O, alem bağının hoş kokulu gülü tevhid bahçesinin bülbülü aşıkların ve sadıkların hamisi olan şeyhlerin büyüklerindendir.
Bir kimse eğer halk içinde istenen ve ehlullah katında hisse sahibi olmayı diliyorsa şu üç şeyden kendilerini korumalıdırlar:
1- Kendisi gibi mahluk olan bir şeyin meydana gelmesine sözüyle ve davranışıyla mani olmamalıdır. Zira hakikatte o mani ve Allah’a itaat edendir.
2- Bedenini iç ve dış azalarını ahlakını temiz ve yüksek tutan kişi hakkında dedikodu yapıp kötü sözler söylemekten kaçınmalıdır. Hatta ona eziyet dahi etseler ihsan sahibi kişiler gibi davranıp bu hareketini sözüyle yüzüne vurup hatırlatmamalıdırlar.
3- Davetsiz kimsenin evine misafir olunmamalıdır. Belki o fakir olup yoksul halini gizlemek ister ve misafiri yeterince ağırlamaya kudreti olmayacağından mahcub ve rencide olur. diye buyurmuşlardır.
Kendisinin değerli sözlerinden:
“Salik üç kısma ayrılır. Birincisi Mübtediler. İkincisi Mutavassıtlar, Üçüncüsü Müntehalardır. Mübtedi’ye gerekli olan teslimiyet ve rızadır. Mutavassıt’a ilm-i kaza ve Müntehi’ye ise Allah’la seyr ila’llah ve sefa etmektir” diye buyurdu.
Kendisi Muhyiddin ibn Arabi hazretleri ile çağdaştı. Dört meşhur halifesi şunlardır. Birincisi Şeyh Evhadüddin ikincisi Şeyh Şahabüddin el Maktül; üçüncüsü Şeyh Şemsüddin-i Tebrizi, dördüncüsü ve postnişini Şeyh Şahabüddin-i Tebrizi hazretleridir.
Himmetleri üzerimize hazır ve daim olsun.