Öncelikle bizleri varlığından halk eyleyen, bizleri varlığından haberdar edip kulluğuyla şereflendiren ve kendisine muhatap kılan Rabbimize varlığının sınırsızlığı ve sonsuzluğunca hamd ve şükrederiz. Onun habibine, yaratılmışların en seçkini, varlığımızın bânisi Cenâb-ı Resûlullah’a ve onun aziz pâk Ehlibeytine ebeden salât ve selam ederiz.
O’nun ashâbına, enbiyâsına, evliyâsına cümle pîrân, azizân, mürşidân, müridân, muhibbân, dedehan, dervişân, sâlikân, kalenderâna ve Kur’an’ın, İslam’ın günümüze kadar ulaşmasında emeği geçenlere salât ve selam ediyor, Mevlâ’dan rahmet ve mağfiret diliyoruz. Şefaat ve himmetleri üzerimizde hazır ve daim olsun, inşallah.
Değerli dostlar, malumunuz; Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gece, Berat gecesidir. Aslı "Beraettir." Beraetin sözlük anlamı, bir zorluktan kurtarmak ve beri olmak demektir. Berat kelimesi; borçtan kurtulma, temize çıkıp aklanma, ceza veya sorumluluktan kurtulma gibi manalara da gelir.
Berat kandili; Allah’ın rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma kapılarını ardına kadar açtığı, müminlerin dualarına icabet ettiği ve günahlarını affettiği bir rahmet gecesidir.
Bu mübarek gecenin en meşhur adı, “leyle-i beraa” berat gecesi olmakla birlikte bu gecenin “leyle-i mübareke”, “leyle-i rahmet”, “leyle-i sakk” gibi başka isimleri de vardır.
Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle mübarek gecesi; günahların affedilmesi ve kulların temize çıkarılması sebebiyle beraat gecesi, kulların ihsana kavuşmaları sebebiyle de rahmet gecesi gibi adlar da verilmiştir.
Berat gecesi; rahmet, mağfiret ve arınma mevsimidir. Ramazan-ı şerife adım adım yaklaşıldığı bu günlerde hızla akıp giden bir ömür içerisinde böylesine mübarek bir geceye bir kez daha ulaşmış olmaktan dolayı Cenâb-ı Hakk’a ne kadar hamd ü sena etsek ne kadar şükretsek azdır.
Berat gecesi, Kur'an-ı Kerim'de: “Apaçık kitaba yemin olsun ki, biz Kur'an’ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir.” diye anlatılmıştır.(Duhân, 44/1 - 4)
Ayette geçen mübarek geceden maksat; Berat Gecesidir. Kur'an, bu gecede yedinci semadan dünya semasına indirilmiştir. Kadir gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimize indirilmeye başlamıştır.
Dostlar, kandil olarak adlandırılan bu mübarek geceler; dünyanın koşuşturması içerisinde yaratılış gayesini unutup sonu gelmez emel ve hevesler peşinde koca bir ömrü heba eden bizlere, özümüze dönmek ve kendimizi sorgulamak, geçici olanla kalıcı olanı fark etmek, gönül dünyamızı mâsivâdan temizlemek ve berata ermek için birer fırsat olarak sunulmuştur.
Rabbimize ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlamak, bu sorumluluklarımızı ikmal edip etmediğimizi yeniden değerlendirmek, tövbe ederek azim ve kararlılıkla ânımızı ve geleceğimizi Muhammedî bir duruş olarak inşa etmek adına bu mübarek kandiller bizler için birer ganimettir.
Berat Kandili, bizlere her türlü şerden, kötülükten, zulümden, haksızlıkdan ve adaletsizlikten beri olmayı hatırlatır. Berat Kandili, yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza vesile olduğu gibi Rabbimizin affediciliğine ve bağışlayıcılığına sığınmamız ve kendimize, ailemize, din kardeşlerimize ve tüm kâinata karşı affedici, onarıcı ve bağışlayıcı olmamız gerektiğini de hatırlatır.
Berat; kırılan kalpleri onarma günüdür. Berat; kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Yüce Yaratan’ın affına erebilmek için yaratılanı affetme günüdür.
Berat Kandili; arzularımızın, tutkularımızın, heva ve heveslerimizin, bencilliklerimizin egemenliğinden kurtularak gerçek özgürlük beratımıza nasıl kavuşacağımızı bizlere yeniden hatırlatır.
Beraat kandili; beratımızı almamızın ancak nefsin ve şeytanın hile ve tuzaklarına karşı yüksek teyakkuzda olma bilincini diri tutarak hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’i anlamakla ve yaşamakla, Cenâb-ı Resûlullah'ın bizlere miras bırakmış olduğu sünneti ve evrensel ahlâkî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını hatırlatır.
Resûlullah sallallahü aleyhi ve selem, bu gece çok ibadet ve dua ederdi. Hadis-i şeriflerde: “Şaban-ı şerifin on beşinci gecesi olunca, o geceyi ihya ediniz ve gününde oruç tutunuz! Muhakkak ki Allahü Teâlâ: “Mağfiret olunmak isteyen yok mudur? Mağfiret edeyim. Rızk isteyen yok mudur? Rızk vereyim. Kim ne isterse vereyim!” diye buyurur ve bu hal sabaha kadar devam eder.” diye buyrulur.
Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua ve tevbe ret olunmaz. Bu geceler, Fıtr ve Kurban Bayramının birinci, Şaban’ın on beşinci ve arife geceleridir. İçinde bulunduğumuz bu müstesna berat gecesini de affımıza ve beratımıza ganimet, fırsat ve rahmet bilelim.
Ayet-i Kerime’de geçen ‘de ki: Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir’ müjdesinin farkına vararak kendi özümüze dönelim, ümitlerimizi ve bağışlanma duygularımızı böyle gecelerde güçlendirelim.
Bu gece, Allahü Teâlâ’nın ihsan ettiği bütün nimetlere şükredelim ve yapılan hatalar, günahlar için de tevbe istiğfar edelim. Cenâb-ı Resûlullah Efendimiz bu gecede Rabbine: “Allah’ım, azabından affına, gazabından rızana, Senden yine Sana sığınırım. Sana gereği gibi hamdetmekten acizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin.” diye dua etmiştir.
Rabbim, hidayetini, Cenâb-ı Resûllah’ın şefaatini, sâdât-ı kiramın ve bütün evliyanın himmetini ihvanımızın ve insanlık ailesinin üzerinde hazır ve daim eylesin.
Ya Rabbi, ümmet-i Muhammed’in hasta kullarına şifa, dertlerine deva, borçlu kullarına borçlarını eda etmeyi nasip eyle. Nâ-murad olanları ber-murad, geçmişlerimize de gani gani rahmet eyle.
Rabbim, bizlere kendi sevgisini, Resûlullah’ın ve Ehlibeytin sevgisini kerem eylesin ve bizleri beratını alan veli kullarından eylesin.
Ya Rabbi, sen bu istemeyi bize vermezsen biz isteyemeyiz. Bize basireti vermezsen biz hakikati göremeyiz. Ya Rabbi, Sen istemeden Sen dilemeden bu gönüller de müzeyyen olmayacak.
Ya Rabbi, bizleri nur-u yezdân ve nur-u tevhid ile inşa eyle. Necat, ancak senin hidayetin ile mümkün olacaktır. Bizi, bizliğimizden al ve sende ebed eyle.
Bizleri razı olduğun kulların zümresine dâhil eyle. Cenâb-ı Resûlullah’ın ‘bizimdir’ hitabına bütün ihvan-ı mübîni ve insanlık ailesini dâhil eyle.
Rabbim, bizleri de ashâb-ı güzin gibi hayatını, kulluğunu ve dostluğunu “rağmen” yaşayanlardan eyle. Rabbim, bizleri de sevgisi, ikrarı ve teslimiyatı uğruna ölecek kadar, Hüseynî Kerbela gibi onurlu kıyam duranlardan eyle.
Bugün kulluk günüdür, bugün tövbe günüdür. Bugün Kur’an günüdür. Bugün, namaz günüdür. Bugün ganimet, bugün fırsat günüdür. Bugün, yeniden gayret günüdür. Ne olacaksa bugün olmalıdır. Zira bugün BERAT günüdür. Hakk’ı sevenlerin yarını ve sonrası bugündür. Teslim olanın nedeni, niçini, aması olmaz. ‘Sensin Ya Rabbi’ dediğin zaman bir daha ben demek şirk olur.
Rabbim, cümlemizi hayatı sensin zevkiyle yaşayıp biz dediğimiz anlayışın içerisinde bütün mevcudiyeti var kabul ederek yaşayanlardan ve BERATını alan bahtiyar kullarından eylesin.
Berat kandilimiz affımıza ve hayrımıza vesile olsun.
Ali BEKTAŞ
İstanbul, 2013