Değerli dostlar! İbadet, ubudiyet ve ubudet; Allah’a yaklaşma, rızasına rıza gösterme, O’na hizmet ve kulluk etmektir. İbadet, kişinin beden hareketleri ile Allah’a yaklaşma gayretidir. Buna İslâmın beş şartını örnek gösterebiliriz. Bedeni ibadetin ispatı, insan vücududur. Kişi, Allah’ın “emr-i bi'l-ma'ruf” emri ile kulluğunu yerine getirmek mecburiyetindedir.
Kulluktaki ibadet anlayışı, beklenti ibadetidir. Sevap kazanma, cennet umma ibadetidir. İbadetlerinin bitiminde Allah’ın emrini yerine getirmenin huzuru içindedir. Allah’a ibadet için belirli sayılarla say ve gayret eder, namazın vakit ve re katları, orucun belirli ay ve günleri gibi. Allah, böyle beklenti ile yapılan ibadetle ri kulunun gayretlerini boşa çıkarmamak için kişiyi umduğuna nail eder.
Ubudiyet, farz ibadetlerin hepsini yapmakla birlikte ibadetin çoğulu anla mına gelen daim namaz, daim oruç, daim zikir gibi rakamlara bağlı kalmaksızın artı olarak kurbi feraizden, (Farz ibadetler) kurbi nevafil (Nafile ibadetler) ile Rab’binin emirlerini yerine getirme gayretidir.
Diğer bir ibadet anlayışı da ubudettir ki, bu tamamen sevgi ile yapılan gö nül ibadetidir. Hiçbir çıkar ilişkisine dayanmayan, Allah’ın her şeyine ve her şe yinden razı olma halidir. Rağmen kul olma ve kulluk yapma ibadetidir. İbadetten ubudiyete ve ubudete hicret etmek, kişiyi kanatlandırıp (mecazen) aşk bahrinin ummanlarına taşır. Allah’ın sevgi ve muhabbet deryasında tevhit neşesi ile coşar.
Değerli dostlar; Cenab-ı Hak kuranda sana yakin gelinceye kadar ibadet et buyuruyor. (Hicr 99) Burada ibadetten sonra gelen yakin aşktır, sevgidir, vuslat tır. Vuslattan sonra ubudet lazımdır diye buyuruyor A.K. Geylani Hz.leri. Yani vuslata erip cemal gören kişinin her şeyi sevgi olur. İbadetlerinde namazı, orucu zekâtı, hizmeti, gayreti her şey sevgiden sevgiliye gönderilen hediye gibidir.
Cemalinle kül olayım Kapında kölen olayım
Sevmekle kulun olayım Yanıyorum cemaline
A.Kadir SEBATİ
Ubudete eren için artık, işin görevlisi değil gönüllüsü olmuştur. Böyle abit ler için Allah, onlar ayaktayken, otururken, yanları üzere yatarken Allah’ı zikre derler buyuruyor. (Al-i İmran 191)
Kısaca özetlersek; Sözlükte kulluk, kölelik, aşırı bağlılık, itaat anlamlarına gelen ubudiyet, ıstılahta, ahitlerde vefalı olmak, İslâmın çizdiği sınırları muhafa za etmek, elde olana razı olmak, elde olmayana da sabretmektir. İnsan Allah’a karşı yapmış olduğu kulluk göreviyle sadece O’nun emirlerini yerine getirmiş ol maz, aynı zamanda her türlü söz ve davranışlarda gösterdiği saygı ve sevgi ile de O’nun hoşnutluğunu kazanmış olur. Ubudiyet, ibadetten üstündür. Ubudet ise kullukta kemâl halidir.
Bir kulun marifeti nispetinde Cenab-ı Hakk’a ibadeti, ubudiyeti ve ubudeti olur. Burada Allah’ın ahlakı ile ahlâklanmaktır aslolan. İbadet bedenin terbiyesi, ubudiyet kalbin terbiyesi, ubudet ise ruhun ve sırrın işlevidir diye açıklama getiri yor Ehlulllah. Yani ibadet ilmel yakin, ubudiyet aynel yakin, ubudet ise Hakkel yakin olan ruh ve sırrın neşesidir.
Rabbim bizleri ibadetten ubudiyete ve ubudete hicret eden kullarından eylesin. Rabbim seyr-i sulûkumuzda cümlemizin yar ve yardımcısı olsun. Âmin
Enver EFE
İstanbul, 11 Aralık 2017