Sevgili Peygamberimiz SAV. hac dönüşü sırasında müslümanlarla birlikte Medine’ye doğru yola çıktılar. Mekke ile Medine arasında bulunan “Gadir-Hum” denilen yere gelip mola verdiler. Bir hikmet tahtında bu konaklama yerinde verilen mola İslâm tarihi için çok önemlidir. Bunun sebebi de orada nazil olan ayeti tebliğ etmek içindi. Bu ayeti kerimede mealen “Ey Peygamber, Sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, Onun elçiliğini yapmamış olursun. Allah cc. Seni insanlardan korur. Doğrusu Allah cc. kâfirlere yol göstermez.” (Maide 67)

Bu emri alan Hz. Muhammed, SAV. hemen deve semerlerinden yapılan yüksekçe bir yere çıkıp Hz. Ali’yi de yanına çağırdı ve onu da kürsüye çıkarıp yanına aldı.

Halka hitaben: “Ey nas. Ahirete göçmekten hepinizden önde bulunuyorum. Size paha biçilmez iki emanet bırakıyorum; Benden sonra bu iki şeye sarılırsanız sonsuza kadar sapmaz ve delâlete düşmezsiniz.”

Ve devamında şöyle buyurdu: “Cebrail as. Bana Rabbimden şu emri getirdi ki; Ali b. Ebu Talip Benim kardeşim, vasim, halifem ve benden sonra İmamdır.

Ey insanlar: Allah onu size veli ve imam olarak tayin etti; Ona itaat etmeyi herkese farz kıldı. Ona karşı gelen herkes lânetlenecek, saygı gösteren ise merhamete erecektir. Dinleyiniz ve itaat ediniz; Allah Mevlânız, Ali ise imamınızdır. İmamet ondan sonra, onun soyundan kıyamete kadar devam edecektir.” (Vahid-i Esba bün S.115) (1)

Orada bulunan müminler hep bir ağızdan Peygamberimizi onayladılar; işit tik ve itaat ettik dediler. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz Hz. Alinin sağ eli ni tutup havaya kaldırdı ve “Ey insanlar! Bilinizki Ben kimin Mevlâsı isem Ali de onun Mevlâsıdır. Kanı kanımdandır, canı canımdandır, ruhu ruhumdandır. Ona itaat eden bana itaat etmiştir. Ona asi olan bana asi olmuştur. Her kim beni severse Allah’ı sever; her kim Allah’ı severse Ali’yi sever. Hak ve adalet her zaman Ali ile beraberdir. Ya Rabbi ! Şahid ol.”

Değerli dostlar: Yukarıdaki bu girişi yapmamızın sebebi, İmam Hz. Ali’nin, Sevgili Peygamberimizin ve Onun Ehlibeytinin İslâm dünyası için ne kadar önemli olduğunu anlamak ve Ehlibeyte inanmak, tabii olmak ve Ehlibeyti sevmek, Allah’ın emri ve Peygamberimizin sünnetidir. Bu konuda Kuran-ı Kerimdeki “Meveddet” ayetlerini okursak daha iyi anlaşılır kanısındayım.

Halife Hz. Osman’nın şehit edilmesinden sonra müslümanlar oy birliği ile Hz. Ali’yi Halife seçtiler. Hz. Ali halife olunca şehirdeki iç karışıklığı önlemek amacıyla bazı tedbirler almaya çalışırken, Hz. Osman’ın akrabaları ve özellikle Şam valisi muaviye, Hz. Osman’ın katilleri bulunmadan iç karışıklık düzelmez diye fitneler çıkarıp ortalığı daha da karıştırıyordu. Aslında esas amacı Hz. Ali’yi bir şekil de saf dışı bırakıp hilafeti ele geçirmek istiyordu.

Hz. Ali’nin hilafeti döneminde ülkede terör ve iç karışıklıklar ve hatta iç savaşlar bile çıkmıştı. Şimdi bunların detayına girmek, bir sürü elem verici olaylar, haksızlıklar hile ve entrikalarla uğraşmak zorunda kaldığından İslâm tarihinde acı bir yer kaplar.

Hz. Ali’nin Şehadeti

Hz. Ali’ye karşı Sıffiyn savaşında hezimete uğrayan haricilerden birkaç kişi ibn. mülcem önderliğinde, muaviyenin de rüşvet ve kışkırtmalarıyla Hz. Ali’yi şehit etme kararı almışlardı. Bunun için planlar yapıp fırsat kolluyorlardı. Hz. Ali gerek kılıcı ve gerek bileği bükülmeyen yiğit birisi olduğu için bunu ancak onun en savunmasız halinde bu suikasti gerçekleştirmenin kararını aldılar ve bu işi de ancak ona namaz kılarken yapabileceklerini anladılar.

Bu planlarını uygulamaya koyup sabah namazında yapmaya karar verdiler ve sabah erkenden mescide gelip mevzilendiler. Hz. Ali sabah namazının farzını kıldırmak için imamete geçince, onlarda hemen arkasındaki safta yerlerini aldılar. İkinci rekâtta kıyamda iken ibn. mülcem bir kılıç darbesi ile Hz. Ali’nin başına şiddetlice vurdu ve onu ağır bir şekilde yaraladı. Orada bulunan cemaat hemen bu üç saldırganı yakaladı; çıkan arbedede ikisini öldürüp ibn. mülcem sağ olarak yakalandı. Bu olay milâdi takvim ile 661 yılında, Hicri takvim ile Hicretin 40.ncı yılında Ramazan ayının 19. ncu günü gerçekleşti. Hz. Ali bu yarayı aldıktan sonra daha iki gün yaşadı ve Ramazan ayının 21. nci günü şehit oldu. (Allah Rahmet eylesin) Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan da ibn. Mülcemi bir kılıç darbesi ile öldürüp onun cezasını ınfaz etti. (2)

Değerli dostlar: Hz. Ali’nin şehadeti büyük bir olaydır. Hz. Ali’yi ve Ehlibeyti sevenler günümüzde Ramazan ayının 21. nci günü ve gecesinde bu olayı hatırlayıp Ehlibeyte bağlılıklarını, onun matemi ile yadederler ve bu geceye de GARİPLER GECESİ demişlerdir. Bu gece Hz. Ali ve Ehlibeyt yad edilir onlar için kuranlar okunur, evleri matem evi, sofraları matem sofrası gibi sade ve gösterişsiz olmasına özen gösterirler.

Hakikaten Hz. Peygamberimizin hadisi ile “İlim şehrinin kapısı” olan Hz. Ali şehadetiyle İslâm âlemini ve Onu sevenlerini garip bırakmıştır. Hz. Ali’den sonra onun evlatlarına ve torunlarına da emeviler hiç rahat yüzü göstermediler ve 12 İmamlar dediğimiz Evlâd-ı Resülü hep çeşitli entrikalarla şehit etmişlerdir.

Rabbim bizleri Evlâd-ı Resûl’ün hizmetlerinde, sevgisinde daim ve sadık eylesin inşallah.

Selâm ve dua ile kalınız.

1-Bu toprağın canları (Ali Kuzu) S. 22-23
2- Hadikatüs Şüheda (Fuzuli)

Enver EFE
İstanbul, 28 Nisan 2023