Değerli kardeşlerim; Allah cc. “En güzel biçimde yarattım” dediği insan; Rabb’inden gelip yine Rabb’ine dönecek olan bir ebediyet yolcusudur. (Bakınız; İsra-85). Dünya dediğimiz bu fani alem, aslında sonsuzluğa giden ve dönüşü olmayan yolculuğun güzergahı olup, bu yolculuğun son durağı olan “BERZAH ALEMİ” yazımızın ana konusu olacaktır. Himmetleri ile dilimin döndüğü kadarı ile sizlere faydalı olma gayretinde olacağım inşallah.
Allah cc. Bakara Suresi Ayet 154’te, "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın. Aksine onlar, Rableri katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. Allah’ın kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlar arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir." Diye buyurmaktadır.
Değerli dostlar; BERZAH nedir, ne demektir? Yazımıza buradan başlayalım inşallah. İnsanların ruhlar aleminde yaratılması ile anne batınında geçen zaman bir berzah olduğu gibi, ruhun bedenden ayrılması ile tekrar dirilmesine kadar geçen süreye de berzah denilmektedir. Kur’an’ı ifade ile arz etmem gerekirse, ölüm ile haşr arasında geçen süreye BERZAH denildiği gibi, diğer bir ifade ile ruhani hayatın hüküm sürdüğü bir yer anlamına da gelmektedir.
İnsan ruhu açısından değerlendirdiğimizde bu hayata “KABİR HAYATI” denilmektedir. Ruhun bedeni terk etmesinden sonraki yolculuğu berzah alemi yolculuğudur. Yani “kabir hayatına” geçişidir. Bedenin deformasyona uğraması yani çürümesi, dağılması, toprağa karışması kabir hayatını etkilemez. Çünkü söz konusu hayat maddi değil, ruhani bir hayattır. Bu sebeple de alem-i berzaha “ALEM-İ ERVAH” veya “DARU’L-ERVAH” da denilmektedir.
Bu alemdeki yasal bekleme sürecinin hitamını müteakip ahir alem yolculuğuna elbette bir gün çıkacağız. Bu yolculuğumuzun menzili Alem-i Ervah’tır. Bu alemdeki sürecin kısa bir süreç olabileceğini Allah cc. İsra Suresi Ayet 52’de, “Kabirden çağrıldığınız zaman derhal kemal-i tazimle icabet edeceksiniz ve orada pek az bir zaman kaldığınızı zannedeceksiniz” diye buyurmaktadır. Toparlayacak olursak; berzah alemi ölümle başlayıp, cesetlerin haşrına kadar geçen ruhani aleme verilen bir isim olduğu anlaşılmaktadır.
Mütefekkirlerimiz, imanla kabre giren mü’minlerin ruhları bu alemde rahat ve saadet içinde bulunurlarken, nefsinin esaretinde olanlar ise azap içinde olacaklardır diye buyururlar. Buna paralel olarak; bir Hadis-i Şeriflerinde Peygamberimiz Sav. Efendimiz “Kabir cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur, İman ve Salih amel sahipleri kabirde güzel bir hayat geçirirlerken, nefsi emaresinin esaretinde olan kimseler büyük azap içerisinde olacaklardır” diye buyurmaktadır.
Mevlana Hazretleri’nin şeb-i arus olarak ifade ettiği bu muhteşem dönüşü, Sultanlarımız izdirari ölüm yolculuğuna çıkan insanların fena yolculuğuna değil, beka yolculuğuna, vuslat yolculuğuna çıktıklarını ifade buyururlar.
Hakikati asliyesine vuslat eden bir kulun Cenab-ı Hakk’a dönüşü olarak ifade edilen bu muhteşem yolculuk, aynı zamanda kulun sevdiklerine kavuşması olarak da ifade ediliyor.
Öyle ki, bu yolculuk gurbetten sılaya, hicrandan ana vatana, ana ocağına, hazan mevsiminden bahara, ayrılıktan vuslata. Özet olarak; bu yolculuk, bir ve beraber olmak için aslına dönüş yolculuğudur dostlar. Çünkü dünya alemi; gurbet, hicran, hazan mevsimi, ayrılık ve gayrilik yeridir. Vuslat, vahdet ve beraber oluş yeri ise ahirettir. Ölüm ne şekilde gelirse gelsin; sonucu vuslattır. Ahiretin vuslat özelliği berzah aleminde başlıyor kardeşlerim.
Gönül dostu kardeşlerim; birbirlerini Allah için sevenleri, Allah cc. berzah aleminde kavuşturuyor. Berzah veya ahiret alemi tamamen vuslattır, vahdettir, kavuşmaktan ibaret olan bir yerdir. Birbirlerini Allah için seven ve bu firkat dünyasından o vuslat diyarına giden ebeveynler, evlatlar, ecdatlar, kardeşler, ahbaplar ve dostlar, ayrılık ve gayrilik olmayan vahdet diyarında birdirler, beraberdirler, sevinirler, sevişirler ve saadetin zirvesinde buluşurlar ve artık ebedi olarak ayrılmayacakları bir beka alemidir orası.
Sonuç olarak; Mü’minin dünyasında, ahiret kara toprak değildir. Kara toprak sadece insan bedeninin menşei olan bir tür topraktır.
Rabbim cümlemizi Cenab-ı Hakk’ın arzu ettiği şekilde ahiret yolculuğuna çıkmayı nasip etsin.
Rabbim cümlenizden razı ve hoşnut olsun.
Mustafa AYALTI
Akçay, 01 Eylül 2022