Mevlid; doğum zamanı, doğulan yer ve zaman anlamına gelmektedir. Cenab-ı Resulullah Efendimiz (s.a.v)’in doğduğu geceye Mevlid Gecesi denir. Bu gece aynı zamanda Rebiülevvel ayının on ikinci gecesidir. Dünyanın her kesiminden Müslümanlar, her sene bu geceyi Mevlid Kandili olarak kutlarlar. Cenab-ı Resulullah Efendimiz (sav)’in doğumu tüm Müslüman alemin de ‘‘kutlu doğum haftası’’ olarak kutlanır. Bu hafta; Cenab-ı Resulullah Efendimizin (s.a.v)’in doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı O’nun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz yeniden fark etme ve tazelenme haftasıdır.
Rahmet ve merhamet Peygamberi olan, Hz. Âdem’den başlayarak ilahi vahyi bütün insanlara ileten, Peygamberlik silsilesinin hatemi olan Cenabı Rasûl-i Ekrem Efendimizi anlatan en güzel kavram şüphesiz ‘‘rahmet’’ ve ‘‘merhamettir’’. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Rasûl-i Ekrem’e hitaben: “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.’’ buyrulmuştur. (Enbiya', 107)
Cenab-ı Resulullah Efendimizin rahmet, merhamet ve adalete dayalı kuşatıcılığı ümmetini olduğu kadar bütün insanlığı da kapsamaktadır. Onun af, şefkat, insaf, vicdan, sabır, hoşgörü ve cömertlik hali sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden hareketlendiren ve bizi en temel halinde insanlığımıza geri çağıran bir duygu, düşünce ve davranışlar manzumesidir.
Bugün tüm insanlık, Peygamberin çağlar üstü örneklik ve rehberliğine her zamankinden daha çok muhtaçtır. Rasûl-i Ekrem Efendimizin rehberliğini tüm insanlığa tanıtacak olanlar da hiç şüphesiz Müslümanlardır. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki bugün Müslümanların en büyük sorunu örnekliklerini yitirmiş olmalarıdır. Peygamberimizin getirdiği rahmet ve merhamet mesajını hakkıyla temsil edememeleridir.
İslâm Coğrafyası tarihin en zor süreçlerinden geçmektedir. Bugün bütün insanlığı saran şiddet, terör, savaş, çatışma ve kaos sarmalı ile karşı karşıya bulunmaktayız. Müslümanların kanı akmaya devam etmekte. İnsanlığın vicdanını kaybettiğine acı bir şekilde şahit olmaktayız. Milyonlarca insan yerinden, yurdundan, evinden, barkından, hayatından olmakta. Çocuklar umutlarını, hayallerini, geleceklerini yitirmekte. Tefrika ve cehalet bataklığına saplanmakta.
Rasûl-ü Ekrem Efendimizin ırk, dil, renk, coğrafya ayrımı gözetmeksizin hepimizi aynı Allah’a, aynı kitaba, aynı peygambere inanan, aynı secdeye baş koyan, aynı kıblede istikameti bulan kardeşler olarak ilan etmesine rağmen; bizler, kardeşlik ahlakını unuttuk, böylesi ulvi bir değeri çoğu zaman cehalet, menfaat, kısır çekişme ve inatlaşmalara kurban eder olduk.
Cenab-ı Resulullah Efendimiz, bizlere merhameti, şefkati, vicdanı, insafı, affı, sabrı ve hoşgörüyü öğretmesine rağmen itiraf etmeliyiz ki İslâm dünyasının dahili ve harici sebeplerle içerisinde bulunduğu bugünkü durum; Kur’an-ı Kerimi ve Cenab-ı Resulullah Efendimizi (s.a.v) tevhidi manada anlamadığımızdan ve hayatımızı tevhidi bir duruşta yaşamadığımızdan kaynaklanmaktadır. Zira zulüm, tefrikadan doğar. Huzur ve hidayet ise ancak tevhitten, birlikten doğar.
Bu Mevlid kandili vesilesiyle bir daha hatırlamalıyız ve fark etmeliyiz ki nübüvvetin şifa dağıtan pınarları kıyamete kadar kurumayacaktır. Server-i Kâinat Efendimizin sünneti, cahiliye karanlığında boğulan sahipsiz bir toplumu nasıl ihya ettiyse bugünün insanını da öylece sahil-i selamete ulaştırmaya devam etmekte. Yeter ki bizler, O’nu mukaddes bir hatıra olarak sevgi ve hürmetle yâd etmekle yetinmeyelim. O’nun hayatını erişilmez bir serap gibi hayranlıkla seyretmek yerine, model almayı deneyelim. Kul olduğumuzu, ümmet olduğumuzu ve kardeş olduğumuzu yeniden bu gecenin hürmetine fark edelim. Ve bu gece, insanlık için yeni bir şuurlanmanın başlangıcı olsun.
Yâ Rabbî, bu gece teşrifleriyle âlemleri nûra gark ettiğin Sevgili Habîbin, başımızın tacı Resûl-i Zîşân Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem'in ve bu geceki esrârın hürmetine bütün insanlık ailesini afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle.
Mevlid Kandilinde yapılması gerekenler:
Aslında kandillerde yapılması gereken özel ibadetler yoktur. Yalnız geceden istifade etmek için yapılması uygun görülen bazı ibadetler önerilmiştir. Kur’ân–ı Kerim okumak, okuyanları dinlemek, uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri vermek, Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duygularını yenilemek ve kuvvetlendirmek, bu ibadetlerdendir. Bu gecede Cenab-ı Resulullah Efendimiz (s.a.v)’e salât ü selâmlar getirilmeli, O’nun şefaatini ümit edip ümmetinden olma şuuru tazelenmelidir. Kaza ve nafile namazlar kılınmalı, bu geceye nakledilen namazlar varsa onlar da ayrıca kılınmalıdır. Kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmelidir.
Bol bol zikredilmeli, Mü'minlerle helalleşilmeli, küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmelidir. Kişi Mü'min kardeşlerine isimlerini zikrederek dualar etmelidir. Üzerimizde hakları olan büyüklerimiz arayıp sorulmalıdır. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilmelidir. Bu kişilere sevgi, şefkat ve hürmet gösterilmeli, bu kişiler hediye ve sadakalarla mutlu edilmelidir. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmelidir.
Sahabe, ulema, evliya türbeleri ve yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmelidir. Kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalıdır. Daim salat ü selam getirilmelidir. “Şüphesiz Allah ve melekleri, peygambere çokça salât etmektedirler. Ey müminler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzâb, 33/56)
Bu gece eller semaya kalkmalı, yürekler Mevla’ya onun için açılmalıdır.
Konsun yine pervazlara güvercinler, ‘‘hu, hu…’’lara karışsın aminler. Mübarek akşamdır, gelin ey Fatihalar, Yasinler...
Bütün insanlığın muhtaç olduğu manevi huzura kavuşmasını; vatanımız, milletimiz, gönül coğrafyamız ve bütün insanlık ailesi için Mevlit Kandilinin barış, rahmet, merhamet, bereket ve selamete vesile olmasını; dua ve ibadetlerinizin de kabul olmasını niyaz ederiz. Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun.
Ali BEKTAŞ
İstanbul, 16 Kasım 2018