Reci Olayı:
Lihan kabilesinin komşularından olan Adal ve Kare kabilelerinden bir heyet Resulullah’a başvurarak kabilelerine müslümanlığı ve Kur’an-ı Kerim’i öğretecek mürşidler istediler. Resulullah (SAV) onlarla birlikte, Sabi oğlu Asım başkanlığında, bir rivayete göre altı, diğer bir rivayete göre de on kişilik bir heyet gönderdi. Bunlar Raci denilen yere vardıklarında yanlarındaki müslümanları müşrik olan Lihanlılara teslim ettiler. Müşrikler de Zeyd ve Hubeyb hariç diğer müslümanları şehid ettiler. Onları ise Mekke’ye götürüp müşriklere sattılar. Müşrikler de onları Bedir’de ölenlere bedel tutarak sehit ettiler.
Bi’r-i Maune (Maune kuyusu) olayı: Kilab kabilesinden Ebu Bera, Medine’ye gelerek Peygamberimizden kabilesinin müslüman olması için kendilerine din öğreticisi gönderilmesini istedi. Cenab-ı Resulullah Neciblilere (Kitap) güvenmediğini söyleyince Ebu Bera onları Necid’de himayesine alacağını belirterek teminat verdi. Bunun üzerine Resulu Ekrem, Ashab-ı Suffe’den bir rivayete göre kırk, bir rivayete göre yetmiş kişiyi Ebu Bera ile Necid’e gönderdi.Onlar Maune kuyusu denilen yere geldiklerinde içlerinden birini, Peygamberin mektubunu sunmak üzere Ebu Beran'ın kardeşinin oğlu Tufeyl oğlu Amir'egönderdiler.Amir mektubu okumadan onu öldürttü.Etrafındaki kabilelerden adam toplayarak Ebu Bera'nın sözüne rağmen Maune'de bulunan mürşitleri şehid ettiler:içlerinden yalnız birisi sağ olarak kurtuldu.
Beni Nadr gazası:Kuba yakınlarında yaşayan Nadr oğulları yahudileri,Uhud'dan sonra müslümanlarla yaptıkları andlaşmalara uymaz oldular ve her vesile ile müslümanları rahatsız etmeye başladılar,hatta Peygamberimize bir suikast bile hazırladılar.Bunun üzerine Hz.Peygamber ,Muhammed Bin Mesleme'yi onlara göndererek on gün içinde orayı terk edip başka yerlere gitmelerini emretti.Yahudiler antlaşmalara uymadıkları için suçlu olduklarından buna razı oldular.Ancak daha sonra münafıkların yardım teklifleri üzerine yine sözlerinden döndüler.Memleketlerinden çıkmamaya karar verdiler.Bunun üzerine müslümanlar onların kalelerini muhasara ettiler.Daha önce yardım teklif eden münafıkların hiçbirisi yrdım etmeyince bu defa yahudiler teslim olmak zorunda kaldılar.Silahlarından hariç mallarını alarak gitmelerine müsaade edildi.Nadr oğullarından kalan araziyi Hz.Peygamber muhacirlere taksim etti.Ensardan da fakir olan iki kişiye pay verildi.Diğerleri muhtaç olmadıkları için pay almadılar.(Haşr,2-16)
Hz.Hüseyin'in doğumu: Hz.Ali Murteza oğlu Hz.Hüseyin On iki imamdan üçüncü imam olup,hicretin 4.yılı Şaban ayının 5.salı günü Medine'de doğmuştur.Künyesi Ebu Abdullah ve mübarek lakabları Zeki;Şehid,Mazlum ve Sıbt'dır.Hz.Hüzeyin'in doğum müjdesi gelince Hz.Resul Hz.Fatıma'nın evine geldi.Ebe Amişe kızı Esma çocuğu Hazretin huzuruna getirdiğinde Resulullah Ali Bin Ebu Talib'e:
-Ya Ali bu mesud çocuğa ne isim verirsin,dedi.
Murteza:
-Ya Resulullah,haşa ki ben bu işte senden önce hareket edeyim.Sen ne dilersen o olsun ama düşünürüm ki sizinle görüşüp adını harb veya Cafer koyayım.
Hz.Resul:
-Ben de bu işte Hz.Vacib-ül Vücud'dan önce hareket edemem,buyurdu.
Bu sırada Cebrail As.inip selam verdi ve dedi ki:
Ya resulullah bu çocuğa Harun Peygamber oğlunun adına uygun olarak Şibbir (Hüseyin) adını veresin.
Bu emir üzerine mübarek adını Hüseyin koydular.
Şevahid-ün Nübevve'de yazılıdır ki,şehit Hüseyin'in göğsünden ayağının ayasına kadar ve Hasan'ın başından göğsüne kadar olan kısmı Hz.Peygamberi andırdı.
Sünen-i Tirmizi'de şunlar yazılıdır:
Hazreti Resul:
-Ben Hüseyin'denim ve Hüseyin bendendir.Hak Teala,Hüseyin'i seveni sevsin, buyurmuştur.
Ebu Talib'in eşi ve Hz.Ali kav'nin validesi Esed kızı Fatıma bu yılda vefat etmiştir.