Değerli dostlar, müsaade ederseniz yazımıza konu ile alakalı bir ayet-i kerime ile başlamak istiyorum.
Allah (cc.) Şuara Suresi, Ayet 88’inci ve 89’uncu ayetlerinde “O gün ne mal fayda verir ne de evlât. Ancak Allah’a kalb-i selim (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).” diye buyurmaktadır.
Değerli dostlar, ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere, insanın en değerli varlıklarından birisi de kalp cevheridir, gönül cevheridir. En önemlisi de gönlün Cenab-ı Hakk’ın ilahi nazargahı oluşudur.
Asla unutmayalım ki insanın aslı ve hakikati, gönül aleminde gizlidir. İnsanın bütün değerleri kalbi ile müsemmadır. Rabbimin arzusu, bu gönül cevherinin kirletilmemesidir. Birinci önceliğimiz kirlenmiş kalpleri, Rabbimizin arzu ettiği doğrultuda kalb-i selim hale getirmek olmalıdır.
O zaman evvela ‘selim kalp nedir, nasıl elde edilir, nasıl olmalıdır?’ sorularını Efendim Hazretlerinin himmetleriyle Hakikat alemine uygun bir şekilde açıklamaya gayret edelim inşallah.
Yaratılışındaki saf halini kaybetmemiş veya kaybettiği değerlerini yeniden elde etmiş, tövbe ile temizlenmiş, Cenab-ı Hakk’ın zikrinin nuru ile aydınlanmış, güzel ahlak ile süslenmiş kalbe, kalb-i selim denir. Bu açıklamayı bir ayet-i kerime ile de teyit etmemiz gerekirse; “O, Rabbine kalb-i selim ile geldi.” ayet-i kerimesini hatırlayabiliriz. (bkz. Saffat Suresi, 84)
Değerli dostlar, şeytanla dost olmak kişinin kendi talebidir. İnsanın tek bir düşmanı vardır, o da kendisine kötülüğü emreden nefsi emmaresidir, şeytaniyetidir.
Rabbim arzı ve semayı altı günde yarattı ve arşa istiva etti. (bkz. Fatır, 39) Cenab-ı Hakk’ın zuhur mekanı gönül olduğuna göre bu ayetten anladığımızı, Zuhur-u Hakk’ın istiva ettiği yer masivalardan arınmış gönüllerdir diye hafızalarımıza kazımalıyız dostlar.
Gönlün; sevginin, saygının, güzel ahlakın ve merhametin merkezi olması nedeniyle o mekânı şeytani vasıflarla kirletmek bir insanın başına gelebilecek en büyük felakettir. Çünkü Allah (cc.) insanın ebedi kurtuluşunu kalbin temizliğine bağlamıştır. (bkz. A’la, 14-15) Peygamberimiz (sav.) Efendimizde bir hadis-i şeriflerinde ‘‘Kalbi gafil insan, ölüye benzer.’’ diye buyurmuşlardır.
Kalp cevherini karartan, onun sevgisini ve kıblesini değiştiren, değerini düşüren, insanlığa zulmeden nefsi emmarenin esaretinden kurtulmanın tek çaresi; tam bir teslimiyetle, rabıta-i şerif ile hayat düzenimizi bu senemizin sloganı olan EMR-I BIL MARUF NEHY ANIL MÜNKER esaslarına göre tanzim ve tesis ederek kurtuluş vesilemiz, kurtuluş reçetemiz olan Pirlerimize ve Sultanlarımıza iman etmektir.
Mustafa AYALTI
İstanbul, 15 Nisan 2018