11 ayın sultanı diye adlandırdığımız Ramazan orucu, sağlığı yerinde olan her Müslüman’a farzdır. Zira Ramazan’ın hakikatine vasıl olamayan, Ramazan orucunu idrak edemeyen ve kabul etmeyen kişilere ise zorunlu değildir. Allah (cc.) “Ey iman edenler! Size namaz farz kılındı.” Yine “Ey iman edenler, oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” diye buyurmaktadır. (Bkz. Bakra: 183)
Değerli gönül dostu kardeşlerim; orucun zahiri ve batıni yönlerine geçmeden önce uruç etmek, yükselmek anlamına da gelen oruç ibadetini, üç ana başlıkta arz edelim. Bunlar sırası ile Sahur, İmsak ve İftardır. Söz konusu başlıklara sırası ile göz atalım ve sonrada konumuza devam edelim inşallah.
SAHUR; oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce, gece yedikleri yemeğe denir. Sahur oruca dayanma gücü verdiğinden, sahura kalkmak müstehaptır. Peygamberimiz (sav.) Efendimiz: "Sahur yiyiniz; çünkü sahurda bereket vardır." diye buyurmuştur. İftarda acele etmek, sahuru ise geciktirmek sünnettir. Ayrıca sahur vakti, duaların makbul ve kabul olduğu vakitlerden biridir.
İMSAK; sözlükte "kendini tutmak, engellemek, el çekmek, geri adım atmak" anlamlarına gelir. Dini bir kavram olarak ise iftar vaktine kadar yemeden, içmeden ve orucu bozan diğer şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakın zıttı ise iftardır.
İslam'ın temel esaslarından biri olan orucun tek rüknü imsaktır. İmsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sadık, yani tan yerinin ağarmasıdır. Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başladığı vakittir. İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği, güneşin batma vaktidir.
İFTAR: İslam'ın beş şartından birisi olan oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar yemek, içmek ve diğer bedeni zevklerden uzak durmaktır. Dini bir kavram olarak iftar; orucu açmak, oruçluya orucunu açtırmak, başlanmış orucu bozmaktır. Oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun olarak orucunu açtığı zamandır.
Peygamber (sav.) Efendimiz, iftar vakti girdikten sonra oruçlunun iftarda acele etmesini ve oruçlarını hurma veya tatlı bir şeyle ya da su veya tuz ile açmalarını tavsiye etmiştir. Oruç açılırken dua etmek sünnettir. Peygamber (sav.) Efendimiz, iftar esnasında yapılan duaların kabul edileceğini müjdelemiş ve kendisi de: "Allah'ım, Senin rızan için oruç tuttuk, Senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur çünkü Sen her şeyi işiten ve bilensin." şeklinde dua buyurmuşlardır. Cenab-ı Hak bir hadis-i kutsilerinde buyuruyor ki “Ademoğlu'nun işlediği her iş kendisinindir, fakat oruç benimdir, onun mükafatını ben vereceğim."
İnsan, orucun faziletine inanarak ve Allah'ın emrine itaat ederek yemeden, içmeden, nefsi arzulardan kendisini alıkoyar. Mevlâna Hazretlerinin şu veciz sözü ne kadar manidar değil mi dostlar? "Birçok oruç tutan vardır ki orucunu bozmuştur, nice yiyen vardır ki oruçludur.” diye buyurması bizler için bir tefekkür vesilesidir.
Değerli dostlar; tuttuğumuz orucu avamın orucu gibi değil de aslolan havas, havassü’l-havas orucunu gibi tutabilmek önemlidir.
Mustafa AYALTI
Altınoluk, 20 Ocak 2021