02 Haziran 2023
13 Zi'l-ka'de 1444
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ POSTA KODLARI ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






K harfiyle başlayan bebek isimleri


KIZ BEBEK İSİMLERİ ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z

İsimKökeniCinsiyetAnlamı
Konur :TürkçeErkek1. Açık san, boz, bozla sarı arası renk.
2. Yanık kırmızı, yağızımsı al.
3. Kimseyi beğenmeyen, gururlu, kibirli.
4. Kahraman, yiğit.
5. Süslü, çalımlı, şık, kurumlu.
6. İnatçı, aksi.
Kayan :TürkçeErkek1. Akarsu, sel.
2. Yassı, düz, kat kat oluşmuş taşlar.
Kapar :TürkçeErkek1. Akıl.
2. Ruh.
Kader :ArapçaErkek1. Alın yazısı, yazgı.
2. Genellikle kaçınılmaz kötü talih.
Karel :İbr.Kız1. Allah’ın kuzusu.
2. Allah’a sunulan, sunak; adak.
Kayıt :TürkçeErkek1. Araç, eşya.
2. Saban.
3. İş, güç.
4. Kış için ayrılan yiyecek.
Kamertab :Arapça +FarsçaKız1. Aydınlık, ışık.
2. Ay ışığı, mehtap.
Kasım :ArapçaErkek1. Ayıran, bölen, taksim eden.
2. Kırıcı, ezici, ufaltıcı.
Kardeş :TürkçeErkek1. Aynı ana babadan doğmuş veya ana babadan biri ayrı olan çocukların birbirine göre adı.
2. Çok yakın arkadaş, dost.
Karık :TürkçeErkek1. Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler.
2. Karışık, karışmış.
Keramet :ArapçaErkek1. Bağış.
2. Ağırlama, ikram.
3. Ermişçe yapılan iş, hareket veya söz
Keramet :ArapçaKız1. Bağış.
2. Ağırlama, ikram.
3. Ermişçe yapılan iş, hareket veya söz.
Karabatak :TürkçeErkek1. Balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri kara tüylü bir deniz kuşu.
2. Geleceğini düşünmeden yaşayan, savurgan.
Kesek :TürkçeErkek1. Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça.
2. Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmış çayır parçası.
Kemal :ArapçaErkek1. Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik.
2. En yüksek değer.
Koldaş :TürkçeErkek1. Bir işi birlikte yapan kimseler, ortak.
2. Yardımcı, arkadaş.
Köken :TürkçeErkek1. Bir şeyin çıktığı dayandığı temel, biçim, neden veya yer.
2. Kavun, karpuz, kabak gibi bitkilerin toprak üstünde yayılan dalları.
3. Soy, asıl, ata.
Kaynak :TürkçeErkek1. Bir suyun çıktığı yer.
2. Neşe, sevinç.
3. Eğlendirici, neşeli kimse.
Kaim :ArapçaErkek1. Birinin yerine geçen.
2. Bir işte sebat eden, direnen.
3. Ayakta duran.
Köse :TürkçeErkek1. Bıyığı sakalı çıkmayan erkek.
2. Cılız, bodur.
3. Yeni evlenmiş erkek, güvey.
Kopuz :TürkçeErkek1. Boğaz, dar yer.
2. Ozanların çaldığı eski bir telli Türk sazı.
Kamet :ArapçaErkek1. Boy, boy bos, endam.
2. Camilerde namaza kalkmak için okunan iç ezan.
3. Ses, gürültü.
Kamu :TürkçeErkek1. Bütün, hep.
2. Halk.
Korkut :TürkçeErkek1. Büyük dolu tanesi.
2. Cin, şeytan gibi hayalî yaratıklar.
3. Korkusuz, yavuz, heybetli.
Kebir :ArapçaErkek1. Büyük, ulu.
2. Çocukluktan çıkmış genç.
3. Yaşça büyük, yaşlı.
Kebire :ArapçaKız1. Büyük, ulu.
2. Çocukluktan çıkmış genç.
3. Yaşça büyük, yaşlı.
4. Büyük günah.
Kevser :ArapçaKız1. Cennette bir havuzun adı.
2. Kur’an-ı Kerim’in bir suresi.
3. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık.
4. Cennette bulunduğuna inanılan bir ırmak.
Kıran :TürkçeErkek1. Çevre, kıyı, kenar.
2. Ufuk.
3. Tepe, yamaç, bayır.
Kızgın :TürkçeErkek1. Çok ısınmış, ısıtılmış.
2. Kızmış olan, öfkeli.
Katı :TürkçeErkek1. Çok, pek, fazla, yeğin.
2. Ağır.
3. Haşin, sert, kırıcı.
Kapagan :TürkçeErkek1. Çokça kapan, alan.
2. 691-716 Yılları arasında hüküm sürmüş olan Göktürk kağanı.
Kerim :ArapçaErkek1. Cömert, eli açık.
2. Ulu, büyük.
Koçak :TürkçeErkek1. Cömert, eli açık.
2. Yiğit, kahraman.
3. Becerikli.
Kirami :ArapçaErkek1. Cömertlere, eli açıklara özgü.
2. Soylular, ulular, şereflilerle ilgili.
Kemter :FarsçaErkek1. Daha aşağı, daha değersiz.
2. Tam olmayan, eksik.
Koç :TürkçeErkek1. Damızlık erkek koyun.
2. Sağlıklı, gürbüz genç erkek.
3. Kahraman.
Kök :TürkçeErkek1. Dar ve derin dere.
2. Gürbüz, sağlıklı.
3. Gök.
4. Asıl, kök, köken
Kibare :ArapçaKız1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan.
2. Seçkin, değerli.
3. Zengin, soylu.
Kibar :ArapçaKız1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan.
2. Seçkin, değerli.
3. Zengin, soylu.
4. Büyükler, ulular.
Kıymet :ArapçaKız1. Değer.
2. Değerli, nitelikli.
Kavruk :TürkçeErkek1. Dertli, acı çeken.
2. Sevdalı, âşık.
Köşek :TürkçeErkek1. Deve yavrusu.
2. Torun.
Kırca :TürkçeErkek1. Dolu.
2. Ufak ve sert taneli kar.
3. Bora, rüzgârla karışık yağmur.
Koçkar :TürkçeErkek1. Dövüş için yetiştirilmiş iri boynuzlu koç.
2. Yaban koyunu.
Kırat :ArapçaErkek1. Elmas, zümrüt gibi değerli taşların tartısında kullanılan ölçü birimi.
2. Nitelik, değer.
Kara :TürkçeErkek1. En koyu renk, siyah.
2. Zenci, esmer.
Kadın :TürkçeKız1. Erişkin dişi insan.
2. Evlenmiş kız.
3. Eskiden bayan anlamında kullanılan bir san.
4. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan .
Kayser :ArapçaErkek1. Eski Roma ve Bizans İmparatorlarının sanı.
2. Hükümdar.
Kora :TürkçeErkek1. Eski.
2. Anahtar.
3. Karda açılan ince yol.
4. Olgunlaşmamış üzüm, koruk.
Kargı :TürkçeErkek1. Eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık.
2. Kamış, saz.
Karacabey :TürkçeErkek1. Esmer bey.
2. Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk komutanı.
Karaman :TürkçeErkek1. Esmer, kara yağız insan.
2. Güneybatıdan esen yel.
Koygun :TürkçeErkek1. Etkili, hüzünlü, dokunaklı.
2. Akdoğan.
Keskin :TürkçeErkek1. Etkili, sert.
2. Görevini iyi yapan.
3. Azgın.
Koçu :TürkçeErkek1. Gelin arabası.
2. Çukur oyuk yer, hendek.
Kıray :TürkçeErkek1. Genç, delikanlı.
2. Ürün vermeyen arazi.
3. Eşkıya, yol kesen.
Karaca :TürkçeKız1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı.
2. Esmer.
Kırgız :TürkçeErkek1. Gezici, gezgin.
2. Çoğunlukla Kırgızistan'da toplu durumda yaşayan, Türk soyundan gelen bir halk.
Kazak :TürkçeErkek1. Göçebe, akıncı.
2. Rusya'da yaşayan bir Türk kavmi.
3. Genç, taze.
4. İnatçı.
Kökşin :TürkçeErkek1. Gök renginde.
2. Yaşlı, koca.
Karacı :TürkçeErkek1. Gönül alan.
2. Gözetleyici.
Kalmuk :TürkçeErkek1. Göz kapağı.
2. Tüylü yün kumaş.
3. Asya’da eski bir Moğol kabilesinin adı.
Kudret :ArapçaErkek1. Güç, kuvvet.
2. Allah'ın gücü.
3. Varlık, zenginlik.
4. Allah yapısı.
5. Yetenek
Kudret :ArapçaKız1. Güç, kuvvet.
2. Allah'ın gücü.
3. Varlık, zenginlik.
4. Allah yapısı.
5. Yetenek.
Kutsal :TürkçeKız1. Güçlü bir dinsel saygı uyandıran veya uyandırması gereken kimse.
2. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen.
3. Uğur getirdiğine inanılan.
Keklik :TürkçeKız1. Güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte, beğenilen bir kuş
2. Alımlı, güzel kadın.
Keleşhan :TürkçeErkek1. Güzel, yakışıklı hükümdar.
2. Yiğit, cesur, bahadır hükümdar.
Keleşbay :TürkçeErkek1. Güzel, yakışıklı kimse.
2. Yiğit, cesur, bahadır kimse.
Keleş :TürkçeErkek1. Güzel, yakışıklı kimse.
2. Yiğit, cesur, bahadır.
Keleştimur :TürkçeErkek1. Güzel, yakışıklı, güçlü kimse.
2. Yiğit, cesur, bahadır.
Kağan :TürkçeErkek1. Hanların hanı, hükümdar.
2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Kam :TürkçeErkek1. Hekim.
2. Düşünür.
Karabaş :TürkçeErkek1. Hiç evlenmemiş erkek, bekâr.
2. Evlenmeyen rahip.
3. Kışa dayanıklı sert buğday.
Kamber :ArapçaErkek1. Hz. Ali'nin sadık kölesi.
2. Bir eve çok gelen kimse.
Kesim :TürkçeErkek1. İki taraf arasındaki kararlaştırılan şey.
2. Biçim, endam, boy bos.
3. Bölüm, parça.
4. Yeryüzündeki sel yarıntıları.
5. Ürün kaldırma mevsimi.
Kabadayı :TürkçeErkek1. İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse.
2. Yürekli.
Kor :TürkçeErkek1. İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası.
2. Kırmızı.
3. Sıra, dizi, altın dizisi.
4. Dere.
Kalgay :TürkçeErkek1. İzci kumandanı.
2. Tarihte Kırım veliahdına verilen san.
Kabil :ArapçaErkek1. Kabul eden, kabul edici.
2. Hz. Âdem'in oğlu.
Karan :TürkçeErkek1. Kahraman, yürekli.
2. Karanlık.
Kapçak :TürkçeErkek1. Kale kuşatmasında duvara çakılmış büyük çember.
2. Bayrak.
Kala :ArapçaErkek1. Kale, hisar.
2. (T.) Atmaca.
Kani :ArapçaErkek1. Kanaat eden, fazlasını istemeyen.
2. İnanmış, kanmış.
Karagöz :TürkçeErkek1. Kara gözlü kimse.
2. Şakacı, hoşsohbet kimse.
3. Halk tiyatrosunda Hacivat'ın muhatabı, oyun arkadaşı
Karagöz :TürkçeKız1. Kara gözlü kimse.
2. Şakacı, hoşsohbet kimse.
3. Halk tiyatrosunda Hacivat'ın muhatabı, oyun arkadaşı.
Kayın :TürkçeErkek1. Kayıngillerderı, kışın yaprak döken, güzel görünüşlü orman ağacı.
2. Kardeş, hısım, akraba.
Kınık :TürkçeErkek1. Kaynak, memba.
2. İstek, arzu, gayret.
3. Obur.
4. Oğuzların 24 boyundan biri.
Keşfi :ArapçaErkek1. Keşifle ilgili.
2. Keşfeden.
Koçaş :TürkçeErkek1. Kılavuz, rehber.
2. Yağmur bulutu.
Keven :TürkçeErkek1. Kimi türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan dikenli bir çalı.
2. Bir tür kahve.
Kişi :TürkçeErkek1. Kimse, insan.
2. Sahip.
3. Koca, eş.
Kökten :TürkçeErkek1. Köklü, yüzeyde kalmayan, derine inen.
2. Soylu.
Konak :TürkçeErkek1. Konuk, misafir.
2. Konuk olunan yer.
Köz :TürkçeErkek1. Kor, ateş koru, kızıl ateş parçası.
2. İçinde küçük küçük kor parçalan bulunan kül.
Kozak :TürkçeErkek1. Kozalak.
2. Ham meyve.
3. Güneş görmeyen, gölgede kalan yer.
Kanat :Erkek1. Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ.
2. Yan, taraf.
Kutay :TürkçeErkek1. Kutlu, uğurlu ay.
2. İpek, ipekli kumaş.
Kadir :ArapçaErkek1. Kuvvetli, güçlü, kudret sahibi.
2. Değer, onur, kıymet, şeref.
3. Allah’ın adlarındandır.
Kimya :ArapçaKız1. Maddelerin temel yapılarını, bileşimlerini, vb.ni inceleyen bilim.
2. Üstün nitelikler taşıyan, çok değerli.
Karamürsel :TürkçeErkek1. Marmara Denizi kıyılarında işleyen küçük teknelere verilen ad.
2. Marmara bölgesinde Kocaeli’nin ilçe merkezi.
Kutun :TürkçeKız1. Mutlu.
2. Kutsal.
Kakınç :TürkçeErkek1. Öfke, kızgınlık, sitem.
2. Vurma, vuruş.
3. Harekete geçiş, ayağa kalkış.
Kızık :TürkçeErkek1. Öfkeli, sert, kırıcı.
2. İstek, heves, arzu.
Kalkan :TürkçeErkek1. Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık.
2. Koruyucu
Kavas :ArapçaErkek1. Oklu asker.
2. Ok yapan, okçu.
Kâmil :ArapçaErkek1. Olgun, yetkin kimse.
2. Kültürlü, bilgili, bilgin.
3. Bütün, tam, eksiksiz.
Kâmile :ArapçaKız1. Olgun, yetkin kimse.
2. Kültürlü, bilgili.
3. Bütün, tam, eksiksiz.
Kayran :TürkçeErkek1. Orman içindeki ağaçsız alan.
2. Kayan yer.
3. İnce çakıllı, kumlu toprak.
Kızıl :TürkçeErkek1. Parlak kırmızı renk.
2. Altın, para.
Kutan :TürkçeKız1. Saban.
2. Saka kuşu.
Karakoca :TürkçeErkek1. Saçı sakalı ağarmayan yaşlı adam.
2. Büyümeden yaşlanan kavruk ağaç.
Kuzey :TürkçeErkek1. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı.
2. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.
Karakucak :TürkçeErkek1. Sarılma, kucaklama, kavrama, tutuşma.
2. En eski Türk güreş biçimi.
Kasırga :TürkçeErkek1. Şiddetli fırtına.
2. Duyguların patlak verişi, büyük heyecan, coşku.
Köklü :TürkçeErkek1. Soylu, görgülü.
2. Varlıklı, kuvvetli.
Kiram :ArapçaErkek1. Soylular.
2. Eli açıklar, cömertler.
Kerem :ArapçaErkek1. Soyluluk.
2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Kaymak :TürkçeKız1. Sütün yüzünde toplanan yağlı katman
2. En seçkin, en güzel.
Kargın :TürkçeErkek1. Taşkın su.
2. Bol, çok.
3. Doymuş, tok.
4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu.
5. Çağlayan.
Kuddus :ArapçaErkek1. Temiz, pak.
2. Tanrı adlarındandır.
3. Kutsal, kutlu.
Kıyas :ArapçaErkek1. Tutma, denk sayma.
2. Karşılaştırma, oranlama.
Kadem :ArapçaErkek1. Uğur.
2. Ayak.
Kahir :ArapçaErkek1. Üstün gelen, ezen, ezici.
2. Kahreden, zorlayan.
3. Yok eden.
Kip :TürkçeErkek1. Uygun, uyumlu, idareli.
2. Sağlam, dayanıklı.
3. Şık, zarif, biçimli.
4. Kullanışlı.
Kenan :İbr.Erkek1. Vaat edilmiş ülke.
2. Cennet.
3. Hazreti Yakup'un ülkesi, Filistin.
Koyak :TürkçeErkek1. Vadi, dere.
2. Dağlar ve kayalıklar üzerindeki doğal çukurlar.
3. Dağ üzerinde otu bol olan, bitek, çukur yer.
Kelebek :TürkçeKız1. Vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek.
2. Narin, zarif kadın.
Kayı :TürkçeErkek1. Yağmur, sağanak, bora.
2. Sağlam, güçlü, sert.
Kıvılcım :TürkçeErkek1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası.
2. Harekete geçiren etken.
Kanun :ArapçaErkek1. Yasa.
2. Geçerli olan kural.
Koca :TürkçeErkek1. Yaşlı, ihtiyar.
2. Büyük, ulu, yüce.
Kifayet :ArapçaKız1. Yetişme, el verme, kâfi gelme.
2. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
Kürşat :TürkçeErkek1. Yiğit, alp.
2. Göktürk prenslerinden birinin adı.
Kahraman :FarsçaErkek1. Yiğit, cesur.
2. Bir olayın, serüvenin başlıca kişisi.
3. Sessiz, yumuşak kimse.
Kolçak :TürkçeErkek1. Yiğit, mert, yürekli, koçak.
2. Kola geçirilen kolluk.
Kepez :TürkçeErkek1. Yüksek dağ.
2. Mağara.
3. Gelin başlığı.
4. Kuşların başındaki uzun tüyler.
Kadife :ArapçaKız1. Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş.
2. Yumuşak, sakin, iyi huylu.
Kopan :TürkçeErkek1. Zafer kazanan.
2. Ortaya çıkan, harekete geçen.
Karasu :TürkçeErkekAğır akan su.
Kıralp :TürkçeErkekAk saçlı ve sakallı, yaşlı yiğit.
Kayaş :TürkçeErkekAkraba, hısım.
Kalagay :TürkçeErkekAl, kırmızı renk.
Kısmet :ArapçaErkekAllah'ın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader.
Kısmet :ArapçaKızAllah’ın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader.
Kızılaslan :TürkçeErkekAltın gibi yüreği olan cesur kimse.
Karatay :TürkçeErkekAnadolu Selçuklu devlet adamı.
Kafar :TürkçeErkekArkadaş, dost.
Köksu :TürkçeErkekAslı, soyu su gibi temiz ve saf olan.
Koryürek :TürkçeErkekAteş gibi sıcak yüreği olan.
Kanıkor :TürkçeErkekAteşli, canlı yaradılışta olan kimse.
Korhan :TürkçeErkekAteşli, canlı, güçlü hükümdar.
Koraltan :TürkçeErkekAteşli, canlı, hareketli hükümdar.
Koray :TürkçeErkekAteşli, canlı, hareketli kimse.
Koraslan :TürkçeErkekAteşli, canlı, hareketli yiğit kimse.
Koralp :TürkçeErkekAteşli, canlı, hareketli yiğit.
Kamer :ArapçaKızAy.
Körnes :ErkekAyna.
Köktaş :TürkçeErkekAynı soydan gelenlerden her biri.
Kızhanım :TürkçeKızAz bulunur hanımefendi.
Kardelen :TürkçeKızBaharın müjdecisi bir çiçek.
Kın :TürkçeErkekBıçak, kılıç gibi kesici araçların kabı.
Koşukhan :TürkçeErkekBir arada olan hükümdarlar.
Koşuktekin :TürkçeErkekBir araya gelmiş hükümdarlar.
Komutan :TürkçeErkekBir asker topluluğunun başı, kumandan.
Kinaş :TürkçeErkekBir iş üzerinde konuşma, danışma.
Kanıt :TürkçeErkekBir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanı verici belge, delil.
Karakan :TürkçeErkekBir tür dağ ağacı.
Karaçay :TürkçeErkekBir Türk kavminin adı.
Kıraç :TürkçeErkekBitek olmayan, verimsiz veya sulanmayan yer.
Konca :FarsçaKızbk. Gonca
Koncagül :FarsçaKızbk. Goncagül
Körklü :TürkçeErkekbk. Görklü
Katun :TürkçeKızbk. Kadın
Kaan :TürkçeErkekbk. Kağan
Kalmık :TürkçeErkekbk. Kalmuk
Kanber :ArapçaErkekbk. Kamber
Kâmuran :FarsçaErkekbk. Kâmran
Kanpulat :Türkçe +FarsçaErkekbk. Kanpolat
Karcan :Türkçe +FarsçaErkekbk. Karacan
Karhan :TürkçeErkekbk. Karahan
Karamık :TürkçeErkekbk. Karamuk
Kavvas :ArapçaErkekbk. Kavas
Kaygusuz :TürkçeErkekbk. Kaygısız
Kayhan :TürkçeErkekbk. Kayıhan
Kaymas :TürkçeErkekbk. Kaymaz
Kaynar :TürkçeErkekbk. Kaynak
Kazgan :TürkçeErkekbk. Kazan
Keziban :FarsçaKızbk. Kezban.
Kifaye :ArapçaKızbk. Kifayet
Kerami :ArapçaErkekbk. Kirami
Kerman :FarsçaErkekbk. Kirman
Kızılbars :TürkçeErkekbk. Kızılpars
Köktan :TürkçeErkekbk. Kökten
Kongar :TürkçeErkekbk. Kongur
Kösemen :TürkçeKızbk. Kösem
Kürşad :TürkçeErkekbk. Kürşat
Kutluay :TürkçeKızbk. Kutlay
Kutsel :TürkçeKızbk. Kutseli
Kâşif :ArapçaErkekBulan, keşfeden, bulucu.
Karadağ :TürkçeErkekBulutlarla kaplı dağ.
Kadagan :TürkçeErkekBuyruk, emir.
Kayra :TürkçeErkekBüyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.
Kocataş :TürkçeErkekBüyük taş.
Kaya :TürkçeErkekBüyük ve sert taş kütlesi.
Kocatürk :TürkçeErkekBüyük, saygın Türk.
Kanak :TürkçeErkekÇabuk aldanan, saf.
Kanağan :TürkçeErkekÇabuk inanan, kanan.
Korçan :TürkçeErkekÇağlayan.
Kınayman :TürkçeErkekÇalışkan, etkin kimse.
Kayacan :Türkçe +FarsçaErkekCanı kaya gibi güçlü olan.
Kipcan :Türkçe +FarsçaErkekCanlı, dayanıklı, sağlam kimse.
Kipkurt :TürkçeErkekCanlı, dayanıklı, sağlam, deneyimli, yaşlı kimse.
Kızan :TürkçeErkekÇocuk, delikanlı.
Kınel :TürkçeErkekÇok çalışan, etkin, faal kimse.
Kınaytürk :TürkçeErkekÇok çalışan, etkin, faal Türk.
Kınay :TürkçeErkekÇok çalışan, etkin, faal.
Kocaman :TürkçeErkekÇok iri, büyük.
Kızılateş :TürkçeErkekÇok iyi yanan ateş.
Kerime :ArapçaKızCömert, eli açık.
Koçaker :TürkçeErkekCömert, kahraman kimse.
Koçakalp :TürkçeErkekCömert, kahraman yiğit.
Kaynarkan :TürkçeErkekCoşkulu, hareketli kimse.
Kargınalp :TürkçeErkekCoşkulu, taşkın, hareketli yiğit.
Koytan :TürkçeErkekDağ bucağı.
Kıyan :TürkçeErkekDağdan hızla inen sel.
Karamuk :TürkçeErkekDağlarda kendi kendine biten ve ilkbaharda çiçek açan, saçma büyüklüğünde, üzüm biçiminde meyveleri olan dikenli bir bitki, çalı.
Kaman :TürkçeErkekDağların doruğuna yakın olan yerler.
Kılınç :TürkçeErkekDavranış, yaradılış, huy.
Kadri :ArapçaErkekDeğer, kıymet, onurla ilgili.
Kıratlı :Arapça +TürkçeErkekDeğerli, nitelikli.
Kadrihan :Arapça +TürkçeErkekDeğerli, saygın hükümdar.
Karakoç :TürkçeErkekDelikanlı, yiğit esmer kimse.
Karakurt :TürkçeErkekDeneyimli esmer kimse.
Kızılkurt :TürkçeErkekDeneyimli, yaşlı kimse.
Kadınana :TürkçeKızDeneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
Karabuğra :TürkçeErkekDeve gibi boylu boslu olan kimse.
Keramettin :ArapçaErkekDinin kerameti, doğaüstü gücü.
Kadrettin :ArapçaErkekDinin kudreti, gücü.
Kemalettin :ArapçaErkekDinin olgunluğu, eksiksizliği ve değeri.
Kiramettin :ArapçaErkekDinin uluları, soyluları.
Kâni :ArapçaErkekDokunaklı, iğneli söz söyleyen.
Kadam :TürkçeErkekDost, arkadaş.
Kete :TürkçeErkekDüğün armağanı.
Keyhan :FarsçaErkekDünya.
Köni :TürkçeErkekDürüst, doğru, samimi, içten.
Kıraner :TürkçeErkekDüşmani bozguna uğratan kimse.
Kıranalp :TürkçeErkekDüşmanı bozguna uğratan yiğit.
Kerimhan :Arapça +TürkçeErkekEli açık, cömert hükümdar.
Keremşah :Arapça +FarsçaErkekEli açık, cömert şah.
Keriman :Arapça +FarsçaKızEli açıklar, cömertler.
Kılıçel :TürkçeErkekEli kılıç gibi etkili olan kimse.
Kübra :ArapçaKızEn büyük, çok büyük olan.
Kaygısız :TürkçeErkekEndişesiz, hiçbir şeye aldırış etmeyen.
Karasüyek :TürkçeErkekEski Türklerde soylular karşıtı olan halk katmanı.
Kadim :ArapçaErkekEski.
Karacan :Türkçe +FarsçaErkekEsmer kimse.
Karakız :TürkçeKızEsmer kız.
Karabudun :TürkçeErkekEsmer milletten olan.
Karadoğan :TürkçeErkekEsmer olarak dünyaya gelen.
Karaoğlan :TürkçeErkekEsmer renkli çocok.
Karaalp :TürkçeErkekEsmer, kara yağız yiğit.
Karabey :TürkçeErkekEsmer, yağız bey.
Karabay :TürkçeErkekEsmer, yağız kimse.
Karaşın :TürkçeErkekEsmer.
Keskinel :TürkçeErkekEtkili ve sert kişilikli kimse.
Keskinay :TürkçeErkekEtkili, görevini iyi yapan kimse.
Kayyum :ArapçaErkekEzelî ve ebedî olan, değişmeyen.
Kınıkaslan :TürkçeErkekGayretli, çabalayan kimse.
Kaptan :İt.ErkekGemi yönetimiyle görevli en yüksek görevli.
Kinyas :ErkekGeniş yüzlü kimse.
Kayıtmış :TürkçeErkekGeri dönmüş, geri gelmiş, vazgeçmiş.
Köçeri :TürkçeErkekGöç sırasında doğan çocuk.
Közer :TürkçeErkekGören kimse.
Kalender :FarsçaErkekGösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan alçak gönüllü kimse.
Kocagöz :TürkçeErkekGözleri büyük kimse.
Karabükey :TürkçeErkekGüçlü güreşçi.
Kayıhan :TürkçeErkekGüçlü hükümdar.
Kocademir :TürkçeErkekGüçlü kuvvetli ihtiyar kimse.
Koçtuğ :TürkçeErkekGüçlü kuvvetli savaşçı kimse.
Kandemir :TürkçeErkekGüçlü soydan gelen kimse.
Koçsoy :TürkçeErkekGüçlü ve kuvvetli bir soydan gelen kimse.
Kırboğa :TürkçeErkekGüçlü, kuvetli yaşlı kimse.
Karaboğa :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli esmer kimse.
Koçhan :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli hükümdar.
Kızılboğa :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli kimse.
Koçtürk :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli Türk.
Kızılbörü :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli, deneyimli kimse.
Kadire :ArapçaKızGüçlü, kuvvetli.
Kiraz :Yun.KızGülgillerden bir meyve ağacı ve bu ağacın etli, sulu, tek çekirdekli, kırmızı renkli meyvesi.
Kuzay :TürkçeKızGüneş görmeyen gölgelik yer.
Koyaş :TürkçeKızGüneş.
Karakaş :TürkçeErkekGür ve kara kaşları olan kimse.
Kayar :TürkçeErkekGurur.
Kotuzhan :TürkçeErkekGururlu, kibirli hükümdar.
Konurata :TürkçeErkekGururlu, kibirli kimse.
Konuralp :TürkçeErkekGururlu, kibirli yiğit kimse.
Kotuz :TürkçeErkekGururlu, kibirli.
Kebuter :FarsçaKızGüvercin.
Kumru :ArapçaKızGüvercinden küçük, boz, gri renkli, sevimli bir kuş.
Kekik :TürkçeKızGüzel kokulu bir bitki.
Karanfil :ArapçaKızGüzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.
Kortak :TürkçeErkekGüzel, gösterişli, endamlı.
Kadıncık :TürkçeKızHanımefendi.
Kasar :TürkçeErkekHatır, gönül.
Kömen :TürkçeErkekHayal.
Kamar :TürkçeErkekHekim, doktor.
Kambay :TürkçeErkekHekim, tabip.
Kavurtbey :TürkçeErkekHeybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman bey.
Kavurthan :TürkçeErkekHeybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman hükümdar.
Kavurt :TürkçeErkekHeybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman.
Korçak :TürkçeErkekHeykel.
Korkmaz :TürkçeErkekHiçbir şeyden korkmayan, yılmayan, cesur.
Kirman :FarsçaErkekHisar, kale.
Kişihan :TürkçeErkekHükümdar olan kimse.
Kulan :TürkçeKızİki üç yaşında dişi tay, kısrak.
Kösten :TürkçeErkekIlıca.
Köklem :TürkçeErkekİlkbahar
Kanık :TürkçeErkekİnanç, kanı.
Kazakhan :TürkçeErkekİnatçı hükümdar.
Key :FarsçaErkekİran’da efsanevi Keyyaniler Hanedanı'nın padişahlarına verilen unvan.
Karabörü :TürkçeErkekİşini iyi bilen esmer kimse.
Keyfi :ArapçaErkekİsteğe bağlı olan, bir kurala bir düzene bağlı olmayan.
Kâmran :FarsçaKızİsteğine kavuşmuş olan, mutlu.
Kınış :TürkçeErkekİstek, arzu, heves.
Kayrahan :TürkçeErkekİyiliksever hükümdar.
Kayraalp :TürkçeErkekİyiliksever yiğit.
Kayrabay :TürkçeErkekİyiliksever, saygın kimse.
Kubat :TürkçeErkekKaba, şişman, biçimsiz.
Kâtibe :ArapçaKızKadın sekreter, kadın kâtip.
Konurbey :TürkçeErkekKahraman, yiğit bey.
Konuröz :TürkçeErkekKahraman, yiğit kimse.
Karanbay :TürkçeErkekKahraman, yürekli kimse.
Kezer :TürkçeErkekKahraman.
Kezban :FarsçaKızKâhya kadın, bir daireyi idare eden kadın.
Kirmanşah :FarsçaErkekKale hükümdarı.
Korgan :TürkçeErkekKale, hisar.
Kıyam :ArapçaErkekKalkma, ayağa kalkma.
Kanbay :TürkçeErkekKanmış, doymuş, varlıklı kimse.
Kartekin :TürkçeErkekKar gibi saf, temiz kimse.
Kardan :TürkçeKızKar gibi, ak, beyaz, temiz, saf.
Karlık :TürkçeErkekKar kuyusu.
Karamut :TürkçeErkekKara baht, kötü şans.
Karasal :TürkçeErkekKara ile ilgili.
Karaer :TürkçeErkekKara yağız, esmer yiğit.
Karanalp :TürkçeErkekKara yağız, kahraman yiğit.
Karatün :TürkçeErkekKaranlık gece.
Karındaş :TürkçeErkekKardeş.
Karsel :Türkçe +ArapçaKızKarın erimesiyle oluşan sel.
Karyağdı :TürkçeKızKarlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
Karlu :TürkçeErkekKarlı.
Karlukhan :TürkçeErkekKarluk boyunun hanı.
Karakuş :TürkçeErkekKartal cinsindan kuşlara verilen genel ad.
Kartal :TürkçeErkekKartalgillerden, çok güçlü, iri, yırtıcı kuş.
Kayahan :TürkçeErkekKaya gibi güçlü hükümdar.
Kayaer :TürkçeErkekKaya gibi güçlü kimse.
Kayagün :TürkçeErkekKaya gibi güçlü ve yakışıklı kimse.
Kayaalp :TürkçeErkekKaya gibi güçlü yiğit.
Kayatürk :TürkçeErkekKaya gibi sert Türk.
Kayatimur :TürkçeErkekKaya ve demir gibi sert, güçlü kimse.
Kayral :TürkçeErkekKayrılan, himaye edilen kimse.
Kaplan :TürkçeErkekKedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan çevik ve yırtıcı hayvan.
Kasal :TürkçeErkekKibir, gurur, övünme.
Kösem :TürkçeKızKılavuz, yol gösteren, rehber.
Kılıçhan :TürkçeErkekKılıç gibi keskin hükümdar.
Kılıçbay :TürkçeErkekKılıç gibi keskin kimse.
Kılıçalp :TürkçeErkekKılıç gibi keskin yiğit.
Kılıçaslan :TürkçeErkekKılıç gibi keskin, yürekli kimse.
Koramaz :TürkçeErkekKimseyi beğenmeyen, mağrur kimse.
Kınalp :TürkçeErkekKın-alp.
Kırçiçek :TürkçeKızKır çiçeği.
Kızıltuğ :TürkçeErkekKırmızı tuğ.
Kımız :TürkçeErkekKısrak sütünden yapılan bir içki.
Kıvançlı :TürkçeErkekKıvanç duyan, sevinçli.
Kızılyalım :TürkçeErkekKızıl ateş.
Kızgınok :TürkçeErkekKızmış, öfkelenmiş kimse.
Kızgınyiğit :TürkçeErkekKızmış, öfkelenmiş yiğit kimse.
Koçay :TürkçeErkekKoç gibi güçlü.
Koçubey :TürkçeErkekKoçu arabasını kullanan kişi.
Kökel :TürkçeErkekKök-el.
Köker :TürkçeErkekKöklü soydan gelen kimse.
Kavçın :TürkçeErkekKonuk, misafir.
Korman :TürkçeErkekKor gibi ateşli, canlı, hareketli kimse.
Korkan :TürkçeErkekKor gibi ateşli, dinamik, hareketli soydan gelen kimse.
Korkutata :TürkçeErkekKorkusuz, yavuz, heybetli ata.
Korkutalp :TürkçeErkekKorkusuz, yavuz, heybetli yiğit.
Koşuk :TürkçeErkekKoşma, şiir, türkü.
Karaçar :TürkçeErkekKötü ruhlar.
Köymen :TürkçeErkekKöylü.
Karayağız :TürkçeErkekKoyu esmer kimse.
Karabulut :TürkçeErkekKoyu esmer renkte büyük yağmur bulutu.
Kızıltunç :TürkçeErkekKrmızı tunç.
Kiçkinebike :TürkçeKızKüçük hanım.
Kiçihan :TürkçeErkekKüçük hükümdar.
Kızkına :TürkçeKızKüçük kız.
Kiçialp :TürkçeErkekKüçük yiğit.
Kiçi :TürkçeErkekKüçük.
Korday :TürkçeErkekKuğu kuşu.
Kongarata :TürkçeErkekKumral kimse.
Konguralp :TürkçeErkekKumral yiğit.
Kumriye :ArapçaKızKumru.
Köşker :TürkçeErkekKunduracı.
Koldan :TürkçeErkekKurala uygun, normal.
Kutlay :TürkçeKızKutlu, uğurlu ay.
Kuddusi :ArapçaErkekKutsal niteliklere ulaşmış olan kimse.
Kudsiye :ArapçaKızKutsal.
Kutbiye :ArapçaKızKutupla ilgili, kutba ilişkin.
Karaörs :TürkçeErkekKuvveti, güçlü kimse.
Karaçelik :TürkçeErkekKuvvetli, güçlü esmer kimse.
Karayel :TürkçeErkekKuzeybatıdan esen, genellikle soğuk yel.
Kocaün :TürkçeErkekMeşhur, ünlü kimse.
Konuk :TürkçeErkekMisafir.
Kutgün :TürkçeKızMutlu gün.
Kızgınbey :TürkçeErkekÖfkeli, kızmış bey.
Kâzım :ArapçaErkekÖfkesini, hırsını yenebilen kimse.
Kırdar :TürkçeErkekÖlçülü davranış, sakınganlık.
Kırdarlı :TürkçeErkekÖlçülü, sakıngan kimse.
Kazanhan :TürkçeErkekOlumlu etkiler bırakan hükümdar.
Kazan :TürkçeErkekOlumlu etkiler bırakan kimse.
Korucu :TürkçeErkekOrman vb. bekçisi.
Karakalpak :TürkçeErkekOrta Asya'da yaşayan bir Türk boyu.
Kıvanç :TürkçeErkekÖvünç, iftihar.
Kıvançer :TürkçeErkekÖvünen, iftihar eden kimse.
Koytuk :TürkçeErkekOyuk, çukur, siper
Konçuy :TürkçeKızPrenses.
Koytak :TürkçeErkekRüzgâr almayan çukur yer.
Kumral :TürkçeKızSaçları koyu sarı ve açık kestane rengi olan.
Kırman :TürkçeErkekSaçlarına ak düşmüş adam.
Kırteke :TürkçeErkekSaçlarına ak düşmüş kimse.
Kırtay :TürkçeErkekSaçlarona ak düşmüş kimse.
Karatan :TürkçeErkekŞafak sökmeden önceki alaca karanlık.
Kayıbay :TürkçeErkekSağlam, güçlü, sert kimse.
Koçer :TürkçeErkekSağlıklı, yürekli kimse.
Kaşka :TürkçeErkekŞakacı, neşeli kimse.
Közcan :Türkçe +FarsçaErkekSamimi, içten kimse.
Kongur :TürkçeErkekSarı ile siyah karışımı bir renk, koyu kumral, kestane rengi.
Kaban :TürkçeErkekSavaşçı, dövüşken.
Kamanbay :TürkçeErkekSaygın, değerli kimse.
Kent :Soğd.ErkekŞehir, kasaba.
Kenter :Soğd. +TürkçeErkekŞehirli, kentli.
Kayansel :Türkçe +ArapçaErkekSel gibi taşan, coşan kimse.
Katıhan :TürkçeErkekSert, kırıcı hükümdar.
Koral :TürkçeErkekSınır muhafizı.
Karaduman :TürkçeErkekSiyah duman.
Karadut :Türkçe +FarsçaKızSiyah renkli dut.
Karataş :TürkçeErkekSiyah taş, hacerülesvet.
Karasungur :TürkçeErkekSoğukkanlı, sakin esmer kimse.
Köktay :TürkçeErkekSoylu bir aileden gelen kimse.
Kansu :TürkçeErkekSoyu su gibi saf ve temiz olan.
Kaner :TürkçeErkekSoyu yiğit olsn kimse.
Kelâmi :ArapçaErkekSöze ilişkin, sözle ilgili.
Köksan :TürkçeErkekTanınmış, ünlü ad.
Köksoy :TürkçeErkekTanınmış, ünlü soydan gelen kimse.
Kuday :FarsçaErkekTanrı.
Kudretullah :ArapçaErkekTanrı’nın gücü.
Karahan :TürkçeErkekTarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.
Köktürk :TürkçeErkekTarihteki ilk Türk devleti.
Kurtuluş :TürkçeKızTehlikeli veya kötü bir durumdan kurtulma.
Karabuğday :TürkçeErkekTohumları için yetiştirilen bir yıllık bitki.
Kukus :TürkçeKızTomurcuk.
Kamacı :TürkçeErkekTop kaması yapan veya onaran kimse.
Karluk :TürkçeErkekTürk boylarından biri.
Kantürk :TürkçeErkekTürk soyundan gelen.
Karadeniz :TürkçeErkekTürkiye'nin kuzeyindeki büyük deniz.
Kutsalan :TürkçeKızUğur getiren, kutlu.
Kutseli :Türkçe +ArapçaKızUğur, mutluluk seli.
Kutlu :TürkçeErkekUğurlu, kutsal, mutlu.
Kutsan :TürkçeKızUğurlu, talihli ad.
Kutluk :TürkçeErkekUğurlu.
Koman :TürkçeErkekUmut.
Kubilay :Moğ.ErkekÜnlü bir hükümdar.
Köroğlu :TürkçeErkekÜnlü Türk halk öyküsünün kahramanı.
Kapkın :TürkçeErkekUygun, düzenli.
Karakoyun :TürkçeErkekUysal, ılımlı esmer kimse.
Kervan :FarsçaErkekUzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük. hayvanı katar.
Kılıç :TürkçeErkekUzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah.
Kevnî :ArapçaErkekVar olmayla, varlıkla ilgili.
Kıpçak :TürkçeErkekXI-XV. yüzyıllarda, Ural dağlarıyla Volga ırmağı arasında yaşamış bir Türk boyu.
Kuğu :TürkçeKızYabani ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş kanatlı ve geniş gagalı bir su kuşu.
Kay :TürkçeErkekYağmur, sağanak.
Karabet :ArapçaErkekYakınlık, hısımlık, akrabalık.
Kocatay :TürkçeErkekYaşlı kimse.
Karacakurt :TürkçeErkekYaşlı ve deneyimli esmer kimse.
Kırbörü :TürkçeErkekYaşlı, ak sakallı deneyimli kimse.
Kırhan :TürkçeErkekYaşlı, ak sakallı hükümdar.
Kırbay :TürkçeErkekYaşlı, ak sakallı kimse.
Kocabey :TürkçeErkekYaşlı, ihtiyar bey.
Kartay :TürkçeErkekYaşlı, pir.
Kocabaş :TürkçeErkekYaşlı, saygın kimse.
Kocaalp :TürkçeErkekYaşlı, ulu yiğit.
Kemandar :FarsçaErkekYay tutan, yay tutucu.
Kâtip :ArapçaErkekYazan, yazıcı, usta yazıcı.
Körpe :TürkçeKızYeni yetişmiş, taze, genç.
Kızılelma :TürkçeErkekYeryüzündeki Türklerin birleşip kuracakları ideal ülke veya bütün Türklerin bir araya geleceği ülküsü.
Kanpolat :Türkçe +Fat.ErkekYiğit, kahraman kimse.
Koçkan :TürkçeErkekYiğit, yürekli soydan gelen.
Kevkep :ArapçaErkekYıldız.
Kaymaz :TürkçeErkekYılmayan, azimli, cesur.
Kılavuz :TürkçeErkekYol gösteren, rehber.
Koçyiğit :TürkçeErkekYürekli, cesur, kahraman kimse.
Kanturalı :TürkçeErkekZengin yaşayan.
Kanver :TürkçeErkek“Canlılık kat“ anlamında kullanılan bir ad.
Kansun :TürkçeErkek“Kansın, inansın“ anlamında kullanılan bir ad.
Kılıçal :TürkçeErkek“Kılıç takın, kuşan“ anlamında kullanılan bir ad.
Kızımay :TürkçeKız“Kızım ay gibi parlak ve güzeldir“ anlamında kullanılan bir ad.
Köksal :TürkçeErkek“Kökünü derinlemesine sal, soyun genişlesin“ anlamında kullanılan bir ad.
Koparal :TürkçeErkek“Kopar ve al“ anlamında kullanılan bir ad.
Koşal :TürkçeErkek“Koş ve al“ anlamında kullanılan bir ad.
Koryak :TürkçeErkek“Odun veya kömürü kor duruma gelinceye kadar yak“ anlamında kullanılan bir ad.
Köksür :TürkçeErkek“Soyun genişlesin“ anlamında kullanılan bir ad.
Kudayberdi :Farsça +TürkçeErkek“Tanrı lutfetti, bağışladı“ anlamında kullanılan mir ad.
Kutal :TürkçeKız“Uğurlu, talihli, mutlu ol, şansın açık olsun“ anlamında kullanılan bir ad.
Kolat :TürkçeErkek“Yardım et, yardımcı ol“ anlamında kullanılan bir ad.

Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
Allah’ın boyasını esas alın. Allah’tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O’na kulluk ederiz.
(BAKARA-138)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
  • Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir.
  • Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz.
  • Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir.
  • Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez.
  • Her zorluğun çözümü sevgidir.
  • Allah var gayrı yok sevgi var dert yok.
  • Allah de ötesini bırak.
  • Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız.
  • Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur.
  • Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır.
  • Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.(Mevlana)
  • Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar.
  • Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum"
  • Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır.
  • Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara.
  • Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır.
  • Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin.
  • İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir.
  • Kalıcı dostluklar edinin.
  • İhvan gibi yaşa, gerisine karışma.
  • Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır.
  • İslam dini istişare esaslıdır.
  • Allah için affet, Allah için paylaş.
  • İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın.
  • Kul, iradesini Allah’a teslim edendir.
  • Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun.
  • "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok.
  • Ben merkezli değil, biz merkezli olun.
  • Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır.
  • Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın.
  • Kullukta devamlılık esastır.
  • Önce emin insan olmalıyız.
  • Derviş, halinden belli olmalıdır.
  • Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir.
  • Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır.
  • İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur.
  • Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir.
  • Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır.
  • İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır.
  • Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz.
  • Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir.
  • Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak.
  • Bu âleme kavga için gelmedik.
  • Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır.
  • İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır.
  • Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır.
  • Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır.
  • Kazası olmayan tek şey hayatımızdır.
  • Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır.
  • Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur.
  • Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir.
  • En güzel keramet istikamet üzere olmaktır.
  • Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım.
  • Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz.
  • İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir.
  • Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır.
  • Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır.
  • Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır.
  • Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır.
  • Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır.
  • Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır.
  • Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır.
  • Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir.,
  • Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir.
  • Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz.
  • Hakkı görmeyen gözler amadır.
  • Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz.
  • Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz.
  • Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur.
  • Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir.
  • İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir.
  • İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür.
  • Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz.
  • Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin.
  • Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır.
  • Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız.
  • Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız.
  • Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz.
  • Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir.
  • Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır.
  • Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır.
  • Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur.
  • Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz.
  • Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür.
  • İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır.
  • İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir.
  • İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır.
  • Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır.
  • Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır.
  • İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır.
  • Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır.
  • Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir.
  • İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır.
  • Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur.
  • Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin.
  • Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız.
  • Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın.
  • Kişi tercihinin neticesini yaşar.
  • İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır.
  • İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır.
  • Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak.
  • Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz.
  • Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir.
  • Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez.
  • Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır.
  • Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır.
  • Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir.
  • Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir.
  • Sevginin tezahürü ibadettir.
  • Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız.
  • Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur.
  • Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir.
  • Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir.
  • İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır.
  • İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır.
  • Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir.
  • Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz.
  • İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır.
  • Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez.
  • Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz.
  • Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur.
  • Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir.
  • Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir.
  • Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur.
  • Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir.
  • Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır.
  • İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır.
  • Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır.
  • Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır.
  • Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez.
  • Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik.
  • Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür.
  • Geceleri ve seher vakti çok özeldir.
  • Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir.
  • Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır.
  • Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür.
  • Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız.
  • Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır.
  • Biz eyvallah tacını, ‘sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız.
  • Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur.
  • Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim.
  • Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım.
  • Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır.
  • İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir.
  • Edep ve âdap dışında nefes almayalım.
  • Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız.
  • Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir.
  • Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir.
  • Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar.
  • "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım.
  • Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir.
  • Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır.
  • Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur.
  • Büyük laf etmemeye çalışalım.Tevazu sahibi olalım.
  • Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir.
  • Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir.
  • Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır.
  • Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim.
  • Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir.
  • Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir.
  • Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz.
  • Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır.
  • Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur.
  • Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır.
  • Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır.
  • Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir.
  • Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır..
  • Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır.
  • Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz.
  • Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur.
  • Hedefi olmayanın istikameti de olmaz.
  • İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek.
  • İhvanlık, halde örnek olmaktır.
  • Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz.
  • Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz.
  • İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız.
  • Kıyas, şeytani sıfatlardandır.
  • Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz.
  • Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz.
  • Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir.
  • Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız.
  • Anlayan ve öğrenen olmalıyız.
  • Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız.
  • Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile yaşanır.Sonra hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir.
  • Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir.
  • Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır.
  • Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir.
  • İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir.
  • Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır.
  • Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir.
  • İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır.
  • Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım.
  • İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır.
  • Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir.
  • Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız.
  • İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir.
  • Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur.
  • Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız.
  • Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız.
  • Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz.
  • Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım.
  • Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar.
  • Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır.
  • Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz.
  • Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz.
  • Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir.
  • Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir.
  • Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun.
  • Gayret, kulluğun esasıdır.
  • Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir.
  • Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir.
  • Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım.
  • Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır.
  • Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz.
  • İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur.
  • Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun.
  • Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır.
  • Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır.
  • Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir.
  • Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır.
  • İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur.
  • Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin.
  • Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur.
  • Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız.
  • Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır.
  • Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder.
  • Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır.
  • Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır.
  • Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır.
  • İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir.
  • Her şeye rağmen seveceğiz
  • Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız
  • Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır.
  • Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız.
  • Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız.
  • Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir.
  • Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz.
  • Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir.
  • Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister.
  • Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz.
  • Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır.
  • Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır.
  • Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir.
  • Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır.
  • İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir.
  • Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz.
  • Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez.
  • Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir.
  • Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir.
  • Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır.
  • Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım.
  • Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır.
  • İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır.
  • İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir.
  • Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek.
  • İnancı olmayanın istikameti olmaz.
  • İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır.
  • Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz.
  • Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir.
  • Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur.
  • Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız.
  • İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur.
  • “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur.
  • Hedefi olmayanın istikameti de olmaz.
  • İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır.
NAMAZ VAKİTLERİ