Dördüncü aşamada ise; eşyanın Hak’tan ayrı olmadığı bilinci ile her eşyaya hakikati ilahiyenin emrettiği şekilde muamele etmek gerekmektedir. Çünkü; Allah (cc.) alemlerden müstağnidir. Bu maksatla şu kuds-i hadisi tefekkürlerinize sunmak istiyorum: Allah (cc.) “İnsan Benim sırrımdır, Ben insanın sırrıyım” diye buyurmuştur.
Zira Allah ilahi hüviyetiyle zahirdir, batındır, evveldir, ahirdir. Cenab-ı Hak, kendi suretinde yarattığı insandan da bu mükemmelliyetlerin açığa çıkmasını istemektedir. Bu hallerle hallenebilmek için, Hakk’ı görmemize mâni olan zulmet perdelerinden kurtulup, nur perdeleri ile teçhiz olunduğunda basiretimizden Hakk’ı görenlerden oluruz, inşallah.
Resulullâh (sav.) Efendimiz “Allâh’ım, bana eşyanın hakikatini göster.” diye dua buyurmuştur. “Eşyanın hakikati demek” görüp bildiğimiz zerreden kürreye her ne var ise, her şeyin hakikati demektir. Ancak zulmet perdelerinden kurtulduğumuzda, eşyanın ardındaki hakikati görebiliriz. Eşyanın ardındaki hakikat, Allah’ın (cc.) en güzel isimlerinin manalarıdır ki bunlar da Nur perdeleridir. Şu hususu dikkatlerinize sunmakta fayda var değerli dostlar. Eşya, yani E’fal aleminde görünen her şey, Allah (cc.)’ın Esma-ül Hüsna’sı diye bildiğimiz, diğer bir ifade ile, doksan dokuz isminin manalarının terkiplerinden ibarettir.
Hz. Musa’nın “Rabb’im! Bana kendini göster.” demesinden maksat; yarattığından ayrı, uzaklarda bir mutlak varlık değil, eşyayı varlığıyla kuşatmış bir Allah (cc.)’ın varlığını, yani eşyanın hakikatini göster demektir. (Bkz. A’raf/143)
Çünkü eşyanın hakikati görüldüğünde; perde aradan kalkmış, yaratılan Yaratıcı’ya (seven-sevilene) kendi varlığını terk etmiş olarak Rabbine vuslat etmiş olur. Bu gibi hallerle hallenip vuslat derdine düşen bir kimsenin sevgiliyi kendi gönlünden başka bir yerde araması beyhude, boşa yorgunluk olur değerli dostlar.
Sonuç olarak; Allah (cc.) ilahi hüviyetiyle bizimle beraberken bizde O’nunla birlikte olmalıyız. Şöyle bir soru ile muhatap olursak cevabımız ne olur? “Ey kulum, Ben sizinleydim, ya siz kiminle idiniz?” Bu mihvalde nefsini mutmain eden bir kimsenin vereceği cevap çok kolay ‘’Ben’de Seninleydim” yani “Rabbim ile idim.”
Rabbim bizleri eşyanın hakikatine vakıf olup görenlerden eylesin. Bizlere batılı batıl olarak gösterip ondan uzaklaşmayı, Hakkı hak olarak gösterip ona tabi olanlardan eylesin.
Rabbim cümlemizden razı ve hoşnut olsun.
Mustafa AYALTI
Akçay, 30 Temmuz 2019