11 Ekim 2024
8 Rebiü'l-Ahir 1446
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER KVKK ve GİZLİLİK POLİTİKASI
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






BENLİK DUVARI VEYA BENLİK HIRKASI


Yazımıza yine bir ayet-i kerime ile başlayalım inşallah. Cenab-ı Allah (cc.) Yunus Suresi ayet 7 ve 8‘de “Şüphesiz Biz’e kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile ayetlerimizden gafil olanlar var ya; işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.” diye buyuruyor Cenab-ı Allah (cc.).

Yukarıda arz ettiğimiz ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere bir kişinin kendine değer vermesi; malını, mülkünü, makam ve mevkiini ön plana çıkararak Cenab-ı Hak’tan müstağni yaşaması bir dervişlik hali değildir. Bunun için benlikten geçmeyenin, nefsini terbiye etmeyenin ve hep "BEN" diyenin istikameti Rabbine değil, şeytanınadır. Bu gibi kişiler, benliğinin esaretinde oldukları için, Rablerine doğru yol almaları da mümkün değildir. Bu insanlara; Allah (cc.) Yasin Suresi ayet 9’da şöyle buyuruyor “(O inkârcıların) önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler.

Dünya hayatını ön planda tutan kimselerin en zor olarak terk edeceği; enaniyeti yani benliğidir. Enaniyetinin esaretinde olan insanlar, benliği sebebiyle nefsinin peşinde koşarlar. Tabidir ki bu gibi kimseler münferit yaşamayı tercih ederler ve sonları da esfelisafilin olur.

Hal böyle olunca aynel yakine ulaşmayı engelleyen benlik duvarı yükseldikçe, insanların da Hak’tan uzaklaşması kaçınılmaz olur. Ancak söz konusu nefsaniyet duvarı yani benliği alçalmaya ve aradan kalkmaya başladıkça yani kişi nefsani arzulardan uzaklaştıkça Hakk’a yakınlığı ve marifeti de artar.

Cenab-ı Hakk’ın kendine yakınlaştırıcı bunca lütfuna rağmen, insan nasıl oluyor da Rabbinden uzak kalabiliyor? Kalabiliyor çünkü insanı çevreleyen bir benlik duvarı var. Bu duvar yüzünden marifet denizinden haberimiz olamıyor. Zira Allah (cc.)’ın “Kibriya” sıfatının, ortaklığa asla tahammülü yoktur. Bunu idrak edemeyen insanı, Allah’tan uzaklaştıran kişinin benliğidir. Bahse mevzu benlik duvarını kıramayan yani benlik hırkasını çıkarmayanlar; Allah (cc.)’ın lütfettiği hidayet ve istikamet levhalarını göremez, okuyamaz, idrak edemezler. Nefsaniyetten ruhaniyete yol alabilmek benim dediklerinden firar edip Rabbinin arzu ettiği istikamete doğru yol almakla mümkündür. İnsandaki benlik duvarının yıkılması ile birlikte, artık semanın kapısı açılır ve gönül şehri, Rabbimin mihman olacağı bir mekân haline gelir.

Değerli dostlar! Sakın, kendi başımıza bir şeyler yaptığımızı zannetmeyelim. Bilinmelidir ki oruç tuttuğumuzda da, namaz kıldığımızda da, her ne yaparsak yapalım irademizi Rabbimize teslim ettiğimizden, onu bize yaptıran Rabbimizdir. İşte bu hakikati idrak edip benlik prangasından yani nefsin azgın pençelerinden kurtularak ölmeden evvel ölenler, bu hallerinin bir mükâfatı olarak cananda dirilirler.

Bu hallerle hemhal olmuş ehli ihvan kardeşlerimize, Cenab-ı Hak bir kutsi hadislerinde şöyle buyuruyor “Onların akleden kalbi, gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı ve tutan eli ben olurum.” Kul, bu makamda büyük bir vuslat hali yaşar. Kibir, gurur ve benlik iddiası peşinde olan kimseler, benliklerinin prangasından kurtulmadıkça, benlik duvarını yıkmadıkça, vahdet cennetine girmeleri mümkün değildir.

Benliğinin esaretinde olan kimseler, gıybet etmekten zevk alır. İblisin halleriyle hallenirl. Kendisini hata ve kusurlardan uzak görür. İlahi ikazlara karşı adeta bir muafiyet duygusu içinde yaşar.

Hüsn-i hat levhaları ile dergâh duvarlarının süslemesi, asırlardan beri süregelen güzel bir ananedir. Bu güzel levhaların birinde “هيچ/ hiç” ifadesi yer alır. Benlikten kurtulup hiç’liğe ulaşamayan bir kimse, hala benlik hırkasını çıkarmamıştır, çıkaramamıştır. Nefsani yaşamı tercih edenler “ben”liğinin esaretinde, ruhaniyatı tercih edenler ise “hiçlik” sırrına ulaşma gayretinde olan kimselerdir. Ancak varlığını Hakk’ın varlığında ifna eden, yok eden Allah dostları “hiçlik” mertebesine ulaşırlar.

Zaten içimizdeki kavga da ben’lik ile hiç’liğin kavgasıdır. Bu nedenle maneviyat yolunda her şey, “hiç”i “ben”e galip getirdikten sonra başlar. “Nefsini bilen, Rabbini bilir.” sırrı bu noktadan sonra idrak edilir. Hiçlik haline ulaşarak marifetullah’tan nasip almış bir mü’min, bu fani âlemdeki ilahi sır ve hikmetleri gönül âleminde okumaya başlar. Bu gibi Hak dostları Hakkel yakini yaşarlar ve maveranın ötesini görebilmek adına, sırrel yakin yolculuğuna başlarlar.

Bursa Kadısı Hüdayi Hazretleri, gönlündeki varlık ve benlik duvarını yıkabilmek için hocasının emriyle Bursa çarşısında sırmalı kaftanıyla ciğer satmış, dergâhın abdesthane temizliği vazifesini sadakatle icra etmiştir. Böylece benliğini sıfırladıktan sonra, mana ikliminde mesafe almaya başlamıştır.

İşte Hakk’ın kudret ve azametini layıkıyla idrak edebilenlerin de ne varlık iddiasına ne de benlik iddiasına takati kalır. Bilakis acziyet ve hiçlik duygusuyla adeta eriyen bir muma döner. Bu gibi kardeşlerimiz “HİÇ”liğini fehmederek Hakk’ın huzurunda hiçlik zirvesine ulaşır ve Hakk’ın Halil’i olurlar.

Sonuç olarak; gönülde böyle bir teslimiyet ve azim olunca, zorluklar asan olur. Büyük nefsani duvarlar, Allah (cc.)’ın inayet ve bereketiyle erir. Hadd-i zatında; ruhani ve manevi hayatımıza etki eden, ihlas, takva, rıza ve teslimiyet ile hayatımızı idame ettirmek bizlerin önceliği olmalıdır. Ayet-i kerimede “…Sana yakin (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluğa devam et!” diye buyuruyor Cenab-ı Allah (cc.) (el-Hicr, 99)

Ya Rabbi, benlik duvarını yıkarak hiçlik şuuru ile, secde ile Sana yaklaşan, kaygı, sıkıntı, tasa ve üzüntülerden kurtulup lütfunla, ihsanınla bizleri letafete kavuştur. Sultanlarımızın himmetlerini üzerimize daim eyle.

Ya Rabbi, bize bahşeylediğin maddi-manevi rızıklarının yanında, muhabbetini de rızık olarak nasib eyle. Sen’i sevenlerin, Marifetullah’a erenlerin sevgisiyle kalplerimizi doldur. Sev, sevdir, sevindir bizleri Ya Rabbi.

Rabb’im cümlemizden razı ve hoşnut olsun.



Mustafa AYALTI
İstanbul, 04 Nisan 2022




Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir."
(Bkz. Ali İmran, 31)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ