İsmi Mahmud Künyuesi Şihabüddin’dir. Tebriz’de doğmuş, Bağdat’ta yetişmiştir.
O, tarikatte ve şeri’atte devrinin üstazı hafız-ı Kur’an, Cehri tarikatlerin sırlarına vakıf şeyhlerin büyüklerindendir. Babası Şeyh Sühreverdi hazretleridir. Kendisi Kur’an esrarının tefsirinde devrinin seçkinlerindendi. İki rek’at namazda bir hatm-i şerif’i tamamlardı. Kendisi ayrıca Kur’an ilimlerinden mütehassıs olup bu cümleden olarak Kıraat-i seba ve Rivayet-i aşariyye ilimlerinde de kendi asrında bir benzeri yoktu.
Tevekkül ehlinin rızkı muhassıldır. Takva erbabının ise kanaati ona kafidir. Bu halde onlar diğer halkdan kişilerden daha faziletli ve mükemmeldirler.
Sadık rüyası olmayan kişi mevta hükmündedir. Zira tebşir edilen kişinin rüyası zahiri alemde enbiyanın rüyası gibidir. Bunlar vahdetin aynasıdır. Sadık rüya ise nübüvettin bir cüz’üdir. Sadık rüyası olmayan kişilerle birlikte oturmamak gerekir. Zira mevtaya tecelli olmaz hükmünce salih kişinin amil olması gerekir diye buyurmuştur.
Kendisine Bağdad halkından o kadar çok kişi biat etmişti ki, şeyh bu kalabalıktan bunalıp, Tebriz’e dönmeye karar verdi. Kalabalık müridleri de şeyhe; Hepimiz seninle birlikte geliriz dediler. Şeyh Sadık dervişi Cemalüddin’e Hazır ol sabahleyin erkenden yola çıkacağız dedi. Vakti gelince hemen namaza durdu. Arkasına beş-altı yüz mürid toplanıp namaza durdular. Şeyh adeti üzere hatimle namaza başlayınca ekserisi buna dayanamayıp namazı terkederek savuşup gittiler. Şeyh sabah namazını tamamlayıp da selam verdikten sonra ardına baktığında Cemalüddin’den başkasını göremeyince Elhamdülillah nazarımız ve sınamamız sona erdi.
Şeyhin dört halifesi şunlardır. Şeyh İbrahim-i Hemedani Şeyh Hüseyin-i Sa’dad Şeyh Muhamedü’l Yemeni ve postnişini Şeyh Cemalüddin'dir.
Himmetleri üzerimize hazır ve daim olsun.