Ezel sırlarını ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen çözersin ne de ben
Perdenin gerisinde seni beni bir konuşturan var.
Perde kalkarsa ne sen kalırsın ne de ben
Ebu'l Hasan Harakani
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir
Şol göz yumup açmış gibi
Yunus Emre
Vasıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dur olmadan
Kenz açılmaz şol gönulde ta ki pür-nur olmadan
Sür çıkar ağyarı dilden ta tecelli ide Hakk
Padişah konmaz saraya hane ma'mur olmadan
Şemseddin-i Sivasi Hz
İş bu söze Hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi
Yunus Emre
Zat-ı Hakk'da mahrem-i irfan olan anlar bizi
İlm-i sır'da bahr-i bi-pâyan olan anlar bizi
Bu fena gülzârına tâlip olanlar anlamaz
Vech-i bâki hüsnüne hayran olan anlar bizi
Niyâzî-i Mısrî
Bir kez gönül yıktınısa
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yunus Emre
Ârifin her bir sözünü duymaya insan gerek
Bu cihanda sanmayız hayvan olan anlar bizi
Ey Niyâzi katremiz deryaya saldık biz bu gün
Katre nice anlasın ummân olan anlar bizi
Niyâzî-i Mısrî
Bir gönülü yaptınısa
Er eteğin tuttunusa
Bir kez hayır ettinise
Binde bir ise az değil
Yunus Emre
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Harun Reşid, oğluna hilafeti bırakmadan önce der ki: Bak oğlum, şu benim oturduğum koltuk dört ayaklı. Bu ayağın bir tanesi kırılsa ben oturamam. Sen hiç oturamazsın. Onun için, bu dört ayağın sağlam olması şarttır. İşte, saltanatın da dört esası vardır. Bu dört esastan biri sakatlanırsa bütün saltanat yıkılabilir: 1- Adalet: Kayırmak, ayırmak olmamalı. Adaletin önünde, çoban ve sultan eşit haklara sahiptir. Büyük devletlerin yükselmesi, durması ve çökmesi hep adalete bağlılıkları nisbetinde olmuştur. Dünyada adaletle iş görmeyenler, her nerede olursa olsun adaletten sapan insanlar, ahirette çok sıkıntı çekecekler; çünkü asıl adalet oradadır. Dolayısıyla bize düşen vazife, daha çok ihsanda bulunmak, daha çok vermek, paylaşmakta dikkat etmektir.
2- Emniyet: İnsanlara emniyet vermelisin ki, herkes sana güvenmeli ve emniyet içinde yaşamalı. Emniyet ve güven olmadığı zaman, saltanat yaşayamaz. Güven elde etmek çok zordur; ama kaybetmek an meselesidir. Menfaatini düşünen, kaybeder. Hak ne ise, onu savunmalı. 3- Hesabını yapmak: Nasıl Cenâb-ı Hak ahirette hesap soracak, o zaman sen de dünyadayken hesabını dürüst ver! Gelirinin, giderinin hesabını iyi yap! Milletin parası emanettir. İdareci kendine ait olanla ne yaparsa yapar; ama milletin parasını harcarken, kullanırken, gösterilen hassasiyet nispetinde, sevab veya günah kazanacaktır. Tasarruf etmeden, gelir artırılsa da, hiç faydası olmaz. Tasarruf edip, helalinden geliri artırmak gerekir. Bardağın dolması değil, taşması önemli. Su taşmazsa, millete faydası olmaz. Tasarruf ve geliri artırmak, milletin gücünü, hızını artırır.
4- Haberleşmek: Doğru bilgi, sana vaktinde gelmeli, senden de vaktinde gitmeli. Bunda aksaklık, eksiklik olmamalı. Yoksa çok sıkıntı çekersiniz, bütün sıkıntınız aranızdaki haberleşme eksikliğinden olur. Bilgi almadan bilgi verilmez. Doğru bilgi alamazsan, doğru bilgi veremezsin. Yanlış bilgi alırsan, yanlış karar verirsin, yani yanlış bilgi verirsin. Doğru bilgi altındır. Hatta altından daha kıymetlidir. Milletin iki emaneti var, bunlara çok dikkat etmek şarttır. Birisi bilgi, ikincisi para. Her emanete olduğu gibi bu emanete de hıyanet edilmez. Emanete hıyanet ve verdiği sözde durmamak, münafıklık alametidir. Münafık ise Cehennemin en dibine gider.
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." (Bkz. Ali İmran, 31)
ÖZLÜ SÖZLER
Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.