşmişlerdir. Üç kardeşin tek erkeği ve en büyüğü olan Mehmet Ali Bey okumak için 1912’de Yozgat Sultânîsi'ne gitmiş, 1914’de seferberliğin ilân edilmesiyle mektep kapanınca, Mehmet Ali Bey İzmir Şimendifer Mektebi'ne girerek oradan mezun olmuştur. İlk memuriyeti Manisa Hareket Memurluğudur. Orada bir buçuk sene çalışmış, işgal kuvvetlerince vazîfesinden uzaklaştırılmıştır. İzmir’in kurtarılmasından sonra ise vazîfesine dönerek Bandırma İstasyon Şefi olmuştur. Bir yıl sonra Balıkesir’e, iki yıl sonra Çoban-isa’ya atanmış ve 1949’da buradan emekliye ayrılmıştır. Hazretî Şeyh Mehmet Ali İştip Rahmetullahi Aleyh, 1923’te Makbûle Hanımla evlenmiştir. Bir kızları doğup öldükten sonra başka çocukları olmamıştır. Bütün zamanını okumakla ve ibâdet etmekle geçiren Mehmet Ali İştip, Halveti meşâyihı Şeyh Abdullah El Halki İştip'i Hazretlerinden inâbe aldıktan sonra seyr ü sülûkte kısa bir zamanda hatm-i merâtib ederek icâzetini almıştır. Buna müteâkip Halvetiliği, ilm-i Ledün olarak, zâhir-bâtın bütünlüğü içerisinde meratibler halinde, tasavvufi terbiyede müntesiplerine fisebilillah talim ettirmiştir. 1962’de hacca gitmiş, bayramın ikinci günü Mina’daki hastanede Hakk'a yürümüş ve oraya defnolunmuştur. Hac yolculuğuna çıkmadan önce İzmir'de icâzet verdiği Hz. Abdülkadir Bilgili'yi SEBATİ manevi künyesi ile postnişini olarak yerine bırakmıştır. Hacca giderken dünyada herkesin hakkını sahibine verdiğini beyân etmiş ve dönüşün belki de kısmette olmadığını ihsâs etmiştir. Hz. Şeyh Mehmet Ali VAHDETİ Ailesine ve ihvanlarına çok düşkün, konuşmalarında çok heyecanlı ve inandırıcı, sözünü kimseden esirgemez, korkusuz bir insandı. Sohbetlerinde erkek-kadın farkı da tanımazdı. Arapça ve Farsça bilir; Mevlâna, Yûnus Emre, Niyazi Mısrî ve Fuzûli’yi çok severdi. İnanılmaz derecede eli açık bir insandı. Hazretî Şeyh Mehmet Ali İştip “Vahdetî” Rahmetullahi Aleyh'in İslamiyet, tarikât ve tasavvuf ile ilgili bilgi ve görüşleri; "Tasavvuf ve Halvetilik" adlı eser olarak günümüze kazandırılmıştır. Hz. Şeyh Mehmet Ali İştip’in manevi künyesi “VAHDETİ” dir. |