Yol ve erkanımızın kullandığı en latif tabirlerinden biri olan ‘‘eyvAllah’’, çoğu kimseler tarafından yerli yersiz, gelişi güzel kullanılmasına rağmen yine de işitildiğinde veya söylenildiğinde ruhlara serinlik ve rahatlama veren anlamlı, tasavvufi, kelam-ı kibar bir terimdir.
Manevi terbiyeyi ve insan varlığını, hayatın her alanında nakış nakış işleyen Halvetilik, aynı hassasiyeti konuşma üslubunda da göstermektedir.
Allah (çç) Furkan Suresi Ayet 63’te ‘’Rahman´ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler)’’ diye buyurur. Bu ayetin ruhuna uygun hareket eden ehli dostun her tecelliyata eyvallah dediği gibi…
Arapça bir cümle olan EyvAllah kelimesini tahlil ve tetkik ettiğimizde, üç ayrı kelimeden oluştuğunu görürüz. ‘‘Ey’ veya iy’’, ‘‘Evet, tabii’’ gibi anlamlara gelen bu kelimeyi, vav’la yani ‘’V’’ harfi ile ‘’Eyv’’ şeklinde birleşik kelime olarak kullandığımızda ‘‘Aynen öyle, tastamam’’ gibi anlamları ifade etmektedir. Aynı zamanda ‘‘Tamam, peki’’ anlamına da gelen EyvAllah, avamın anlayışı ve ifadesidir.
İkinci kelime olan Allah ki, daha çok lafzatullah (Allah Lafzı) şeklinde ifade edilir. Eyvallah kelimesinin içinde lafzatullah geçtiğinden, Eyvallah sözcüğünün gelişi güzel yerlerde kullanılmamasına özen gösterilmelidir.
Eyvallah dilin değil, kalbin zikridir. Allah'ın takdirine boyun büküp teslimiyetini ifade etmek için söylenen bir kelamdır.
“EyvAllah”ın ruhuna nüfuz edebilirsek içinde samimi bir tasdik havası barındığını fark edebiliriz. Samimiyetle ve sadakatla Eyvallah’ı içten kabulleniş, ancak muhabbetle, zikir ile olabileceği hatırdan ve gönülden çıkarılmamalıdır.
Yol ve erkan olarak bizim halveti kültürümüzde ahlaki güzellikte numune teşkil edebilecek abidevi şahsiyetlerin hep EyvAllah’ın ruhuna ermeleriyle bu derecelere nail olduklarını kaynaklardan öğreniyoruz.
EyvAllah’ı zikir edinen kolay kolay gaflete, hırsa, kavgaya düşmez. “Kişi böylesi bir hakikat rehberine erişirse, EyvAllah’a iyi tutunmalı der” büyüklerimiz. Mevlana Celaleddin-i Rumi (kds)’nin oğlu Sultan Veled, ‘’Bizlere babamızdan maddi bir miras, büyük bir servet ve makam kalmadı. Bizlere kalan bunlardan çok daha kıymetlisi, bizleri evvelkilerin mevkiine erdiren Hakk’ın hikmet tecellilerini ‘’EyvAllah’’ ile karşılama halidir.’’ demiştir.
Sonuç olarak; biz şunu anlıyoruz ki, "Eyvallah" muhabbetle gelen teslimiyetin ve teslimiyetle oluşan vahdaniyetin emaresidir.
Rabbim bizleri, Eyvallah’ın şuuruna erenlerden eylesin.
Rabbim cümlenizden razı ve hoşnut olsun.
Mustafa AYALTI
İstanbul, 25 Ocak 2017