Peygamberimiz (sav.) Efendimiz bir gün ashabı ile sohbette iken buyurdular ki: "Biliniz ki tüm semavi kitapların esrarı Kur´an‐ı Kerim'de toplanmıştır, Kur´an‐ı Kerim'in tüm esrarı Fatiha'dadır, Fatiha'nın tüm esrarı Besmelededir, Besmelenin tüm esrarı 'B' harfindedir, ' B' harfinin tüm esrarı da onun altındaki noktadadır."
Bu sırada Sahabeler arasında bulunan Hz. Ali Efendimiz, Peygamber Efendimiz’in kastettiği manayı gönlünde duymanın zevkine ve heyecanına dayanamayarak ‘‘B’’nin altındaki nokta benim…! diye seslendi. Peygamber Efendimiz, üstü kapalı olarak anlatmaya çalıştığı şeyin tam olarak anlaşıldığını görmekten hoşnut olarak gülümsedi. Böylece Peygamber Efendimiz‘in sözü Hazret-i Ali’nin son sözü ile birleşerek bütünleşmiş oldu. Bu Hadis-i Şerif’in tamamı bir hadis olarak, bazen Peygamber Efendimize bazen de Hz. Ali Efendimize atfen rivayet edilir oldu.
Çok manidar ve bir o kadar da tefekküre muhtaç, birinci paragrafta arz ettiğimiz söz konusu H.Ş’in beyanı ile yazımıza başlamayı uygun mütalaa ettik. Rabbim cümlemizi bu yazının hakikatine ulaşanlardan eylesin.
Vahdet’in sembolü olan ‘‘nokta’’yı kısa metraj içerisinde anlatmamız olanaksızdır elbette. Ama affınıza sığınarak Rabbimin himmetleriyle bir şeyler arz etme gayretinde olacağım inşallah.
NOKTA; lügat manası itibariyle Arapça bir kelime olup küçük parça, iş, mesele, mekân, saha anlamlarını ihtiva eden bir kelime olmakla birlikte, ilmi hakikat bağlamında nokta, harflerin başlangıcı ve sonu olduğu ifade edilmektedir.
Ayrıca; noktanın, bir silsileler zinciri halinde, varlığı ve bir oluşumu açıklayan minicik fiziki varlığının ötesinde, içinde zengin cevherler ve sırlar barındıran bir muamma olduğunu da hatırdan çıkarmayalım değerli dostlar.
Mütefekkirlerin buyurduğu üzere; harflerin tamamının noktanın yayılmasından meydana geldiğini ve bu nedenle Arabi harflerin, diğer bir ifade ile Kur’ani harflerin tamamının noktadan ibaret olduğunu beyan buyurmaktadırlar.
Sultanımızın gerek sohbetlerinde gerekse de eserlerinde bizlere buyurduğu ilahi cümlelerinin etrafında damladan denizi bilmeyi, zerreden güneşi görmeyi, tohumdaki ağacı anlamayı velhasıl noktadan tüm alemi temaşa etmeyi bize anlatıyorlar, anlatmaktadırlar.
Bu nedenle, noktadan anladığımız şudur: Nokta; sonsuzluğa, hikmetlerin kaynağına, sözün bittiği yere açılan kapıdır. Hakikat penceresinden baktığımızda, kelamın aslının harf, harfin aslının ise nokta olduğunu görüyoruz. Ve böylece; noktanın esrarına vakıf olan bir kişi, Besmelenin, Fatiha’nın, Kur’an’ın ve tüm semavi kitapların sırrına da arif olmuş olur.
Alemin zuhuru, Besmele-i Şerif’in ‘’B’’sinin altındaki noktadan zahir olduğunu idrak ettiğimizde, anlıyoruz ki kâinatta görünen veya görünmeyen hiçbir varlık yoktur ki, üzerinde ‘’B’’ harfi bulunmasın.
Kuran’ı Kerim’in birinci ayeti Besmele-i şeriftir, diğer bir ifade ile Fatiha Suresi’nin birinci ayetidir. Nokta ve elif, hakikatin iki zuhuratından ibarettir. Şu hususu çok iyi kavramalıyız;:‘’B ve B’nin Noktası’’ kâinatın özü ve özetidir, sırrıdır. Bu yüzdendir ki her şeyin anahtarı ‘’B ve B’nin altındaki Noktadır.’’
Yaratılmış ve yaratılacak olan her ne varsa noktadan meydana geldiğini Arifibillah’lar bizlere ifade buyurmaktadırlar. Allah (cc.) Hadid Suresi 3’ncü Ayetinde ‘’Hüvel evveli vel Ahiri vel zahiri vel batın ve hüve bi külli Şeyin alim’’ (Evvel de benim, Ahir de benim, zahir de benim, batın da benim, her şeye kadir olanda benim.) diye buyurduğu bu ayet ‘‘NOKTA’’ metaformunu bizlere en iyi anlatan ayettir. (Metafor: Bir şeyi başka şey ile benzetmeye, kıyaslamaya, anlatmaya yarayan mecazdır.)
"Nokta"dan maksat; Hakikat‐ı Muhammediye'dir. Hakikat‐ı Muhammediye, Zat‐ı İlahiye’ye ayna olduğu gibi, Hakk’a ulaşmağa da vesiledir. Bu nokta, kâinatın her bir cüz'ünde seyran eder. Yine bu nokta, kâinatın her bir cüz'ünün varlık sebebidir. (Cüz; bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri. Kur’an’ı Kerim’in 30 Cüz’ünden her biri gibi.)
Sonuç olarak; noktadan ‘’Elif’’ meydana gelir. Elif de çeşitli şekillere bürünerek 28 Kur’an harflerini meydana getirir. Buna benzer noktaların tecelli ettiği yerlerde, şekil ve zuhuratıyla bu alemdeki nurunu meydana getirdiğini görmüş oluruz. Cenab-ı Hakk bizlere bu idrakle, her şeyde, her yerde, her zerrede, Nokta metaformundan Cenab-ı Hakk’ı görmeyi ve gördüklerimizi gönül alemimizde yaşamayı bizlere nasip etsin.
Cenab-ı Hak, bizleri Nokta’nın sırrına erenlerden eylesin.
Rabbim, cümlemizden razı ve hoşnut olsun
Mustafa AYALTI
Akçay, 30 Mayıs 2018