22 Eylül 2023
7 Rebiü'l-Evvel 1445
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ POSTA KODLARI ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






HAKİKAT YOLCUSU


Değerli dostlar; bizler, Rabbimin arzu ettiği doğrultuda uzun ve bir o kadar da meşakkatli ama bir o kadar da zevkli sonu olmayan bir hakikat yolcuğuna çıktık. Bu yolculuğun birçok yönü birçok evresi vardır. Zira bu yolculuk yeniden doğmaktır. Bu bağlamda Her birimize ayrılan bir zaman dilimi vardır ki; buna ömür diyoruz. Bu ömür dediğimiz süreç, insan için çok önemli bir sermayedir. İnsan, ömür sermayesini iyi değerlendirip, bu süreci Rabbimin arzu ettiği istikamete doğru yönelttiğimizde, işte o zaman bu süreci hakikatimize yaptığımız bir yolculuk olarak zevk edilebiliriz. Yoksa neyin ne olduğunu bilmeden, anlamadan bu sermaye hemen tükeniverir.

Bahse konu bu fani alemdeki ömür sermayesi bizi sonsuz bir hayatın yani gerçek hayat dediğimiz beka aleminin güzelliklerine götürecektir. Önemli olan, bu ömür sermayesini Rabbimin hoşnut olacağı hususlarda harcamak bizim şiarımız olmalıdır. İnsanın aklına şöyle bir soru geliveriyor, “şu an çağrılsak hazır mıyız acaba…” dostlar?

Gelin görün ki; çok önemli olduğuna iman ettiğim bu yolculuğun hala farkına varamamış, önemini anlayamamış sayısını bilemediğimiz birçok yolcunun veya şöyle ifade edersek daha iyi mi anlaşılır acaba? Hakikati asliyesine kavuşma gayretinde olmayanlar ile bu manada ısrarcı olanların vay haline demek daha uygun olacağı kanaatindeyim.

Fakat bizler seçilmişlerden olarak, Rabbimizin himmetleriyle hakikati asliyemize kavuşma gayretinde olabilmek adına bu hakikat yoluna ram olduk elhamdülillah, Rabbim bizleri bu yoldan ayırmasın, daim eylesin. Hakikat yolculuğunu tercih etmeyip, enaniyeti nin esaretinde olmayı tercih edenler için; Efendim Hazretleri, “bu gibi kimseler denizin ortasında kalmış biçare kimselerdir. Onlar selamet sahiline de çıkamazlar,” diye buyuruyor. Ayette de buyurulduğu üzere; bu gibi kimselerin gözleri ama gönül gözleri kapalı, kalpleri de mühürlü olup, hakikat gerçeğinden bihaberdirler.

Hakikati asliyesine kavuşmak isteyen bir kişi, bulunduğu ortamdan başka bir oluşuma, başka bir ortama yaptığı yolculuğun adıdır bu hakikat yolculuğu. O halde hakikat yolculuğuna mani olan enaniyetten firar edip, kainatın yaratıcısı Rabbine doğru istikamet üzere olmak çok önemlidir. Allah cc. da öyle buyuruyor. “Doğrusu son varış Rabbinedir” diyor Allah cc. (Necm, 42)

Hakikati asliye bağlamında; Yakın ilimlerini tahsil etmek çok önemlidir. Nedir bu ilimler? Bir kez daha hatırlayalım, “İLMEN YAKİN, AYNEL YAKİN ve HAKKEL YAKİN” mertebeleri idi. Şu gerçeği de göz ardı etmeyelim; “hakikat idrak ile kavranır, hal ile beyan edilir.”

Bu yolculuk Rabbimize kavuşma yolculuğudur, bir hakikat arayışı yolculuğudur, hakikate ulaşma yolculuğudur. Hakikate ulaşmanın tek yolu, hakikat gerçeğini HAKKEL YAKİN mertebesinde yaşamaktır, diyor sultanlarımız. Yoksa boşuna yorgunluk olur diye buyuruyorlar.

Bu yolculuk esnasında karşılaştığımız her tecelliyata boyun eğerek vardır bir hikmeti deyip, EYVALLAH demek çok önemli şiarlarımızdan olmalıdır.

Hakikat yolculuğuna çıkan bir ehli dost kardeşim ruhunu ve gönlünü Rahmana vermelidir. Yolda olmak bu yolculuk için değer olarak kabul edilmelidir. Yolcu olmak hakikate kavuşma gayretinde olmak anlamındadır. Herkes, hakikat kavramından kabı kadar nasiplenir. Kabı büyük olmayanın kabından büyük hakikat talep etmesi muhaldir.

Sultanlarımızın himmet ve duaları ile her ehli ihvan kardeşim bu ulvi yolculuğa çıkmak zorundadır. Sultan sız yola çıkmak, karanlıkta kendimize yön bulmaya benzer. Yolda olmak kafi dir mantığı, doğru mantık değildir. Ehli ihvanın yolculuğu, sonu olmayan yola doğrudur. Yolda olmak yeter mantığını tefekkürlerinize sunuyorum.

Bu yolculuk esnasında birtakım zorluklar ile karşılaşmak mümkündür. Bu zorlukları göze alarak yola çıkarsan, yol senin için bir hakikat yolculuğuna dönüşür. Sonu bilinmeyen bu yolculukta, seyir halinde olmak ne kadar önemliyse, nereden başlayacağını bilmek de çok önemlidir. O zaman şu veciz söze kulak verelim lütfen. “İçine dön ve bak ey salik, niçin buradasın ve neyi arıyorsun, neyi arıyorsan O’sun der Hz. Mevlana.”

Değerli dostlar; Hakikatine ulaşmak isteyen bir kimse öncelikle enfüs alemine yolculuk yapmalı, daha sonrada afak alemine hakikatine ulaşmak üzere yolculuğa çıkmalıdır. Tamda buna paralel olarak, Yunus EMRE Hazretleri bakınız ne buyuruyor; İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsen / Bu nice okumaktır. Bu dörtlükten de anlaşılacağı üzere; okuduklarımız, bildiklerimiz kendi hakikatimize ait değilse, bu yolculuk; başlangıcı ve sonu belli olmayan bir yolculuktur.

Yol ve erkanımız da olmak yoktur, yolda olmak vardır diye buyurur sultanlarımız. Yolda pişmek ve ölüme kadar süren bir kemal yolculuğunda olmak hayatı anlamlı hale getirir. Yolda inişler çıkışlar, engeller ve sıkıntılar kadar iyilik ve güzellikler de çıkacak karşımıza. Gide gide, araya araya, yana yana olgunlaşacağız. Hamdım, piştim, yandım diyen Hz. Mevlana, yolculuk boyunca geçireceğimiz evreleri sıralamış adeta. Bunun tam karşılığı; bilmek, bulmak ve olmaktır. Yanmayı göze alan bir kimse, bulmaya ramak kalmış demektir.

Sonuç olarak; Ey Yol ehli kardeşim; çilesini çekmediğin, uğruna mücadele etmediğin hiçbir şey senin değildir. Görünüşte sahip olabilirsin ama hakikatte senin olmamıştır. Çünkü sen, sen değilsin. Evvela nefsini yenmelisin. Sonu olmayan yolculuğun esnasında hiç kimseye haksızlık yapmayacaksın, doğruluk ve adaletten bir milim dahi şaşmayacaksın. Emin ve güvenilir olacaksın, sözüne sadık kalacaksın, İncinsen de incitmeyeceksin, hiçbir canlıya zarar vermeyeceksin.

Bu fani alem de; hayat yolculuğumuz esnasında karşımıza çıkacak her canlı ve cansızın, Rabbimin birer eseri olduğunu düşünerek, onlara hoşgörü ve sevgi ile muamele etmek, hakikat yolculuğumuzun bir başka ifadesidir dostlar. Bu hususu tefekkürlerinize sunuyorum.

Rabbim bizleri arzu ettiği şekilde hakikat yolculuğuna çıkıp, hakikatine ulaşanlardan eylesin.

Rabbim cümlenizden razı ve hoşnut olsun.

Kalın sağlıcakla.



Mustafa AYALTI
İstanbul, 25 Ekim 2022




Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.
(TÂH– 132)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ