(Namaz uykudan hayırlıdır!)
Değerli dostlar! Namaz, Müslüman olan her insanın kulluğunu zahir ettiği en güzel ibadettir. Diğer ibadetler gizli olabilir ama namaz ibadeti en azından cuma ve bayram namazları olarak cemaatle kılındığından şahitli bir ibadettir.
Malumunuz namaz günde beş vakit olarak emredilen farz bir ibadettir. Sabahın seherinden sabah, öğlen, ikindi, akşam ve yatsı olmak üzere gecenin ilk saatlerine kadar olan zaman diliminde eda edilir. (Yatsı namazının imsak vaktine kadar süresi vardır.)
Değerli dostlar! Her Müslümanın eda ettiği beş vakit namazın; dinin temel direği olduğu ve Hakk’ın huzurunda durma, Hak ile konuşma, Hak ile miraç manalarına geldiği büyüklerimiz tarafından bizlere anlatılır.
Bunların hepsi doğru olmakla birlikte, kişi bunlara ilmel yakin mertebesindedir. Ehli tasavvufta ise sabah namazı salikin uyanması, salikin yeniden doğması, salikin fark ehli olması olarak kabul edilir.
Salikin uyanabilmesi için de onu uyandıracak, ona abdest aldırıp namaza davet edecek, ona gerçek kulluğu öğretecek bir müezzinin seslenmesi gerek.
Zahirde sabah namazı, sabahın seherinde kılınan iki rekâtlık bir namazdır. Hakikatte ise Tevhid-i ef’al mertebesidir. Ezanı okuyan müezzin (Mürşit) seni zikr-i Hak ile uyandırır. Abdestini alır, namaza durursun. (Rabıta ile seyr-i sûlük) Birinci rekâtta makam-ı fena, ikinci rekâtta ise makam-ı beka zevkiyle Huzurullah’da olduğunun arifi olursun.
Ehlullahın sabah namazını uyanış olarak tarif etmesi şundandır ki kişinin Mürşide gelmeden evvelki hayatı karanlık ve gaflette idi. Yani kişi yaptığının (ibadet dahi olsa) arifi değildi. Tevhide ereyim derken hep kendisini ayrı görürdü. Ne zaman müezzinin sesini duydu, o davete uydu, o zaman uyananlardan oldu.
Bir salik, mürşid-i kâmilden zikri alınca o kişi bahar mevsimine ermiş gibidir. Nasıl ki bahar gelince kâinat canlanır, nebadatta bir uyanma meydana gelirse salikin de bu uyanma ile vücudu, aklı, fikri, gönlü zikirden meydana gelen feyz-i ilahi ile canlanır. Saliki ilahi neşe ve zevk ihata eder.
Böyle ilahi bir zevke eren salik, kendisini gaflet uykusundan uyandıran mürşidini durmadan anar, metheder. Artık mürşidinden ayrılmaz, yeter ki salik uyanmış olsun.
Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Çünkü namaz seni kötülüklerden men eder. Elbette Allah’ı zikretmek en büyük ibadettir. Allah ne yaptığınızı bilir. (bkz. Ankebut, 45)
Sabah namazı, zikre davettir. Seni şirkin her türlüsünden uzaklaştıran hakiki kulluğa davettir. Enfüs ve afakta Lâ ilahe İllallah gerçeğine davettir. Mürşidine sıdkı sadakatle iman edip O’nun gösterdiği yoldan giden için aşka ve vuslata davettir. “Sizden hiçbir ücret ve karşılık istemeyenlere uyun. Doğru yolda olan kimseler onlardır.” (bkz. Yasin, 21)
Değerli dostlar, insan bu davete uyup icabet ederse ona bir elbise giydirilir. Ona giydirilen bu elbise tevhit elbisesidir. İkilikten, şirkten ve zanlarından arınıp seyr-i sûlükünde vahdete erme, vuslata erme yolculuğuna sefer eylemesidir. Tevhide eren gerçek insanlığını, özünü bulur. Kişi böylece “Men arafe nefse Hu” hadisinin mazharı olur. Ebedi olarak Hayy olan Allah’ta yaşar. “Biz Allah’tanız, dönüşümüzde O’nadır.” (bkz. Bakara, 156)
Abdesttir namaza rabıta olan
Ezan-ı Muhammed davetin olsun
Hulusi kalp ile namaza duran
Kuran-ı Kerim’den kelamın olsun
Kıyam dur namaza ol Elif gibi
Sakın taviz verme yaşa dinini
Mirac-ı Nebi’nin hediyesini
Kulluk duruşunda rukundan olsun
Azamet sahibi olsa da Rabbin
O’nun haşyetinden ürperse kalbin
Kul olduğunu bil edebin takın
Rabbine secden gönülden olsun
Âliy-yül alâ dır O’nun cemali
Tahiyyat ta olan duyar selamı
Kulun Rabbi ile olan kelamı
Melaike duyup şahidan olsun
Tespihi zikir yap dola diline
İman da yakışır takva ehline
Tûrabi’m sohbetin seher yeliyle
Hak âşıklarına duyuran olsun.
Rabbim cümlemizin yar ve yareni olsun. Selam ve dua ile kalın.
Enver EFE
İstanbul, 16 Nisan 2021