20 Mart 2025
20 Ramazan 1446
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER KVKK ve GİZLİLİK POLİTİKASI
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






O harfiyle başlayan bebek isimleri


KIZ BEBEK İSİMLERİ ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z

İsimKökeniCinsiyetAnlamı
Oba :TürkçeErkek1. Çadırlarda yaşayan göçebe ailelerin meydana getirdiği topluluk.
2. Genellikle bölmeli göçebe çadırı.
Oben :TürkçeErkek“O, benim“ anlamında kullanılan bir ad.
Obuz :TürkçeErkekSu kaynağı.
Ocak :TürkçeErkek1. Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma gibi amaçlarla kullanılan yer.
2. Ev, aile, soy.
Ocan :Türkçe +FarsçaErkek“O, cana yakın dosttur“ anlamında kullanılan bir ad.
Od :TürkçeErkekAteş.
Oder :TürkçeErkekAteş gibi canlı, coşkulu, hareketli kimse.
Odhan :TürkçeErkekAteşli hükümdar.
Odkan :TürkçeErkekCanlı, coşkulu kimse.
Odkanlı :TürkçeErkekCanlı, coşkulu, ateşli kimse.
Odyak :TürkçeErkek“Ateşli ve coşkulu ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Odyakar :TürkçeErkekAteş gibi can yakan kimse.
Odyakmaz :TürkçeErkekAteş yakmaz.
Oflas :TürkçeErkekbk. Oflaz
Oflaz :TürkçeErkek1. İyi, güzel, eksiksiz, tam.
2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen.
3. Becerikli.
4. Eflatun rengi.
5. İşe yarar.
Oflazer :TürkçeErkekİyi, güzel, eksiksiz, becerikli kimse.
Ogan :TürkçeErkek1. Tanrı.
2. Güçlü, kuvvetli.
Oganalp :TürkçeErkekGüçlü yiğit.
Oganer :TürkçeErkekGüçlü kimse.
Ogansoy :TürkçeErkekGüçlü soydan gelen kimse.
Ogeday :Moğ.Erkekbk. Ögeday
Oguş :TürkçeKız1. Oymak.
2. Hısım, akraba.
3. Bereket.
Ogül :Türkçe +FarsçaKız“O, gül gibi güzeldir“ anlamında kullanılan bir ad.
Ogün :TürkçeErkekAnımsanan, belirli bir günde doğan kimse.
Oğan :TürkçeErkekbk. Ogan
Oğanalp :TürkçeErkekbk. Oganalp
Oğaner :TürkçeErkekbk. Oganer
Oğansoy :TürkçeErkekbk. Ogansoy
Oğanverdi :TürkçeErkek“Allah bağışladı“ anlamında kullanılan bir ad.
Oğul :TürkçeErkek1. Erkek evlat.
2. Yavru.
3. Kovandan çıkan arı topluluğu.
Oğulbalı :TürkçeErkek1. Çok güzel, eksiksiz.
2. Erkek çocuktan olan.
3. Beyaz ve iyi bal.
Oğulbaş :TürkçeErkekİlk doğan erkek çocuk.
Oğulbay :TürkçeErkekZenginlik getiren çocuk.
Oğulbey :TürkçeErkekBeyin oğlu.
Oğulcan :Türkçe +FarsçaErkekÇok sevgili çocuk.
Oğulçak :TürkçeErkekKüçük oğul.
Oğultan :TürkçeErkekSabahleyin doğan çocuk.
Oğultekin :TürkçeErkekBiricik, benzersiz çocuk.
Oğultürk :TürkçeErkekTürk çocuğu.
Oğur :TürkçeErkek1. Uğur.
2. Samimi, içten dost.
3. Bir şey yapabilmek için ele geçen zaman veya elverişli durum.
Oğuralp :TürkçeErkekUğurlu, mutlu yiğit.
Oğurata :TürkçeErkekUğurlu ata.
Oğuş :TürkçeErkekErkek çocuk.
Oğuz :TürkçeErkek1. Sağlam, gürbüz, güçlü delikanlı.
2. Temiz kalpli dost, iyi arkadaş.
3. Kır adamı, köylü.
4. Saf, deneyimsiz kimse.
5. Türklerin en büyük boylarından birinin ve bu boydan olan kimselerin adı.
Oğuzalp :TürkçeErkekGerçekten dost olan yiğit.
Oğuzata :TürkçeErkekGerçek dost olan ata.
Oğuzbala :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli çocuk.
Oğuzbay :TürkçeErkekGerçek dost.
Oğuzer :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetlü kimse.
Oğuzhan :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli hükümdar.
Oğuzkan :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli soydan gelen kimse.
Oğuzman :TürkçeErkekGüçlü, sağlam, iyi yürekli, dost kimse.
Oğuztan :TürkçeErkekGüçlü kuvvetli, iyi yürekli kimse.
Oğuztüzün :TürkçeErkekYumuşak huylu, güçlü kuvvetli kimse.
Okakın :TürkçeErkekOklarla yapılan saldırı.
Okal :TürkçeErkek“Okunu al, savaşa hazırlan“ anlamında kullanılan bir ad.
Okan :TürkçeErkekAnlayışlı.
Okanalp :TürkçeErkekAnlayışlı yiğit.
Okanay :TürkçeErkekAnlayışlı kimse.
Okandan :TürkçeErkekTanrı'dan gelen, Tanrı'nın verdiği.
Okar :TürkçeErkekBaşında ok biçiminde bir tel demeti bulunan balıkçıl, telli balıkçıl.
Okat :TürkçeErkek“Okat“ anlamında kullanılan bir ad.
Okatan :TürkçeErkekOk atan, ok fırlatan.
Okatay :TürkçeErkekTanınmış ok atıcısı.
Okay :TürkçeErkek1. Satürn gezegeni.
2. Beğenme.
Okayer :TürkçeErkekBeğenilen kimse.
Okbaş :TürkçeErkekUsta ok atıcısı.
Okbay :TürkçeErkekOk atıcısı.
Okboğa :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli ok atıcısı.
Okbudun :TürkçeErkekOkçu millet.
Okcan :Türkçe +FarsçaErkekCanlı, hareketli, canı tez.
Okçun :TürkçeErkek1. Uzak, öte.
2. Uzakta bulunan.
Okdağ :TürkçeErkekDağlarda gezen okçu.
Okdemir :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli kimse.
Oker :TürkçeErkekHızlı, canlı, hareketli kimse.
Okergin :TürkçeErkekHareketli, canlı olgun kimse.
Okgüç :TürkçeErkekOk gibi güçlü ve hızlı kimse.
Okgüçlü :TürkçeErkekOk gibi çevik, hızlı ve güçlü olan kimse.
Okhan :TürkçeErkekHareketli, güçlü hükümdar.
Okkan :TürkçeErkekHareketli ve güçlü soydan gelen kimse.
Okman :TürkçeErkek1. Ok gibi hızlı, güçlü kimse.
2. Okçu.
Oksal :TürkçeErkek“Ok at“ anlamında kullanılan bir ad.
Oksaldı :TürkçeErkek“Ok attı, fırlattı“ anlamında kullanılan bir ad.
Oksalmış :TürkçeErkekOk atmış, ok fırlatmış kimse.
Oksar :TürkçeErkek“Okunu hazırla“ anlamında kullanılan bir ad.
Oksay :TürkçeErkek“Okları hazırla“ anlamında kullanılan bir ad.
Oksev :TürkçeErkek“Oku sev“ anlamında kullanılan bir ad..
Okseven :TürkçeErkekOku seven.
Oksu :TürkçeErkekOk gibi güçlü ve su gibi temiz olan.
Okşak :TürkçeErkek1. Benzeyiş.
2. Benzeyen, andıran.
Okşan :TürkçeKızBenzeyen, andiran.
Okşar :TürkçeErkekBenzeyen, benzer.
Oktan :TürkçeErkekOk atan, okçu.
Oktaş :TürkçeErkekOk gibi hızlı, taş gibi sağlam olan kimse.
Oktay :TürkçeErkekOk gibi güçlü olan eşsiz kimse.
Oktuğ :TürkçeErkekOk ve tuğ.
Oktunç :TürkçeErkekOk gibi hareketli, tunç gibi sağlam olan kimse.
Oktüre :TürkçeErkekOk gibi hareketli dürüst kimse.
Oktüremiş :TürkçeErkekOk gibi hareketli ve hızlı olan kimse.
Oktürk :TürkçeErkekGüçlü, hareketli Türk.
Okumuş :TürkçeErkekÖğrenim görmüş, bilgili.
Okur :TürkçeErkekOkumayı seven, okuyan kimse.
Okuş :TürkçeErkek1. Zekâ, akıl, anlayışlılık.
2. Çağrı, davet.
Okuşlu :TürkçeErkekZeki, akıllı, anlayışlı.
Okutan :TürkçeErkekEğitici, öğretmen.
Okuyan :TürkçeErkek1. Okumayı seven.
2. Çağıran, davet eden.
Okver :TürkçeErkek“Okuyuver, oku“ anlamında kullanılan bir ad.
Okverdi :TürkçeErkek“Okudu, okuyuverdi“ anlamında kullanılan bir ad.
Okyalaz :TürkçeErkekHareketli ve hararetli kimse.
Okyan :TürkçeErkekOkuyan, bilgili.
Okyanus :Yun.ErkekAna karaları birbirinden ayıran büyük deniz.
Okyar :Türkçe +FarsçaErkekHareketli, canlı dost.
Okyay :TürkçeErkekOk gibi hızlı yay gibi sert olan..
Olca :Moğ.Kız1. Ganimet.
2. Kadın esir.
3. Bolluk, bereket.
Olca :Moğ.Erkek1. Ganimet.
2. Bolluk, bereket.
Olcabay :Moğ.ErkekGanimet alan kimse.
Olcan :Türkçe +FarsçaErkek“Gerçek dost ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Olcay :Moğ.Erkek1. Baht, talih, şans.
2. Bahtlı, talihli.
Olcayhan :Moğ. +TürkçeErkekÇanslı, bahtlı hükümdar.
Olcayto :Moğ.ErkekBahtlı, şanslı, talihli.
Olcaytu :Moğ.Erkekbk. Olcayto
Olcaytürk :Moğ. +TürkçeErkekŞanslı, talihli Türk.
Olçun :TürkçeErkek1. Eli işe yatkın, becerikli, usta.
2. Kendini olduğundan üstün gösteren.
3. Hekimlik taslayan kimse.
Oldaç :TürkçeErkekŞişman, büyümeye ve gelişmeye elverişli olan.
Oldağ :TürkçeErkek“Yücel, yüksel“ anlamında kullanılan bir ad.
Olgaç :TürkçeErkekOlgun, yetişkin, iyi gelişmiş.
Olgun :TürkçeKızBilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş insan.
Olgun :TürkçeErkekBilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş kimse.
Olgunay :TürkçeErkekDolunay.
Olguner :TürkçeErkekYetişmiş, iyi gelişmiş kimse.
Olgunsoy :TürkçeErkekOlgun, yetişmiş bir soydan gelen kimse.
Olgunsu :TürkçeErkekİnsana ölümsüzlük verdiğine inanılan hayat suyu.
Olkıvanç :TürkçeErkek“Kıvanç duyacağın işler yap“ anlamında kullanılan bir ad.
Olpak :TürkçeErkek“Her zaman temiz, dürüst bir insan ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Olsan :TürkçeErkek“Adın duyulsun, ünlü ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Oluk :TürkçeErkek1. Olgun, olgunlaşmış.
2. Irmak.
3. Çay ve dereden küçük akarsu.
Oluş :TürkçeErkekOluşma, meydana gelme, varlık kazanma.
Omaca :TürkçeErkek1. Bel kemiği.
2. Topuk kemiği.
Omaç :TürkçeErkekHedef, amaç, gaye.
Omay :TürkçeErkek1. Seçkin, seçilmiş.
2. Özet, öz.
Omur :TürkçeErkekOmurgayı oluşturan kemiklerin ortak adı.
Omurca :TürkçeErkekKüçük omur.
Omurtak :TürkçeErkekKüçük kartal.
Onan :TürkçeErkek1. Daha iyi bir duruma giren, mutlu olan.
2. Hastalıktan, dertten kurtulan.
Onaran :TürkçeErkek1. Düzelten, yararlı bir duruma getiren.
2. İyileştiren, tedavi eden.
3. Başaran, bitiren.
Onart :TürkçeErkekDüzenli, muntazam.
Onat :TürkçeKız1. İyi, güzel, düzgün.
2. İyi yaradılışlı.
3. Doğru, dürüst, nitelikli.
4. Kolay.
5. Uygun, münasip, yakışır.
6. İyi ahlâklı.
Onatkan :TürkçeErkekİyi, dürüst, temiz bir soydan gelen.
Onatkut :TürkçeErkekİyi yaradılışlı, kutlu kimse.
Onatsü :TürkçeErkekİyi, güzel, dürüst asker.
Onay :TürkçeKızUygun bulma, onaylama.
Onbulak :TürkçeErkekOn kaynak.
Onel :TürkçeErkekOn el.
Oner :TürkçeErkekOn kişi.
Onerim :TürkçeErkekOn müjde.
Ongan :TürkçeErkekbk. Ongun
Ongay :TürkçeErkekKolay.
Ongu :TürkçeKız1. Gönül rahatlığı, mutluluk, sağlık.
2. Bayındırlık, gelişmişlik.
Ongun :TürkçeErkek1. Eksiksiz, tam.
2. Verimli, bol.
3. Kutlu, uğurlu, beğenilen kimse.
4. Kurtulmuş, onmuş.
5. Gelişmiş, gürbüz.
6. Bayındır.
Ongunalp :TürkçeErkekKutlu, uğurlu, beğenilen yiğit.
Onguner :TürkçeErkekKutlu, uğurlu, beğenilen kimse.
Ongunsu :TürkçeErkekKutlu, uğurlu, beğenilen soydan gelen kimse.
Ongur :TürkçeErkekKurtuluş.
Ongün :TürkçeErkekOn gün.
Ongüner :TürkçeErkekOn erken gün.
Ongüneş :TürkçeErkekOn güneş.
Onuğ :TürkçeErkekbk. Onuk
Onuk :TürkçeErkekSevgili, aziz.
Onuker :TürkçeErkekSevilen, sevgili insan, saygıdeğer.
Onuktan :TürkçeErkekSevgili, aziz kimse.
Onuktekin :TürkçeErkekSevilen, sayılan benzersiz insan.
Onul :TürkçeErkek“İyileş, iyi ol, sağlıklı ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Onultan :TürkçeErkekİyileştiren, düzelten, sağlığına kavuşturan.
Onur :TürkçeErkek1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı.
2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı değer, şeref.
Onurad :TürkçeErkekOnuruyla tanınmış kimse.
Onural :TürkçeErkek“Şan ve şeref kazan“ anlamında kullanılan bir ad.
Onuralp :TürkçeErkekOnuruyla tanınmış yiğit.
Onurhan :TürkçeErkekOnurlu hükümdar.
Onurkan :TürkçeErkekOnurlu bir soydan gelen kimse.
Onurlu :TürkçeErkekOnurlu, şerefli kimse.
Onursal :TürkçeErkekSaygı için verilen veya övünç için kabul edilen, fahri (başkanlık, üyelik, profesörlük vb. unvan).
Onursan :TürkçeErkekOnuruyla tanınmış, şerefli kimse.
Onursay :ErkekOnur-say.
Onursev :TürkçeErkek“Onurlu olmayı sev“ anlamında kulanılan bir ad.
Onurseven :TürkçeErkekOnurlu olmayı seven.
Onursoy :TürkçeErkekOnurlu soydan gelen.
Onursu :TürkçeErkekOnurlu bir soydan gelen.
Onursü :TürkçeErkekOnurlu asker.
Opak :TürkçeErkekCin, peri gibi doğaüstü yaratık.
Opçin :TürkçeErkekSilah.
Orak :TürkçeErkek1. Ekin biçme zamanı, hasat.
2. Ekin biçme aracı.
Orakay :TürkçeErkekTemmuz.
Oral :TürkçeErkek“Kaleyi, şehri ele geçir, zaptet“ anlamında kullanılan bir ad.
Oralmış :TürkçeErkekKale, şehir almış, zaptetmiş.
Oran :TürkçeErkek1. Ölçü, nispet, derece.
2. Tahmin.
3. Ölçülü, hesaplı.
4. Anlayış.
5. Abartma, abartı.
6. Özel işaret, nişan.
Oranlı :TürkçeErkek1. Oranı olan, ölçülü.
2. Anlayışlı, akılcı.
3. Ilımlı.
Oray :TürkçeErkek1. Ateş gibi kızıl renkli ay.
2. Şehirli, şehirde yaşayan.
Orbay :TürkçeErkekOrdu komutanı.
Orbek :TürkçeErkekŞehir beyi.
Orcan :Türkçe +FarsçaErkekKale veya şehirde bulunanların yakın dostu.
Orcaner :Türkçe +FarsçaErkekKalede veya şehirde bulunanların yakın dostu.
Orçun :TürkçeErkekArdıllar, halefler.
Orgun :TürkçeErkekGizli, saklı.
Orgunalp :TürkçeErkekGizlenmiş, saklanmış yiğit.
Orguntay :TürkçeErkekGizlenmiş, saklanmış kimse.
Orgül :Türkçe +FarsçaKızAteş gibi kırmızı renkli gül.
Orgün :TürkçeErkekAteş gibi kırmızı renkli güneş.
Orgünalp :TürkçeErkekAteş gibi kırmızı renkli güneşin olduğu gün doğan yiğit.
Orhan :TürkçeErkekŞehrin yöneticisi, hâkimi.
Orhun :TürkçeErkekOrta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.
Orkan :TürkçeErkekbk. Orhan
Orkide :Fr.KızÇiçeklerinin güzelliği nedeniyle seralarda yetiştirilen değerli bir süs bitkisi.
Orkun :TürkçeErkekbk. Orhun
Orkuş :TürkçeErkekAteş kırmızısı renkli bir kuş.
Orkut :TürkçeErkekKutlu, uğurlu şehir.
Orman :TürkçeKızAğaçlarla örtülü geniş alan.
Orman :TürkçeErkekAğaçlarla örtülü geniş alan
Ortaç :TürkçeErkek1. Tepe.
2. Mirasçı.
3. Veliaht.
Ortak :TürkçeErkekBirlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri.
Ortan :TürkçeErkekAteş renginde kızıl tan.
Ortanca :TürkçeKız1. Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan.
2. Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen.
3. Lati Taşkırangillerden, kırmızı, pembe veya mor renkli çiçeklerini yaz başında açan, gölgelik yerlerde yetiştirilen bir süs bitkisi.
Ortun :TürkçeErkekOrtanca kardeş.
Ortunç :TürkçeErkekAteş renginde tunç.
Oruç :TürkçeErkek1. Tanrı'ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma.
2. Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma.
Oruk :TürkçeErkek1. Aile, oymak.
2. Göçmen olarak gelip bir yere yerleşen.
3. Yol, çare, imkân.
Orum :TürkçeErkek1. Gurur.
2. Geniş orman, çalılık.
Orun :TürkçeErkek1. Özel yer.
2. Önemli bir görevlinin çalıştığı yer, makam.
3. Gizli, habersiz.
4. Huy, yaradılış.
Orus :TürkçeErkekTalih, baht, saadet.
Oruz :TürkçeErkekDüşünce.
Oskan :TürkçeErkekAkıllı.
Oskay :TürkçeErkekNeşeli, mutlu.
Osman :ArapçaErkek1. Bir tür kuş veya ejderha.
2. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife.
3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.
Otacı :TürkçeErkekHekim, doktor.
Otağ :TürkçeErkekBüyük ve süslü çadır.
Otak :TürkçeErkekbk. Otağ
Otakçı :TürkçeErkek1. Otağ yapan veya satan kimse.
2. Orduda otağ kuran er.
Otamış :TürkçeErkekİyileştiren, sağaltan.
Otaran :TürkçeErkek1. Hayvanlar otlatan çoban.
2. Beğenen, isteyen.
Otay :TürkçeErkekAteş renginde ay.
Otuk :TürkçeErkek1. Çakmak.
2. Çakmak taşı.
Oy :TürkçeErkek1. Düşünce, görüş.
2. Bir sorunla ilgili düşünceyi işaret, söz veya yazıyla belirtme.
Oya :TürkçeKız1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel.
2. İnce, güzel, nazik.
Oyaçiçek :TürkçeKızİnce, kibar, nazik kız.
Oyal :TürkçeErkek“Düşüncesine başvur“ anlamında kullanılan bir ad.
Oyalı :TürkçeKız1. Oya ile süslenmiş.
2. Oya gibi güzel, zarif.
Oyalp :TürkçeErkekGörüş, düşünce sahibi yiğit.
Oybozan :TürkçeErkekGörüşe, düşünceye karşı çıkan.
Oyhan :TürkçeErkekGörüş, düşünce sahibi hükümdar.
Oykan :TürkçeErkekbk. Oyhan
Oykut :TürkçeErkekKutlu, mutlu düşünceye sahip olan.
Oylum :TürkçeKızİçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
Oymak :TürkçeErkek1. Birçok boydan oluşan, göçebe veya yerleşik topluluk, aşiret.
2. İzcilikte küçük birlik.
3. Semt, mahalle.
4. Arazinin alçak, çukur yeri.
5. Hısım, akraba.
Oyman :TürkçeErkekGörüş, düşünce sahibi kimse.
Oytun :TürkçeErkek1. Kutsal, mübarek.
2. Beğenilen, güzel yer.
3. Alçak yer, ova.
Oytunç :TürkçeErkekbk. Oytun
Ozan :TürkçeErkek1. Şiir yazan, şair.
2. Halk şairi.
3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Ozanalp :TürkçeErkekŞakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen yiğit.
Ozanay :TürkçeErkekŞakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen kimse.
Ozansoy :TürkçeErkekŞakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen bir soydan gelen.
Ozansü :TürkçeErkekŞakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen asker.
Ozgan :TürkçeErkekÖne geçen, kazanan, başarılı.
Öbek :TürkçeErkekYığın, takım, grup.
Öcal :TürkçeErkek“Yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al“ anlamında kullanılan bir ad.
Öçal :TürkçeErkekbk. Öcal
Ödül :TürkçeKız1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat.
2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan.
Öge :TürkçeErkek1. Çok akıllı.
2. Yaşlı kimse.
3. Bir ulusun büyüğü, ileri geleni.
4. Hekim.
5. Ün, şöhret.
Ögeday :Moğ.Erkek1. Çok akıllı, bilgili.
2. Büyük Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın oğlu.
Öger :TürkçeErkekAkıllı, bilgili kimse.
Öget :TürkçeKız1. Beğenilen, aranılan, övülen.
2. İyi, güzel.
Ögetürk :TürkçeErkekAkıllı, bilgili Türk.
Öğe :TürkçeErkekbk. Öge
Öğet :TürkçeErkekbk. Öget
Öğmen :TürkçeErkekHarman.
Öğrünç :TürkçeErkekSevinç.
Öğün :TürkçeErkek1. Zaman, vakit.
2. Kez, defa.
3. Önde, ileride olan.
Öğünç :TürkçeErkekbk. Övünç
Öğür :TürkçeErkek1. Aynı yaşta olanlar, yaşıt, akran.
2. Dost, arkadaş.
3. Öğrenmiş, alışmış.
Öğüş :TürkçeErkekÇok, fazla.
Öğüt :TürkçeKızBir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz.
Öğütal :TürkçeErkek“Öğüt dinle“ anlamında kullanılan bir ad.
Ök :TürkçeErkekAkıl, hatır, zekâ, zihin.
Ökelik :TürkçeErkekAkıllılık, bilgelik.
Öker :TürkçeErkekAkıllı kimse.
Ökkeş :ArapçaErkekErkek örümcek.
Ökmen :TürkçeErkekAkıllı, zeki, bilgili kimse.
Ökte :TürkçeErkekAkıllı, zeki, anlayışlı, bilgili.
Öktem :TürkçeErkek1. Güçlü.
2. Onurlu.
Öktemer :TürkçeErkek1. Güçlü kimse.
2. Onurlu kimse.
Ökten :TürkçeErkek1. Akıllı, bilgili.
2. Kahraman, cesur.
Öktener :TürkçeErkek1. Akıllı, bilgili kimse.
2. Kahraman, cesur kimse.
Öktürk :TürkçeErkekAkıllı, güçlü Türk.
Ölçüm :TürkçeErkekÖlçülerek elde edilen sonuç.
Ölçün :TürkçeErkek1. Oranlama, kestirme, tahmin.
2. Yarış.
Ölen :TürkçeErkek1. Çiçek açmış çayır.
2. Şarkı.
3. Sulak arazi.
4. Nemli, yaş.
Ölmez :TürkçeErkekUzun ömürlü.
Ölmezbey :TürkçeErkekUzun ömürlü bey.
Ömer :ArapçaErkek1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık.
2. İkinci halife.
Ömür :ArapçaErkekYaşama, yaşayış, hayat.
Ömüral :Arapça +TürkçeErkek“Uzun ömürlü ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Ömürlü :Arapça +TürkçeKızUzun yaşayan, uzun ömürlü.
Önad :TürkçeErkekAdı önde gelen, tanınan.
Önal :TürkçeErkek“Üstün gel, başta ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Önalan :TürkçeErkekÖnce davranan, üstün gelen, başta olan.
Önay :TürkçeKızOcak ayında doğan.
Önaydın :TürkçeErkekİlerisi, önü aydınlık olan.
Öncel :TürkçeErkek1. Birine göre kendinden önce yerini tutmuş olan kimse.
2. Bizden önce yaşamış olanlar.
Öncü :TürkçeErkek1. Kılavuz, rehber.
2. Önder.
3. Yeni bir görüş ve akım başlatan kimse.
Öncübay :TürkçeErkekÖncü olan kimse.
Önder :TürkçeKız1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse.
2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.
Önderol :TürkçeErkek“Önderlik yap“ anlamında kullanılan bir ad.
Öndeş :TürkçeErkekYol gösteren, rehber, kılavuz.
Öndünç :TürkçeErkek1. Haberci.
2. Başta olan.
Önel :TürkçeErkekBir işin tamamlanması için verilen süre, vade, mühlet.
Önemli :TürkçeErkekÖnemi olan, değerli.
Önen :TürkçeErkekHak, adalet.
Öner :TürkçeErkekÖnde gelen, başta gelen kimse.
Öneri :TürkçeErkekÖne sürülen görüş, düşünce, teklif.
Öneş :TürkçeErkek1. Rehber, kılavuz.
2. İnat.
Öney :TürkçeErkekÖnde olan, önde gelen, üstün.
Öngay :TürkçeErkekJüpiter gezegeni.
Öngel :TürkçeErkekAğırbaşlı kimse.
Öngen :TürkçeErkekBaşarı, zafer.
Öngör :TürkçeErkek“İleriyi düşünerek, göz önünde tutarak davran“ anlamında kullanılan bir ad.
Öngören :TürkçeErkekİleriyi düşünerek, göz önünde tutarak davranan.
Öngü :TürkçeErkek1. İlk, önce, önceki.
2. Direnme, inat.
Öngül :Türkçe +FarsçaErkekİlk çocuğa verilen bir ad.
Öngün :TürkçeErkek1. Evvelki gün, bir önceki gün.
2. Ses, gürültü.
Öngüt :TürkçeErkek1. Saklanarak yanaşma, izinden yürüme.
2. Hücum etmek için elverişli yer.
Öniz :TürkçeErkekDaha önce iz bırakmış olan, ünlü.
Önkal :TürkçeErkek“Önde ol, ileride ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Önol :TürkçeErkek“Başta gel, önde ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Önsav :TürkçeErkekBaşta gelen düşünce.
Önsel :TürkçeErkekHiçbir denemeye dayanmayan, yalnız akıl yoluyla yapılan.
Önsoy :TürkçeErkekTanınan, önde gelen soydan olan kimse.
Öntaş :TürkçeErkekGüçlü, lider olan kimse.
Önür :TürkçeErkek1. Kendinden önceki, eski.
2. Öne geçen, ileriye giden.
Ören :TürkçeKız1. Eski yapı veya kent kalıntısı.
2. Kent, şehir.
3. Köy.
4. Bitek ova.
5. Ormanlık yer.
Ören :TürkçeErkek1. Eski yapı veya kent kalıntısı.
2. Şehir, kent.
3. Köy.
4. Bitek ova.
5. Ormanlık yer
Örenel :TürkçeErkekEliyle bir şeyler ören kimse.
Örengül :Türkçe +FarsçaKızYaban gülü.
Örfi :ArapçaErkekTörenlerle, âdetlerle ilgili.
Örfiye :ArapçaKızTörelerle, âdetlerle ilgili.
Örge :TürkçeKız1. Yükselen, yukarı çıkan.
2. Yukarı, üst.
3. Herhangi bir yapıttaki süsleyici öge.
Örgen :TürkçeErkek1. Organ.
2. İnce halat, urgan.
Örik :TürkçeErkekbk. Örük
Örnek :TürkçeErkek1. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey.
2. Durumu ve niteliği benimsenmeye değer kimse.
Örs :TürkçeErkekÜzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli demir kütle.
Örsan :TürkçeErkekYüce adı olan.
Örsay :TürkçeErkek“Yüce olarak kabul et“ anlamında kullanılan bir ad.
Örsel :Türkçe +ArapçaErkekSel gibi çağlayan değerli kimse.
Örskan :TürkçeErkekSağlam bir soydan gelen kimse.
Örtan :TürkçeErkekTan vaktinde doğmuş değerli kişi.
Örtaş :TürkçeErkekKuvvetli, güçlü olan değerli kişi.
Örtay :TürkçeErkekDeğerli, saygın kişi.
Örük :TürkçeErkek1. Yüksek, yüce.
2. Uzun zaman, sonsuzluk.
3. Huy, tabiat.
Örün :TürkçeErkek1. Açık renkli, beyazımsı.
2. Gökyüzünün açık, aydınlık durumu.
3. Çadırın tepesinde, aydınlanma için bırakılan açıklık.
4. Pencere.
Öründü :TürkçeErkekSeçkin, seçilmiş, beğenilen.
Örüner :TürkçeErkekAçık tenli kimse.
Öryürek :TürkçeErkekGüçlü, korkusuz.
Öşme :TürkçeKızSuyun topraktan kaynadığı yer, kaynak.
Ötleğen :TürkçeKızSığırcığa benzeyen ötücü bir kuş.
Ötnü :TürkçeErkekYalvarma, dileme, isteme, rica.
Ötüken :TürkçeErkek1. Oğuz Destanı'nda Tiyenşan dağlarıyla Orhun havzası arasında bulunduğu belirtilen, ormanlık, kutsal bölge.
2. Moğ. Yer ilahesi.
Ötün :TürkçeErkekYalvarma, dileme, isteme.
Öveç :TürkçeErkekİki üç yaşındaki erkek koyun.
Övet :TürkçeErkekŞükretme.
Övgü :TürkçeErkekBirini ya da bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı.
Övgü :TürkçeKızBirini veya bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı.
Övgül :TürkçeKızÖvülmeye değer, nitelikli kimse.
Övgün :TürkçeKızbk. Övgül
Övül :TürkçeKız“Başarılarınla, iyi niteliklerinle kendini beğendir, övgü kazan“ anlamında kullanılan bir ad.
Övün :TürkçeKız“Başarılarınla, iyi niteliklerinle kendini yücelt“ anlamında kullanılan bir ad.
Övünal :TürkçeErkek“Övünerek al“ anlamında kullanılan bir ad.
Övünç :TürkçeErkekÖvünmeye yol açan, övünülecek şey.
Öykü :TürkçeKız1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay.
2. Hikâye
Öymen :TürkçeErkekEvcimen, evine bağlı kimse.
Öz :TürkçeKız1. Bir kimsenin benliği, manevi varlığı.
2. Bir şeyin temel ögesi.
3. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan.
4. Katıksız, arı.
Özak :TürkçeKızÖzü temiz, doğru kimse.
Özakan :TürkçeErkekKatıksız, saf bir biçimde akan.
Özakar :TürkçeErkekbk. Özakan
Özakay :TürkçeErkekÖzü temiz kimse.
Özakın :TürkçeErkekİçten gelerek yapılan akın.
Özakıncı :TürkçeErkekİçten gelerek akın yapan kmse.
Özaktuğ :TürkçeErkekBaşıa beyaz tuğ takmış kimse.
Özal :TürkçeKız“Özünü al, gerçeğini al“ anlamında kullanılan bir ad.
Özalp :TürkçeErkekÖzünde yiğit olan kimse.
Özalpsan :TürkçeErkekYiğitliğiyle tanınan kimse.
Özaltan :TürkçeErkekGerçek hükümdar olan kimse.
Özaltay :TürkçeErkekÖzünde yükseklik, yücelik olan kimse.
Özaltın :TürkçeErkekÖzü altın gibi değerli olan kimse.
Özaltuğ :TürkçeErkekKırmızı tuğ takınmış olan kimse.
Özant :TürkçeKızYeminine bağlı kimse.
Özarda :TürkçeErkekSonradan gelen kimse.
Özarı :TürkçeErkekArı gibi çalışkan kimse.
Özarkın :TürkçeErkekÖzü yavaş, sakin olan kimse.
Özaslan :TürkçeErkekAslan gibi güçlü, soylu kimse.
Özata :TürkçeErkekGerçekten ataya yaraşır olan kimse.
Özatay :TürkçeErkekÖzü herkesçe tanınan kimse.
Özay :TürkçeKızÖzü ay gibi temiz, parlak, aydınlık olan kimse.
Özaydın :TürkçeKızÖzü temiz, aydınlık kimse.
Özayhan :TürkçeErkekÖzünde hükümdarlık olan kimse.
Özaytan :TürkçeKızSabahın ilk vakitleri gibi aydınlık ve parlak olan.
Özbağ :TürkçeErkekGerçek dost olan kimse.
Özbal :TürkçeKızBalın özü gibi tatlı olan kimse.
Özbala :TürkçeErkekÖz çocuk.
Özbaş :TürkçeErkekGerçek önder, kılavuz.
Özbaşak :TürkçeKızGerçek başak.
Özbatu :TürkçeErkekGerçekten üstün gelen, yenen.
Özbay :TürkçeErkekGerçekten zengin olan kimse.
Özbek :TürkçeErkek1. Güçlü, cesur, korkusuz kimse.
2. Orta Asya’da yaşayan bir Türk boyu ve bu boydan gelen kimse.
Özbekkan :TürkçeErkekÖzbek soyundan gelen kimse.
Özben :TürkçeKız“Gerçekten ben“ anlamında kullanılan bir ad.
Özberk :TürkçeErkekÖzü güçlü kimse.
Özbey :TürkçeErkekGerçekten bey olan kimse.
Özbil :TürkçeErkek“Özünü bil, aslını tanı“ anlamında kullanılan bir ad.
Özbilek :TürkçeErkekBileği güçlü olan kimse.
Özbilen :TürkçeKızÖzünü bilen, kendisini tanıyan kimse.
Özbilge :TürkçeErkekGerçekten bilgili olan kimse.
Özbilgin :TürkçeErkekGerçekten bilgin olan kimse.
Özbilir :TürkçeKızKendini bilen kimse.
Özbir :TürkçeErkekÖzü, sözü bir olan kimse.
Özboğa :TürkçeErkekGerçekten güçlü, kuvvetli olan kimse.
Özcan :Türkçe +FarsçaErkekGerçekten dost olan kimse.
Özcanan :Türkçe +FarsçaKızGerçek sevgili olan.
Özcebe :TürkçeErkekSavaşa hazır olan kimse.
Özçam :TürkçeErkekÖzü çam gibi doğru olan kimse.
Özçelik :TürkçeErkekÖzü çelik gibi sert ve güçlü olan kimse.
Özçevik :TürkçeErkekCanlı, çevik, hareketli kimse.
Özçın :TürkçeErkekÖzü doğru, saf, temiz kimse.
Özçınar :Türkçe +FarsçaErkekÖzü çınar ağacı gibi doğru ve dürüst olan kimse.
Özdağ :TürkçeErkekÖzü dağ gibi yüce olan kimse.
Özdal :TürkçeErkekÖzü dal gibi nazik ve zarif oaln kimse.
Özdamar :TürkçeErkekÖzünde inatçılık olan kimse.
Özdeğer :TürkçeErkekÖzü değerli olan kimse.
Özdek :TürkçeErkek1. Temel, esas, kök.
2. İç, öz, çekirdek.
3. Madde.
Özdel :TürkçeErkekHediye.
Özdemir :TürkçeErkekÖzü demir gibi güçlü olan kimse.
Özden :TürkçeErkek1. Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse.
2. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili.
3. Suların geçtiği yer, su geçidi.
4. Özsu.
Özdener :TürkçeErkekSoyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse.
Özderen :TürkçeKızDerli toplu kimse.
Özdeş :TürkçeKızHer türlü nitelik bakımından eşit olan, benzer olan.
Özdil :Türkçe +FarsçaErkekİçten, samimi dost.
Özdilek :TürkçeKızCandan dilenen dilek.
Özdilmaç :TürkçeErkekGüvenilir çevirmen.
Özdinç :TürkçeErkekÖzü canlı olan kimse.
Özdinçer :TürkçeErkekÖzü canlı olan kişi.
Özdoğa :TürkçeErkekGerçek doğa.
Özdoğal :TürkçeErkekGerçekten doğal olan.
Özdoğan :TürkçeErkekÖz kardeş.
Özdoğdu :TürkçeErkek“Öz kardeş olarak dünyaya geldi“ anlamında kullanılan bir ad.
Özdoğru :TürkçeErkekÖzü temiz, dürüst, doğru olan kimse.
Özdoru :TürkçeErkekbk. Özdoruk
Özdoruk :TürkçeErkekÖzü yüce olan kimse.
Özduran :TürkçeErkekÖzü sakin olan kimse.
Özdurdu :TürkçeErkek“Özü sakinleşti“ anlamında kullanılan bir ad.
Özduru :TürkçeErkekÖzü temiz ve dürüst olan kimse.
Özdurul :TürkçeErkek“Özü sakinleşsin“ anlamında kullanılan bir ad.
Özdurum :TürkçeErkekÖzü sakin, durulmuş kimse.
Özek :TürkçeErkek1. Güç.
2. Çalışkan.
3. Küçük dere.
4. Ağacın, bitkinin içi, özü.
5. Bitki filizi.
6. Bir şeyin ortası.
7. Sel yarıntısı.
Özekan :TürkçeErkekCanlı, hareketli kimse.
Özel :TürkçeKız1. Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan.
2. Devlete değil, kişiye ait olan.
3. Her zaman görülenden, olağandan farklı, dikkate değer.
Özen :TürkçeErkek1. Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba.
2. İçerlek, tam orta, en içeride olan.
3. İlk söz.
4. Birbirine yakın iki dağın arasındaki uzaklık, ara.
5. Dere, ırmak.
Özen :TürkçeKız1. Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba.
2. İçerlek, en içeride olan.
3. İlk söz.
4. Birbirine yakın iki dağın arasındaki uzaklık, ara.
5. Dere, ırmak.
Özenay :TürkçeKızÖzen gösteren kimse.
Özenç :TürkçeErkek1. İstek.
2. Gıpta, imrenme.
Özender :Türkçe +ArapçaErkekEnder bulunan yaradılışta olan, değerli.
Özengin :TürkçeErkekÖzü sağlam, dürüst olan kimse.
Özengül :Türkçe +FarsçaKızKendisine özen gösteren güzel kadın.
Özenir :TürkçeKızÇaba gösteren, en iyisini yapmaya çalışan kimse.
Özenli :TürkçeKızKendisine özen gösteren kimse.
Özer :TürkçeErkekYiğit, doğru kimse.
Özercan :Türkçe +FarsçaErkekYiğit, doğru kimse
Özerdal :TürkçeErkekGenç kimse.
Özerdem :TürkçeErkekBütün erdemleri özünde toplayan kimse.
Özerdim :TürkçeErkek“Özüne, gerçeğine erdim, ulaştım“ anlamında kullanılan bir ad.
Özerdinç :TürkçeErkekÖzünden canlı, dinç olan erkek.
Özerek :TürkçeErkekAsıl amaç, ulaşılmak istenen şey.
Özerhan :TürkçeErkekGrçekten yiğit olan hükümdar.
Özerinç :TürkçeErkekGerçek huzura kavuşmuş kimse.
Özerk :TürkçeErkekKendi kendini idare edebilen kimse.
Özerkin :TürkçeErkekGerçek özgür kimse.
Özerkmen :TürkçeErkekÖzünden güçlü olan kimse.
Özerman :TürkçeErkekGerçekten yiğit, kahraman, yürekli kimse.
Özerol :TürkçeErkek“Gerçek yiğit ol“ anlamında kullanılan bir ad..
Özertan :TürkçeErkekGerçekten erdemli olan kimse.
Özge :TürkçeErkek1. Başka.
2. Yabancı.
3. İyi, güzel.
4. Şakacı.
5. Cana yakın, sıcakkanlı.
6. Yürekli, gözü pek.
Özgebay :TürkçeErkekİyi, güzel, yürekli erkek.
Özgeci :TürkçeErkekKişisel yarar gözetmeden başkasına yararlı olmaya çalışan kimse.
Özgeer :TürkçeErkekİyi, güzel, cana yakın erkek.
Özgen :TürkçeKızÖzü geniş, rahat, sakin kimse.
Özgenalp :TürkçeErkekÖzü geniş, rahat, sakin yiğit.
Özgenç :TürkçeErkekÖzü genç kimse.
Özger :TürkçeErkekİyi, güzel,cana yakın kimse.
Özgiray :TürkçeErkekGerçek hükümdar.
Özgü :TürkçeErkek1. Kutsal.
2. Özellikle birine veya bir şeye ait olan.
Özgüç :TürkçeErkekÖzü güçlü, kuvvetli kimse.
Özgül :Türkçe +FarsçaKızÖzü gül gibi olan.
Özgülay :Türkçe +FarsçaKızÖzü gül gibi olan güzel.
Özgüleç :TürkçeErkekGüler yüzlü, içten gülen kimse.
Özgülüm :Türkçe +FarsçaKız“Gerçekten gül gibi güzel olanım“ anlamında kullanılan bir ad.
Özgün :TürkçeErkek1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan.
2. Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan.
Özgünay :TürkçeErkekKendisine has nitelikleri olan güzel.
Özgünel :TürkçeKızKendisine has becerileri olan kimse.
Özgüner :TürkçeErkekKendine özgü nitelikleri olan kimse.
Özgüneş :TürkçeErkekÖzü güneş gibi parlak ve aydınlık olan kimse.
Özgür :TürkçeErkek1. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan.
2. Tutuklu olmayan, hür.
3. Başkasının kölesi olmayan.
4. Bağımsız.
Özgür :TürkçeKız1. Kendi kendine karar verme, davranma, hareket etme gücü olan.
2. Tutuklu olmayan, hür.
3. Başkasının kölesi olmayan.
4. Bağımsız.
Özgürcan :Türkçe +FarsçaErkekÖzgürlüğe düşkün kimse.
Özgürel :TürkçeErkekBağımlı olmayan, özgür davranan kimse.
Özgüven :TürkçeErkekKendine güvenen kimse.
Özhakan :TürkçeErkekHükümdar soyundan gelen kimse.
Özil :TürkçeErkekGerçekten o memleketten olan kimse.
Özilter :TürkçeErkekYurdun gerçek koruyucusu, savunucusu olan kimse.
Özinal :TürkçeErkekGerçek arkadaş, dostolan kimse.
Özinan :TürkçeKızGerçekten inançlı olan kimse.
Özipek :TürkçeKızÖzü ipek gibi saf ve dürüst olan kimse.
Öziş :TürkçeKızGerçektem eş olan kimse.
Özkal :TürkçeErkek“Özün değişmesin, hep böyle kal“ anlamında kullanılan bir ad.
Özkan :TürkçeErkekTemiz ve asil soydan gelen kimse.
Özkar :TürkçeErkekÖzü kar gibi temiz olan kimse.
Özkaya :TürkçeErkekÖzü kaya gibi güçlü olan kimse.
Özkayra :TürkçeErkekİçten gelen bağış, iyilik.
Özke :TürkçeErkek1. Sağlam, sağlıklı.
2. Temiz yürekli.
Özkent :TürkçeErkekGerçekten şehirli olan kimse.
Özker :TürkçeErkekSağlam, temiz yürekli kimse.
Özkın :TürkçeErkekÖzü kın gibi korucucu, saklayıcı olan.
Özkınal :TürkçeErkekÖzü kın gibi koruyucu olan kimse.
Özkoç :TürkçeErkekGerçekten koç gibi kuvvetli ve güçlü kimse.
Özkök :TürkçeErkekÖzü sağlam olan kimse.
Özkul :TürkçeErkekGerçek kul.
Özkula :TürkçeErkekGerçekten kula renginde olan.
Özkurt :TürkçeErkekGerçek kurt.
Özkut :TürkçeErkekGerçek kut, mutluluk.
Özkutal :TürkçeErkek“Gerçek mutluluk senin olsun“ anlamında kullanılan bir ad.
Özkutay :TürkçeErkekÖzü uğurlu ve ay gibi parlak olan kimse.
Özkutlu :TürkçeErkekÖzü kutlu, uğurlu olan kimse.
Özkutsal :TürkçeErkek“Özüne mutluluk saç“ anlamında kullanılan bir ad.
Özlek :TürkçeErkek1. Toprağın özü, verimli yeri.
2. Zaman.
3. Doğaüstü güç.
Özlem :KızBir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret.
Özlen :TürkçeKız“Özlenecek kadar sevilen kişi ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Özlenen :KızÖzlem duyulan, kavuşmak istenilen, sevilen kimse.
Özler :TürkçeErkekÖzlem duyan, kavuşmak isteyen kimse.
Özleyiş :TürkçeKızÖzleme, özlem duygusu.
Özlü :TürkçeErkek1. Özü, benliği olan.
2. İçten, gerçek.
Özlüer :TürkçeErkekGerçek yiğit.
Özlütürk :TürkçeErkekGerçek Türk.
Özman :TürkçeErkekbk. Özmen
Özmen :TürkçeErkekÖzü sağlam, iyi kişilikli kimse.
Özmert :Türkçe +FarsçaErkekGerçekten mert olan kimse.
Özmut :TürkçeErkekÖzünde mutlu olan kimse.
Öznil :Türkçe +FarsçaKızGerçek nil.
Öznur :Türkçe +ArapçaErkekÖzü ışıklı, aydınlık kimse.
Özoğul :TürkçeErkekÖz oğul.
Özoğuz :TürkçeErkekGerçekten yiğit olan kimse.
Özok :TürkçeErkekÖzü ok gibi güçlü olan kimse.
Özokçu :TürkçeErkekGerçek okçu.
Özol :TürkçeErkek“Özün değişmesin, olduğun gibi görün“ anlamında kullanılan bir ad.
Özozan :TürkçeErkekGerçek şair.
Özöğe :TürkçeErkekBir şeyin aslı, özü.
Özön :TürkçeErkekGönlü geniş kimse.
Özönder :TürkçeErkekGerçek önder.
Özpala :TürkçeErkekGerçekten yiğit kimse.
Özpeker :TürkçeErkekÇok güçlü erkek.
Özpetek :TürkçeKızGerçek petek.
Özpınar :TürkçeErkekGerçek pınar.
Özpolat :Türkçe +FarsçaErkekÖzü çelik gibi sağlam olan kimse.
Özpulat :Türkçe +FarsçaErkekbk. Özpolat
Özsan :TürkçeErkekAdı duyulmuş, ünlü.
Özsel :TürkçeKızÖzle ilgili, öze ilişkin.
Özselen :TürkçeErkekGerçek haber.
Özsevi :TürkçeErkekİçten gelen sevgi.
Özsoy :TürkçeErkekTemiz, iyi, köklü soydan gelen kimse.
Özsözlü :TürkçeErkekSözünden dönmeyen, sözünü tutan kimse.
Özsu :TürkçeErkekBitki ve hayvan dokularında bulunan sıvılara verilen ad.
Özsu :TürkçeKızBitki ve hayvan dokularında bulunan sulara verilen ad.
Özsun :TürkçeErkek“Kendini göster“ anlamında kullanılan bir ad.
Özsungur :TürkçeErkekGerçekten soğukkanlı, sakin kimse
Özsü :TürkçeErkekGerçek asker.
Özsüer :TürkçeErkekGerçekten asker olan kimse.
Özsüt :TürkçeErkekİyi süt emmiş, soylu, temiz kimse.
Özşahin :Türkçe +FarsçaErkekÖzü şahin gibi güçlü olan kimse.
Özşan :Türkçe +ArapçaErkekÖzü şanlı olan kimse.
Özşen :TürkçeErkekÖzü hep neşeli olan kimse.
Öztan :TürkçeErkekGerçek aydınlık.
Öztanır :TürkçeErkekKendini tanıyan, bilen kimse.
Öztarhan :TürkçeErkekAyrıcalıklı, saygın bir kişiliğe sahipolan kimse.
Öztaş :TürkçeErkekÖzü taş gibi sağlam olan kimse.
Öztay :TürkçeErkekÖzü genç olan kimse.
Öztaylan :TürkçeErkekİnce, kibar, güzel, uzun ve düzgün boylu kimse.
Öztek :TürkçeErkekBiricik, tek.
Öztekin :TürkçeErkekBenzersiz kimse.
Özten :TürkçeKızTeni düzgün olan.
Öztimur :TürkçeErkekbk. Özdemir
Öztin :TürkçeErkekRuhun özü.
Öztinel :TürkçeErkekRuhsal yönden sağlıklı erkek.
Öztoklu :TürkçeErkekGönlü doymuş kimse.
Öztoygar :TürkçeErkekbk. Toygar
Öztuna :TürkçeErkekbk. Tuna
Öztunç :TürkçeErkekÖzü tunç gibi güçlü olan kimse.
Öztürk :TürkçeErkekKatıksız, saf Türk.
Özü :TürkçeErkekDuru, katıksız olan.
Özüak :TürkçeErkekÖzü tertemiz olan kişi.
Özüdoğru :TürkçeErkekÖzü doğru olan kimse.
Özüm :TürkçeKızKardeş gibi sevilip tutulan kimse.
Özüm :TürkçeErkekKardeş gibi tutulup sevilen kimse.
Özün :TürkçeErkek1. Hakkıyla kazanılmış ün.
2. Şan.
Özüpek :TürkçeErkekRuhen güçlü olan kimse.
Özver :TürkçeErkek“Özveride bulun“ anlamında kullanılan bir ad.
Özverdi :TürkçeErkek“Özveride bulundu“ anlamında kullanılan bir ad.
Özveren :TürkçeErkekÖzveride bulunan, fedakâr kimse.
Özveri :TürkçeKızBir amaç veya kişi için kendi yararlarından vazgeçme, fedakârlık.
Özvermiş :TürkçeErkekÖzverili davranan, fekakâr.
Özyay :TürkçeErkekÖzü yay gibi sert olan kimse.
Özyörük :TürkçeErkekGerçek yörük.
Özyurt :TürkçeErkekAnayurt.
Özyuva :TürkçeErkekGerçek yuva.

Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e destek verirler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin.
(Bkz. Ahzab, 56)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ