Derviş aşkın atmosferine kendini kaptırdığı an, artık onda sabır veya isyan gibi duygulara yer yoktur. O cananın (Mürşit) cemaliyle mest-i hayran dolanır. Artık dilleri O’nun dillerinden söyler, hal ve hareketleri O’nun hal ve hareketleri gibi olur. Mürşidini sevenleri sever, artık o dervişte mürşit sevgisinden başka bir şey yoktur. Dervişin kıyas yapacak mecali dahi kalmamıştır. Dervişin gönlüne aşk ateşi düştü mü derviş yandıkça zevk alır, zevk aldıkça yanmak ister. Bu sevginin yanması bambaşka bir şeydir. Lisana dahi gelmez, yaşamak lazım.
Bu aşk yolculuğunda aşıkların bazılarında değişik haller olur. Kimisinden perde kalkar mazharların iç alemi kendisine zahir olur. Kimisinin dilinden şiirler, ilahiler zuhura çıkar. Kimisi divane, kimisi cezbeli olur. Kimileri de vardır ki sır küpü misali AŞK onu ihata etmiştir.
Aşk, Mürşid-i Kamil’in nefesinden zahir olur demiştik. Mürşidin himmeti senin önündeki engelleri kaldırmak için sana yardımcı olur. Sende olan Hak varlığını senden açığa çıkarır. Bunun içinde Mürşit nazarının senin içindeki tüm olumsuzlukların ve gayrilerin temizlenmesi için aşk ateşi ile senin içini yakması bundandır. Niyazi Mısri bir deyişlerinde bunu: “İçine bir od salar nefsin sıfatın yakar/ Canın gözünü açar erenlerin halveti.” diye anlatıyor.
Değerli dostlar! Halk arasında “Göz gördü, gönül sevdi benim bunda (yaptıklarımda) ne günahım var.” diye bir deyim vardır. Bu hakikaten aşık sözüdür. Aşık, maşukunun cezbesinden kendi yaptığı fiillerinin sorumlusu değildir. Aşığın faili maşuk olmuştur. Maşuğun iradesi aşıktan zahir olmuştur. Aşık ve maşuk tek beden olunca bu ikisinin birleşmesinden AŞK zahir olmuştur.
Göz Hakk’ın Basar sıfatıdır. Kim gözünü Hakk’ın Basar sıfatına nispet ederse artık o göz Hak’tan başka bir şey görmez. Çünkü aşk (Hak) kendinden başkasını görmez. Bu sırra eren dervişin her gördüğü Hak’tır. Bunu irfan meclislerinde, aşk mekteplerinde (dergah) ilmi ledün olarak talim ettirirler. Bu mekteplerde Mürşit elinden tevhit neşteri ile gözünü ameliyat ettiren dervişin her gördüğü Hak olur. Zira gözden gönüle, gönülden göze bir yol, bir irtibat vardır.
And olsun ki O Rabbini daha önce de görmüştü. Şimdi gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. (bkz. Necm Suresi)
Anla hemen bir söz durur yokuş değil düz durur
Alem kamu bir yüz durur gören anı hayran imiş
Niyazi Mısri
Rabbim cümlemizin yar ve yareni olsun. Selam ve dua ile kalın.
Enver EFE
İstanbul, 18 Ekim 2021