Soru 2: İnsan niçin yaratılmıştır?
Allah cc. Mü’minun Suresi 115’nci Ayet-i kerimesinde “Sizi boş yere yarattığımızı ve bize hakikaten döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” diye buyurmaktadır. Bu ayetten anladığımız kadarı ile elbette ki insan boş yere yaratılmamıştır. İnsanın bir hedefi, bir gayesi olmalıdır. Varoluşumuzun bir anlamı olmalıdır. Anlam boşluğunu dolduramamış günümüzün bazı insanları, maalesef nefsinin esareti altında münferit, müstağni bir hayatın peşinden sürüklenip gitmektedir.
İnsan, her an Allah’a cc. muhtaçtır. Eşref-i mahlukat ve ahsen-i takvim olarak yaratılan bir insanın kâinatta kapladığı yerin ‘‘hiç’’ mesafesinde olduğu unutmamalıdır. Kendini tanımanın ilk safhasında bütün bunları düşünerek her an Allah’a muhtaç olduğumuzu idrak etmeliyiz. Çünkü Allah cc. Fatır suresi 15’nci Ayet-i kerimesinde “Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise zengindir (hiçbir şeye ve hiçbir kimseye ihtiyacı yoktur) ve övülmeye layık olan ancak O’dur.” diye buyurmaktadır.
Sonuç olarak; hayattan keyif almak, dünyada geçirdiğimiz sayılı günleri tüketirken kendi değerlerimizin, yetenek ve potansiyelimizin farkına vararak, bunlardan faydalanmak suretiyle yaratıcının istediği bir hayatı, dünya üzerinde resmetmek için kendimizi tanımalıyız. Kendini tanıma, aslında varoluş sürecini bilmektir. Nefsini tanımak, kendini tanımak ve kul olma bilincine erişmektir. Bu bilince erişen kimse Rabbini bilir. Ve böylece kim tarafından yaratıldığının farkında olan kişide değişim başlar. İnsanın ikiz kardeşi olan “Kur’an-ı Kerim” bizi bize tanıtır. Tanıttıkça tekâmül içerisinde olan insan, Rabbiyle hemhal olur. Nefis mertebelerine hicret eder ve Fenafillah olur. Kendini arayan insan aslında hep Rabbini arar. Rabbini arayanlara selam olsun.
Rabbim cümlemizi hakikatini arayıp bulanlardan ve hakikatine ulaşanlardan eylesin.
Rabbim cümlenizden razı ve hoşnut olsun.
Mustafa AYALTI
İstanbul, 01 Mart 2017