Değerli dostlar yazımıza bir ayet-i kerime ile başlamak istiyorum. Allah (cc.) Zariyat suresi, Ayet-56’da “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” diye buyurmaktadır.
Hakikat-i asliyesinin arayışı içerisinde olan bir insan, bu fani aleme gelmiş olmaktan maksadın ve muradın ne olduğunu tefekkür ederek birtakım merhaleleri aşarak yaratılmış olmanın hikmetine ulaşabilmelidir. Çünkü yukarıda arz ettiğimiz ayet-i kerime bizlere, yaratılmış olmanın gayesini ve yaratılmış olmaktan maksadın ne olduğunu mutlakıyet derecesinde emir buyurmaktadır.
Öyleyse Peygamber (sav.) Efendimizin şu hadis-i şerifine dikkat buyuralım: “Kendini bilen Rabbini bilir!” Bu hadis-i şeriften yola çıkarak, kendimizi tanımadan, kendimizi bilmeden Rabbimizi tanımamızın mümkün olmadığını anlıyoruz.
İnsan sadece şeriatın ahkamını kendi vücudu anasırında yaşamakla gönlü mütmain olamaz. Çünkü kişi, ancak Rabbi ile mutmain olur. (Rad-28) Şeriat-ı ahkam ile hakikate ulaştığımız zaman kim olduğumuzun, bu aleme niçin geldiğimizin arifi oluruz.
Buradan şu neticeye ulaşıyoruz dostlar: Neden var olduğumuzu, Rabbimizin bizim üzerimizdeki muradının ne olduğunu tefekkür etmek ve “BEN KİMİM” sorusunu her gün hatırlamak, istikamette daim ve gayretli olmak bize her gün yeniden istikamet kazandırır. Kullukta aslolan, Rabbimizin rızasına ulaşmak ve kulluğumuzla, teslimiyetimizle, sadakatimizle, ikrarımızla, en önemlisi de sevgimizle Rabbimizi ikna etmektir. Bu yol ve erkanda “tamam olduk” yoktur. Her daim tekâmül üzere olduğumuz için, hayatı ve her günü yeniden okumalıyız.
En önemli faktörlerden birisi de “ADANMIŞLIKTIR” dostlar. İnsanın şöyle bir misyonu vardır: İnsan, Cenab-ı Hakk’a muhatap olarak yaratılmıştır. Allah (cc.) insanı kendisine varis ve vasi yaratmış olup Cenab-ı Hakk’ın temsilcisi ve halifesidir. (Enam- 165). Yaratılan her şey, Allah’tandır. Halifetullah olarak yaratılan insan niçin yaratıldığını, kim olduğunu bilmek mecburiyetindedir. Hakikatine ulaşan insan niçin yaratıldığının arifi olan insandır.
Öncelikli görevlerimizden birisi de malumunuz olduğu üzere Rabbimizi temsiliyettir. Hal böyle olunca her daim Rabbimizi yansıtıp yansıtmadığımızı kendimize soralım ve bu soruyu yaşantımızla cevaplamış olalım. Bizler kulluk sahnesinde olduğumuzu unutmadan zamanı ganimet bilelim. Bu nedenle de bilmek, bilmek için olmak, olmak için de yanmak ve pişmek gereklidir. Çünkü; insan yandıkça kullukta kemal bulacak. Bu alemde gönül gözü açılmayanın, ahir alemde de ama olacağını Allah (cc.) İsra Suresi Ayet-72’ de buyurmaktadır. Ehli ihvan bu alemde her varlığı Hak bilip, halk pazarında Hak ile alışveriş yapmalıdır.
İnsan-i asliyesinin arayışı içerisinde olan bir insanın hayata bakışı, hayatı okuyuşu farklıdır. Çünkü ehli ihvan, fark ehlidir. Fark ehli olan bir insan, Rabbini bu alemde tanımalı, Rabbini bu alemde görmelidir ki yaşantısı hakk-el yakin olsun ve sırr-el yakinliğe doğru istikamet üzere olsun.
Bu hallerle hallenen yani Rabbinin arzu ettiği doğrultuda istikamet üzere olan bir kimse ancak o zaman şehadet edebilir ve her işini birebir Rabbi ile yaşayabilir. İşte bu derviş, raziye mertebesine ermiş hakikat ehli olup istikameti marifettir, mertebesi de marziyedir.
Şu hususu da göz ardı etmeyelim, değerli dostlar. Efendim Hazretleri: “İhvan olmak, hidayete tabi olmak seçilmişlikten başka bir şey değildir. Seçilmişlik ise sonsuz bir imtiyaz ve lütuftur!” diye buyurmaktadır.
Sonuç olarak; daima Hakk’ı talep eden olalım ki neticemiz vuslat olsun. Eserimizin birinden aldığım bir pasaj ile yazımızı sonladıralım inşallah.
“Ölüm günümüze yani zahir hayatımızın bitiş gününe mahcubiyetle uyanmamak için o anımızı dostça vuslata, dostça kavuşmaya, bayram gününe dönüştürmek için bu günleri fırsat bilmeliyiz. Onun için “BEN KİMİM?”, “bu aleme gelmemden maksat nedir?”, “niçin yaratıldım?” gibi sorulara her gün yeniden cevap aramalıyız. Bu maksatla; Efendim Hazretlerinin şu cümlesine lütfen dikkat buyuralım. “Kurbanım, bu sorulara cevap aşksız olmaz!” Evet tam da böyle… Aşksız maşuk olunabilir mi dostlar?
Rabbim cümlemizi kendi gerçeğine yol bulup, istikamet üzere nefes alıp verenlerden ve benlik perdesinden kurtulanlardan eylesin.
Rabbi cümlemizin yar ve ayanı olsun.
Mustafa AYALTI
Akçay, 18 Eylül 2019