23 Eylül 2023
8 Rebiü'l-Evvel 1445
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ POSTA KODLARI ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






KALP’TEN GÖNÜL’E


Bir Cuma namazı sırasında dinlediğim ve çok etkilendiğim bir hutbeyi siz değerli ihvan kardeşlerimle paylaşmayı uygun mütala ettim. Hutbenin konusuna öyle güzel bir isim vermişler ki; ‘’BEDEN ÜLKESİNİN SULTANI, KALP’’ Ne kadar anlamlı ve manidar değil mi dostlar?

Daha önce arz ettiğimiz makalemizden bir alıntıyı arz ettikten sonra, bu güzel sohbeti, bu güzel hutbeyi hep birlikte takip edelim. İnşallah istifade edenlerden oluruz.

’’Kalbi, tıbbi yönden incelediğimizde, vücudumuzun ihtiyacı olan kan dolaşımını sağlayan en önemli organlarımızdan birisi olduğunu görürüz. Ancak; Kalbi manevi yönden veya Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ışığında değerlendirdiğimizde, kalp Allah’ın arşıdır, beytidir, kürsüsüdür ve Allah’ın en büyük hazinesi olup, maneviyata açılan bir kapıdır. İşte, tam da o zaman kalbin adı gönül olur dostlar.’’ Böylece kalbi, hem zahir hem de batın yönü itibariyle tahlil ve tahkik ettikten sonra, esas konumuza geçebiliriz.

Arz ettiğim bahse konu olan hutbe, aşağıda olduğu gibidir.

Peygamberimiz Efendimiz’in (s.a.v.) ‘Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Rabbim! Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl!’ duasını sıkça tekrarladığı rivayet edilmektedir.

Efendimiz Efendimiz, bu duasında Yüce Allah’tan kalbini iman ve istikamet üzere sabit kılmasını dilemiştir. Malumunuz olduğu üzere kalp; iman ve istikametin merkezi, başlangıç ve bitiş yeridir. İman ve İslam’ın bir tezahürü olan hayırlı ve faydalı her işe öncelikle kalpte niyet edilir. İşte böylesi bir öneme sahip olan kalp, Peygamber Efendimiz tarafından “beden ülkesinin sultanı” diye takdim edilmiştir.

Kalp, manevi hayatımıza yön veren ve akıbetimizi belirleyecek olan bir merkezdir. Kalp; iman ve küfrün, sevgi ve nefretin, cesaret ve korkaklığın, iyilik ve kötülüğün, kısacası bütün duyguların kaynağıdır. Güzellikler de çirkinlikler de kalpte başlar, kalpte biter. Hayrın ve faydalı düşüncelerin barınağı olan bir kalpten ancak güzellikler yansır. Çirkinliklerle kirletilmiş, olumsuzlukların esiri haline getirilmiş bir kalpten ise yansıyacak olan ancak kötülüklerdir. Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde: “Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün vücut iyi olur. O bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.” diye buyurmuştur. Bu Hadis-i Şerif ile kalbin manevi yönü itibari ile ne kadar önemli bir mekân olduğuna vurgu yapılmıştır.

Mümin; kalbini güzelliklere, hayra ve insanlığın faydasına açan, kötülüklere sımsıkı kapatan kişidir. Mümin, kalb-i selim sahibidir. Selim kalp, Allah’a gönülden teslim olmuş bir kalptir. Bu kalp, ışığını imandan, güzelliğini salih amellerden alır. Selim bir kalpte dünyevi hiçbir kaygı, tasa ve kedere esir olma yoktur. Yalnızca Allah’a dayanıp güvenme vardır. Bu kalpte onur ve haysiyeti zedeleme yoktur; izzet ve saygınlık vardır. Selim olan kalpte sorumsuzluk, bencillik, kin, nefret, zulüm yoktur; paylaşma, diğerkâmlık, sevgi, saygı, hoşgörü vardır. Bu kalpte şiddet, husumet yoktur; şefkat, merhamet, ülfet, muhabbet vardır. Bu kalpte hayâsızlık yoktur; iffet, erdem, fazilet vardır. Bu kalpte “ben” yoktur; “biz” vardır; birlikte ağlayıp birlikte gülmek vardır. Bu kalpte kibir değil tevazu, yalan ve eğrilik değil sadakat, kabalık değil nezaket, katılık değil letafet, korku değil cesaret vardır.

Selim bir kalbe sahip olan mümin bilir ki; kendisi borçluya, hastaya, yaşlıya, darda kalmışa, mazluma, mağdura yardım eli uzatılmasını isteyen bir medeniyetin mensubudur. Bu kalbin sahibi bilir ki; o, Abdullah, Enes, Beşir gibi yetimlere, öksüzlere baba şefkatiyle muamele eden bir Peygamberin ümmetidir. Selim bir kalbin sahibi bilir ki; onun “Asıl elde tuttuğun değil, dağıttığın bizimdir’’ diye buyuran, komşuyu gözeten, yoksula kol kanat geren bir peygamberi vardır.

Üzülerek belirtmek gerekir ki bugün hırs, tamah, daha çok kazanma, daha çok haz alma ve daha hızlı yaşama arzusu insanlığı adeta kuşatmıştır. Bugünlere ve yarınlara yön veren beden ülkesinin sultanı kalpler bedenlere esir olmuştur. Bugün insanlık, topyekûn bir merhametsizlik, vicdansızlık ve vurdumduymazlık sorunu yaşamaktadır. Nice mazlumların feryadına, yardım çığlıklarına kulak tıkanmaktadır. Nice canlar, şiddete, zulme, teröre kurban gitmektedir. Niceleri evsiz, yurtsuz, yuvasız bırakılmaktadır. Denizler, her geçen gün mülteci mezarlığına dönüşmektedir. Kıyıya vuran minik bedenler, aslında vicdanların kıyıya vurduğunu, her gün insanlığın irtifa ve itibar kaybettiğini haykırmaktadır.

Bugün kalplerin pasını, katılığını, hastalığını silmek için bir gönül terbiyesine ve merhamet seferberliğine ihtiyacımız var. Bugün bize ahirette gerçek manada fayda sağlayacak olan kalb-i selime çok ama çok ihtiyacımız var. O halde geliniz, “O gün, ne mal ne de evlat fayda verir. Ancak Allah’a kalb-i selim ile gelenler fayda bulur” âyetini bir kez daha derinden tefekkür edelim. Fıtratımızda var olan selim kalbimizi; zihnimizle, dilimizle, salih amellerimizle daha da tezyin edelim. Kalbimiz, her daim Rabbimizin rızasını arasın, O’nun ve Resulü’nün sevgisiyle dolsun. Kalbimiz, güzelliklerin merkezi olsun ve etrafımıza güzellikler saçsın. Gönüllere sevinç, huzur ve mutluluk taşısın.

Hocamız, Hutbeyi bizlerinde her namazdan sonra okuduğumuz; Ali İmran Suresi Ayet 8’deki “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma! Bize tarafından bir rahmet bağışla! Hiç kuşku yok ki, lütfu bol olan yalnız sensin.’’ dua ayetini okumasını müteakip, Peygamber Efendimizin duası ile hutbesini tamamlamıştır.

“Allah’ım! Kulağımın kötülüğünden, gözümün kötülüğünden, dilimin kötülüğünden, kalbimin kötülüğünden sana sığınırım.”

Emeği geçenlerden Rabbim razı ve hoşnut olsun. Cümle ümmeti Müslümanın gönlü, yüce Rabbimin mihman olabileceği bir mekan haline gelmesi için gayrette daim olalım inşallah.

Rabbim cümlemizden razı ve hoşnut olsun.

Rabbim cümlemizin yar ve ayanı olsun.



Mustafa AYALTI
İstanbul, 22.01.2016




Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır.
(ASR,3)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ