Hz. İbrahim sık sık, Hicaz ve Yemen taraflarına yerleştirmiş olduğu ikinci ailesi olan Hacer’i ziyarete gelir, bu esnada da çevredeki kabileleri vahdaniyete davet ederdi. Yine böyle bir seyahatinde yanına Hacer ve İsmail’i de alarak yola çıktı. Öğle vakti Sekine denen iki başlı ve çok güçlü bir kasırga ile karşılaştılar. Her ne kadar sıkı tedbir aldılarsa da hikmeti ilahi gereği kasırga İbrahim As.’ı bir tarafa Hacer ve İsmail As.’ı bir tarafa sürükledi. Kasırga durduktan sonra Hz. İbrahim’in yanına gelen Cebrail As. O’na Kabe’nin yerini gösterdi. İbrahim As. orayı taşlarla çevirip, ortasına işaret olarak büyük bir taş koyarak Kabe’nin yerini tespit etti. İnşaası için heniz bir emir verilmediğinden Hacer ile İsmail’i aramaya konuldu.
Fırtınanın etkisiyle Hacer ve İsmail Safa tepesi denilen ıssız bir yere vardılar. Fırtınada su tulumları delinmiş olduğundan Hacer, Safa ile Merve arasında su bulma ümidiyle yedi kez koştu. Bu sırada İsmail As. Topuğu ile toprağa vuruyor ve vurdukça da oradan su fışkırıyordu. Hacer oraya gelip bu suyu görünce akıp gitmemesi için etrafını çevirip zem zem (dur dur) diye bağırdı. Hz.İbrahim ailesini bulduktan sonra bçlge halkının da isteği ile bu bölgeye bir ev yaparak onları oraya yerleştirdi. Cenab-ı Hakk’tan onları rızıklandırmasını niyaz ederek yurduna döndü. (İbrahim,37-38)
İsmail As. Koşma çağına gelince, Hz. İbrahim’e bir akşam rüyasında oğlunu boğazlaması emrolundu. Sabah olunca Hz. İbrahim bu rüyanın Rahmani mi yoksa şeytani mi olduğu konusunda tereddüte düştü. Ard arda üç gece aynı rüyayı gördü ve Rahmani olduğuna kanaat getirdi. (Bu üç geceye sırasıyla Terviye, Arefe ve Nah-r denilmektedir.) İsmail As.’a; -Oğulcağızım rüyamda seni boğazlamakla emrolundum. dedi.
İsmail As.:
-Babacığım sana emrolunanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. dedi. (Saffat,102-109)
İbrahim As. Hacer’e karşı odun toplama bahanesiyle İsmail’i de yanına alarak dağa çıktılar. Hz. İbrahim, İsmail’i bağlayarak kıbleye doğru yatırarak bıçağını boğazına çekti. Fakat bıçak kesmedi. (Birçok rivayet bu konuda birleşmiştir ki: Resulü Ekrem Muhammed Mustafa SAV. İsmail As. soyundan geleceği için bıçak O’nu kesmemiştir.) İbrahim As. Oğlu İsmail’in boğazına bıçağını koyup ikinci kez kesmeye hazırlandığı vakit, İsmail As.:
-Baba, sen mi daha cömertsi yoksa ben mi? Diye sordu.
İbrahim As.:
-Oğlım, ben cömerdim. Zira sevgili oğlumun canına kıyıyor ve Onu feda ediyorum. Dedi.
İsmail As:
-Hayır baba, ben daha cömerdim. Çünkü senin bir oğlun daha var, onunla eğlenirsin fakat benim bir tek canım var, ben onu feda ediyorum. dedi.
Bunun üzerine Allah-u Teala:
-Ben her ikinizden de cömerdim, al şu koçu oğlunun yerine boğazla. Diyerek İsmail As. yerine kurban edilmek üzere Cennet-ül A’la’dan bir koç gönderdi. (Envar ül Aşıkın (2.bab))
Melekler koçu getirdiler. Cebrail As. Allahu Ekber Allahu Ekber diyerek tekbir getiriyordu. Bunu gören İsmail As. La ilahe illallahu Vallahü Ekber dedi. Hz. İbrahim de Allahu Ekber velillahil Hamd diyerek koçu boğazladı. Kurbanda tekbir almanın buradan kaldığı rivayet edilmektedir.
Daha sonra İbrahim As. yurduna dönerek komşu kabilelerle birçok savaşlar yaptı. Bu arada Hz. İsmail’in annesi Hacer vefat etti. Cürhümlüler İbrahim As.’ın izni ile İsmail As.’ı kendi kabilelerinden bir kız ile evlendirdiler. Bu kız güzel olmasına rağmen son derece kötü huylu idi. İsmail As. babasının ikazı ile bu kızdan ayrıldı. Daha sonra iyi huylu bir kız olan Es-Seyyide ile evlendi. İsmail As. fırsat buldukça Kabe inşaasında kullanılmak üzere taş temin etmekteydi. Nabit ve kayzer isminde ilk çocukları olduktan sonra Cenab-ı Hak İbrahim As. ve İsmail As.’ı Kabe’yi inşa etmek üzere görevlendirdi. (Bakara-127)
Baba oğul birlikte Kabe’yi inşa ettiler. Bu arada Cebrail As. Cennet’ten Hacer-ü Esved denilen parlak beyaz bir taş getirdi. Onu da Rük-n denilen yere yerleştirdiler. Kabe’nin inşaası tamamlanınca İbrahim As. mü’minlerle birlikte haccı eda etti. Oğlu İsmail As.’ı Kabe’nin korunması için görevlendirerek tekrar yurduna döndü. Mekke’de kalan İsmail As. namaz ve ibadetlerine devam ediyor, bir yandan da kavmine namazı ve zekatı öğütlüyor, onları irşada çalışıyordu. (Meryem-54,55)
Hz. İsmail’in 12 erkek ve Besme adında da bir kız çocuğu olmuştur. Besme daha sonra Hz. İshak’ın oğlu El-İs (Esav İys) ile evlendi. İsmail As. 95-100 yaşlarına gelince İbrahim As. beka alemine intikal etti. Bu sırada İsmail As. da peygamberlikle müjdelendi. Hicaz bölgesinde babasının yolunda ve şeriatinde yürüyerek halkı vahdaniyete davet etti. 130 yaşlarında hac vazifesi sonunda beka alemine göç etti.