Rabıta’yı üç halde müteala etmemiz mümkündür. 

1. Tabii Rabıta: Kişinin eşine, evladına, ahbap ve yakınlarına duyduğu sevgi bağıdır.
2. Bayağı Rabıta: Dünyevi şeylere duyulan ilgi ve alakadır.
3. Mukaddes Ve Ulvi Rabıta: Buna rabıta-i huzur da denir. Müridin, kalbini temiz bir muhabbet duygusu ile Cenâb-ı Hakk’a bağlamasıdır. “Her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni görmektedir. Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.” Ayette de bahsedildiği üzere; murakebe altında olduğumuzu aklımızdan ve gönlümüzden çıkarmadan tefekkür haliyle sürekli ihsan üzere olmalıyız. Zaten ilmi hakikatte yaşanan ve makbul olan rabıta da budur.

Üç dereceli Rabıtayı açmamız gerekirse;

Fenafişşeyh: “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” Hadis’i Şerif gereği mürşidine, huzurunda iken gösterdiği edebi, gıyabında da göstermek ve bu suretle mürşidinin haliyle hallenmeye, O’nun boyası ile boyanmaya gayret etmek demektir.

Fenafirresül: Hayatın her anında Peygamber Efendimizin huzurundaymışız gibi hareket etmek, onun usve-i hasene olan ahlakıyla bütünleşmek demektir. Usve-i Hasene, güzel bir örnek anlamına gelmektedir.

Fenafillah: Hadis-i Şerifte buyurulduğu üzere; “Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.” Kaf Suresi, Ayet 16 “Biz ona şah damarından daha yakınız.” Ayet’i kerimesinin sırrı, Rabıta-i huzur olsa gerek. Fenafillah, ‘her fiilin faili Cenab-ı Hak’tır’ idraki ile, varlığını Hakk’ın varlığında yok edenin fani olmasıdır. Diğer bir ifade ile ‘Ölmeden evvel ölmektir.’

Sonuç olarak; derviş, feyz-i ilahinin kendi gönlüne Mürşid-i Kamil’i vasıtasıyla akıtıldığını bilecek ve o feyzi ve aşkı elde edebilmek için O’na canı gönülden aşkını ilan etmeli ve samimiyetle, sadakatla, adanmışlıkla ve sabırla tam bir teslimiyet içerisinde, Rabbine bağlılığını ifade edecek ki gerçek Rabıta sahibi olsun inşaallah.

Rabbim cümlemizi Rabıta-i Şerif üzere yaşayanlardan eylesin.

Rabb’im cümlemizden razı ve hoşnut olsun.

Mustafa AYALTI
İstanbul, 10 Mayıs 2017