Bazı aylar olurdu, hiç ateş yakmazdık, yiyip içtiğimiz sadece hurma ve su olurdu. Ancak, bize bir parçacık et getirilirse o hariç." (Diğer bir rivayette: "Resulullah ölünceye kadar Muhammed ailesi buğday ekmeğini üst üste üç gün doyuncaya kadar yememiştir" denmiştir. Bir diğer rivayette: "Muhammed (as) bir günde iki sefer yedi ise, biri mutlaka hurma idi" denmiştir)
Ravi: Aişe
Kaynak: Buhari, Et'ime 23, Rikak 17; Müslim, Zühd 20-27, (2970-2973); Tirmizi, Zühd 38, (2357, 2358), 35, (2
Resulullah (sav) ve ailesi üst üste pek çok geceleri aç geçirirler ve akşam yemeği bulamazlardı. Ekmekleri çoğunlukla arpa ekmeği idi."
Ravi: İbnu Abbas
Kaynak: Tirmizi, Zühd 38, (2361)
Hz. Ömer (ra) insanların nail oldukları dünyalıktan söz etti ve dedi ki: "Gerçekten ben Resulullah (sav)'ın bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma hile bulamadığını gördüm."
Ravi: Nu'man İbnu Beşir
Kaynak: Müslim, Zühd 36, (2978)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, Allah hakkında benim korkutulduğum kadar kimse korkutulmamıştır. Allah yolunda bana çektirilen eziyet kadar kimseye eziyet çektirilmemiştir. Zaman olmuştur otuz gün ve otuz gecelik bir ay boyu, Bilal ile benim yiyeceğim, Bilal'in koltuğunun altına sıkışacak miktarı geçmemiştir." (Tirmizi, hadisin sahih olduğunu belirtir ve ilave eder: "Bu durum Resulullah (sav)'ın (amcası Ebu Talib öldüğü zaman, Taifte yeni bir hami bulmak ümidiyle, müşriklerden) kaçarak Hz. Bilal (ra)'le Mekke'den çıktığı zamanla ilgilidir.")
Ravi: Enes
Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 35, (2474)
Resulullah (sav)'a arpa ekmeği ile kokusu değişmiş erimiş yağ getirmiştim. (Bir seferinde) şöyle söylediğini işittim: "Muhammed ailesinde, dokuz kadın bulunduğu bir zamanda, ne bir sa' hurma, ne de bir sa' hububat gecelememiştir."
Ravi: Enes
Kaynak: Buhari, Rehn 1, Büyu 14; Tirmizi, Büyu 7, (1215); Nesai, Büyu 50, (7, 288)
Evimden soğuk bir günde çıktım. Çok açtım, (yiyecek) bir şey arıyordum. Bir yahudiye rastladım, bahçesinde çıkrıkla sulama yapıyordu. Duvardaki bir açıklıktan adama baktım. "Ne istiyorsun ey bedevi, kovasını bir hurmaya bana su çeker misin?" dedi. Ben de: "Evet! ama kapıyı aç da gireyim!" dedim. Adam kapıyı açtı, ben girdim, bir kova verdi. Su çekmeye başladım. Her kovada bir hurma verdi, iki avucum hurma ile dolunca kovayı bıraktım ve bu bana yeter deyip hurmaları yedim, sudan içip sonra mescide geldim.
Ravi: Ali
Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 35, (2475)
Resulullah (sav) bir gün (veya gece mutad olmayan bir saatte) mescide geldi. Orada Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (ra)'e rastladı. Onlara (bu saatte) niye geldiklerini sordu. "Bizi evden çıkaran açlıktır!" dediler. Resulullah da: "Beni de evde çıkaran açlıktan başka bir şey değil!" buyurdu. Hep beraber Ebü'l'Heysem İbnu'l Teyyihan'a, gittiler. O, bunlar için arpadan ekmek yapılmasını emretti. Ekmek yapıldı. Sonra kalkıp bir koyun kesti. Yanlarında bir hurma ağacında asılı olan tatlı suyu indirdi. Derken yemek geldi, yediler ve o sudan içtiler. Resulullah (sav): "Şu günün nimetinden (Kıyamet günü) hesap sorulacak! (Açlık sizi evinizden çıkardı. Bu nimetlere nail olduktan sonra dönüyorsunuz!" buyurdu.
Ravi: Ebu Hüreyre
Kaynak: Müslim, Eşribe 140, (2038); Muvatta, Sıfatu'n Nebi 28, (2, 932); Tirmizi, Zühd 39, (2370)
Gerçekten ben kendimi, Resulullah (sav) ile birlikte olan yedi kişiden yedincisi olarak görmüşümdür. Huble yaprağından başka yiyeceğimiz yoktu. Öyle ki avurtlarımız yara oldu.
Ravi: Utbe İbnu Gazvan
Kaynak: Müslim, Zühd 15, (2967)
Resulullah (sav)'a açlıktan şikayet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resulullah (sav) da karnını açtı, O'nda iki taş vardı.
Ravi: Ebu Talha
Kaynak: Tirmizi, Zühd 39, (2372)
Resulullah (sav) halka namaz kıldırırken, bazı kimseler açlık sebebiyle kıyam sırasında yere yıkılırlardı. Bunlar Ashab-ı Suffe idi. (Medine'de misafireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmiş derlerdi. Efendimiz namazdan çıkınca yanlarına uğrar ve: "Eğer (bu çektiğiniz sıkıntı sebebiyle) Allah indinde elde ettiğiniz mükafaatı bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyaç yönüyle daha da artmayı dilerdiniz" derdi.
Ravi: Fudale İbnu Ubeyd
Kaynak: Tirmizi, Zühd 39, (2369)