27 Nisan 2025
29 Sevval 1446
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER KVKK ve GİZLİLİK POLİTİKASI
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






I harfiyle başlayan bebek isimleri


KIZ BEBEK İSİMLERİ ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z

İsimKökeniCinsiyetAnlamı
Idık :TürkçeErkekKutsal, mübarek.
Idıkut :TürkçeErkek1. Eski Türklerde bir san.
2. Devlet yönetme gücü.
Ildır :TürkçeKız1. Parıltı, parlayış.
2. Alaca karanlık.
3. Ege Denizi kıyısında Karaburun yarımadasının batısında arkeolojik nitelikte bir köy.
Ildır :TürkçeErkek1. Parıltı, parlayış.
2. Alacakaranlık.
3. Ege denizi kıyısında Karaburun Yarımadasının batısında arkeolojik nitelikte bir köy.
Ildız :TürkçeErkek1. Yıldız.
2. Gündönümünden 10 gün önceki zaman.
Ildız :TürkçeKız1. Yıldız.
2. Gün dönümünden on gün önceki gün.
Ilgar :TürkçeErkek1. Çok çabuk, hızlı.
2. Hücum, akın.
3. Verilen söz.
4. Havanın parlak, açık olması.
5. Öfke.
Ilgarlı :TürkçeErkek1. Çabuk davranan, hızlı.
2. Sözünde duran.
3. Öfkeli.
Ilgaz :TürkçeErkek1. Atın dört nala koşması.
2. Hücum, akın.
Ilgazcan :Türkçe +FarsçaErkekAkıncı, savaşçı kimse.
Ilgı :TürkçeErkek1. Soy sop.
2. Sürü.
3. Çoban.
4. Hısım, akraba.
Ilgım :TürkçeErkek1. Serap, belli belirsiz görünme.
2. Gök erimi, ufuk.
Ilgım :TürkçeKız1. Serap, belli belirsiz görünme.
2. Göz erimi, ufuk.
Ilgın :TürkçeKız1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaççık.
2. Hafif esen rüzgâr.
3. Kavurucu sıcak.
4. Belli belirsiz, hafif.
5. Serap.
6. Hayal.
7. İnce.
8. Konya'nın bir ilçesi.
Ilgın :TürkçeErkek1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık.
2. Hafif esen rüzgâr.
3. Kavurucu sıcak.
4. Belli belirsiz, hafif.
5. Serap.
6. Hayal.
7. İnce.
Ilıcak :TürkçeErkek1. Sıcak su kaynayan yer.
2. Ilıkça.
3. Yoğurt yapmak için yeni mayalanmış süt.
Ilıcan :Türkçe +FarsçaErkekSıcakkanlı kimse.
Ira :TürkçeErkek1. Öz yapı, karakter.
2. Yüz, çehre, görünüş.
Iraz :TürkçeKızbk. Raziye
Irıs :TürkçeKızMutluluk, saadet.
Irısgül :Türkçe +FarsçaKızMutluluk gülü.
Irız :TürkçeErkekCesur, yiğit.
Irkıl :TürkçeErkekKâhin, falcı.
Irmak :TürkçeErkekÇoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.
Ismık :TürkçeErkekSessiz, utangaç, az konuşan kimse.
Işık :TürkçeErkek1. Aydınlık, ziya.
2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı.
3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Işıkal :TürkçeErkek“Aydınlan“ anlamında kullanılan bir ad.
Işıkalp :TürkçeErkekAydın, ileri görüşlü yiğit.
Işıkay :TürkçeErkekAy ışığı.
Işıker :TürkçeErkekAydın, ileri görüşlü kimse.
Işıkhan :TürkçeErkekAydın, ileri görüşlü hükümdar.
Işıkkan :TürkçeErkekAydın, ileri görüşlü bir soydan gelen kimse.
Işıklı :TürkçeErkekIşığı olan, aydınlık.
Işıl :TürkçeKızIşıldayan, parlayan.
Işılak :TürkçeErkek1. Parlak.
2. Göz.
3. Temiz.
4. Geniş yapraklarının bir yüzü parlak olan bir tür ot.
Işılar :TürkçeErkek1. Parlayan, ışıldayan.
2. Neşeli, canlı, şen.
Işılay :TürkçeKızParlayan, ışıldayan ay, ay ışığı.
Işıldar :TürkçeKızParlak, göz alıcı, ışıldayan.
Işıltan :TürkçeErkekSabahın ilk aydınlığı.
Işıltı :TürkçeKızParlaklık, aydınlık.
Işım :TürkçeKız1. Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti.
2. Simşek.
Işıman :TürkçeErkekParlak, aydınlık yüzlü kimse.
Işın :TürkçeKızBir ışık kaynağından çıkarak her yöne dağılıp giden ışık demeti.
Işın :TürkçeErkekBir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti.
Işınay :TürkçeKızAy gibi parlak yüzlü kimse.
Işınbike :TürkçeKızYüzü ay gibi parlak kadın.
Işıner :TürkçeErkekYüzü ay gibi parlak kimse.
Işınhan :TürkçeErkekYüzü ay gibi parlak hükümdar.
Işınkan :TürkçeErkekYüzü ay gibi parlak bir soydan gelen kimse.
Işınsal :TürkçeKız“Etrafı aydınlat, ışık saç“ anlamında kullanılan bir ad.
Işınsu :TürkçeErkekSu gibi parlak ve saf olan.
Işıt :TürkçeKız“Aydınlat, ışık saç, parlaklık ver“ anlamında kullanılan bir ad.
Işıtan :TürkçeErkekAydınlatan, ışık saçan.
Işkın :TürkçeErkekFiliz, sürgün.
Itır :ArapçaKız1. Güzel koku.
2. Itır çiçeği.
Itri :ArapçaErkekKokulu; güzel koku ile ilgili.
İba :TürkçeKız1. Çiy, nem.
2. İncelik, nezaket.
İbad :ArapçaErkekbk. İbat
İbadet :ArapçaErkekAllah’ın buyruklarını yerine getirme, tapınma.
İbadullah :ArapçaErkekAllah'ın kulları, insanlar.
İbat :ArapçaErkek1. Kullar, insanlar.
2. İbadet edenler.
İbik :TürkçeErkek1. Köşe, kenar, uç.
2. Tavuk, kuş vb. hayvanların gagası.
İbili :TürkçeKızİnce, narin, nazik
İbiş :TürkçeErkekbk. İbrahim
İbrahim :İbr.Erkekİnananların, halkların babası.
İclâl :ArapçaKız1. Büyüklük, ululuk.
2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram.
İçaçan :TürkçeErkekİç açan, gönlü rahatlatan, beğenilen.
İçim :TürkçeKızHoş, güzel
İçimbike :TürkçeKızHoş, güzel kadın.
İçli :TürkçeErkekKolay duygulanan, duygulu, hassas.
İçöz :TürkçeErkekİçi özlü, değerli.
İçten :TürkçeErkekYürekten, candan, samimi.
İdi :TürkçeErkek1. Güç, kuvvet.
2. Sahip.
İdikurt :TürkçeErkekGüçlü kimse.
İdikut :TürkçeErkekKutlu, saadetli, yüksek rütbeli.
İdil :TürkçeKız1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim.
2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı.
3. Yun. İçten ve saf aşk.
İdris :ArapçaErkek1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü.
2. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen, ilk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılan İdris Peygamberin adı.
İfakat :ArapçaKızHastalıktan kalkma, iyileşme, kurtulma, onma.
İffet :ArapçaErkek1. Temizlik.
2. Namus.
İğdemir :TürkçeErkekMarangozlukta ağaç delmek için kullanılan çelik araç.
İhlâs :ArapçaErkek1. Temiz, doğru sevgi.
2. Gönülden gelen dostluk, içtenlik, bağlılık.
İhsan :ArapçaKız1. İyilik etme, iyilik.
2. Bağış, bağışlama.
3. Bağışlanan şey.
İhvan :ArapçaErkek1. Sadık, candan dostlar.
2. Bir tarikata mensup kişiler.
İhya :ArapçaKız1. Diriltme, canlandırma.
2. İyilik, lütuf.
3. Uyandırma, canlandırma, tazelik verme.
İkbal :ArapçaErkek1. Baht açıklığı.
2. Arzu, istek.
İkiz :TürkçeErkekBir çift, iki tane.
İklil :ArapçaKızÇiçekten taç.
İklim :ArapçaErkek1. Bir ülke veya bölgenin ortalama hava koşullarıyla beliren durumu.
2. Ülke, diyar.
3. Çevre, ortam.
İkram :ArapçaErkek1. Saygı gösterme.
2. Ağırlama.
3. Bir şeyi armağan olarak verme.
İkram :ArapçaKız1. Saygı gösterme.
2. Ağırlama.
3. Bir şeyi armağan olarak verme
İkrami :ArapçaErkek1. İkram ile ilgili, saygı ve ağırlamayla ilgili.
2. İkramı seven.
İl :TürkçeErkekYurt, ülke, devlet, halk.
İlal :TürkçeErkek“Ülke al, fethet“ anlamında kullanılan bir ad.
İlalan :TürkçeErkekÜlke alan, ülke fetheden.
İlaldı :TürkçeErkekbk. İlalan
İlarslan :TürkçeErkekÜlkenin en güçlü insanı.
İlay :TürkçeKızÜlkenin en güzeli.
İlayda :TürkçeKızSu perisi.
İlaydın :TürkçeErkekÜlkenini aydın ve mutlu kimsesi.
İlbars :Türkçe +FarsçaErkekÜlkenini en güçlü kimsesi.
İlbasan :TürkçeErkekBir ülke üzerine yürüyen, o ülkeyi fetheden.
İlbasmış :TürkçeErkekbk. İlbasan
İlbaş :TürkçeErkekBir ülkenin başı, hükümdar.
İlbay :TürkçeErkekVali.
İlbeg :TürkçeErkekbk. İlbey
İlbey :TürkçeErkekMemleketin, ülkenin hükümdarı.
İlbike :TürkçeKızÜlkenin hanımefendisi.
İlbilge :TürkçeErkekÜlkenin en bilge kişisi.
İlbozan :TürkçeErkekÜlkenin altını üstüne getiren kimse.
İlbozdu :TürkçeErkek“Ülkenin altını üstüne getirdi“ anlamında kullanılan bir ad.
İlbudun :TürkçeErkekMemleket halkı.
İlcan :Türkçe +FarsçaErkekMemleketin sevimlisi.
İlçi :TürkçeErkekbk. Elçi
İldem :TürkçeErkekYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan kimse.
İldemir :TürkçeErkekÜlkenin güçlü kimsesi.
İlden :TürkçeKızYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan.
İldeniz :TürkçeErkekÜlkenin denizi.
İldeş :TürkçeKızAynı ülkeden olanlardan her biri.
İldeş :TürkçeErkekAynı ülkeden olanların her biri.
İlergin :TürkçeErkekÜlkenini olgun kimsesi.
İleri :Erkek1. Benzerlerini geride bırakmış.
2. Henüz gelmemiş zaman, gelecek.
İlerigün :TürkçeErkekÖnceki gün
İlgar :TürkçeErkekbk. Ilgar
İlgazi :Türkçe +ArapçaErkekGazi olan.
İlgi :TürkçeErkekİki şey arasındaki herhangi bir bağlılık, ilişki.
İlgin :TürkçeKızbk. Elgin
İlginay :TürkçeKızGarip, yabancı, gurbette yaşayan güzel kimse.
İlginç :TürkçeErkekİlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çeken.
İlgü :TürkçeErkekEngel.
İlgül :Türkçe +FarsçaKızMemleketin güzeli.
İlgün :TürkçeErkekHalk, ulus, ahali.
İlham :ArapçaErkek1. İçe, gönle doğma, esin.
2. İçe, gönle doğan şey.
3. Allah’ın Peygamberlerin yüreğine doğdurduğu Tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler.
İlhami :ArapçaErkekİçe, gönle doğan duygularla, düşüncelerle, esinle ilgili.
İlhan :TürkçeErkek1. Hükümdar, imparator.
2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.
İlig :TürkçeErkekEski Türklerde hükümdar.
İlim :ArapçaErkek1. Bilme, biliş, bir şeyin doğrusunu bilme.
2. Bilim.
İlimdar :Arapça +FarsçaErkekBilim sahibi, bilgili kimse.
İlkan :TürkçeErkek“Öncelikle an, hatırla“ anlamında kullanılan bir ad.
İlkay :TürkçeErkekAyın hilal durumu, yeni ay.
İlkbahar :Türkçe +FarsçaKızYılın ılık mevsimi, bahar.
İlkbal :TürkçeKızİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlke :TürkçeErkek1. Temel düşünce, temel kanı.
2. Temel bilgi.
3. Davranış kuralı.
İlke :TürkçeKız1. Temel düşünce, temel kanı.
2. Temel bilgi.
3. Davranış kuralı.
İlkehan :TürkçeErkekKendine göre ilkeleri olan hükümdar.
İlker :TürkçeErkekİlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İlkgül :Türkçe +FarsçaKızİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkim :TürkçeErkekİlk doğan çocuklara verilen adlardan biri.
İlkiz :TürkçeErkekİkiz doğan çocuklarda ikinci doğanın adı.
İlkut :TürkçeErkekÜlkenin kutlusu, mutlusu, uğurlusu.
İlkutay :TürkçeErkekÜlkenin mutlusu olan kimse.
İlkutlu :TürkçeErkekÜlkenin kutlusu, saygın kimsesi.
İlkyaz :TürkçeKızİlkbahar.
İlmen :TürkçeErkekBir ülke halkından olan kimse, yurttaş.
İlmiye :ArapçaKızDinî bilimlerle uğraşan kimseler topluluğu.
İlpars :Türkçe +FarsçaErkekÜlkenin en güçlü kimsesi.
İlsavaş :TürkçeErkekÜlkenini savaşçı kimsesi.
İlsavun :TürkçeErkek“Ülkeni düşmanlardan koru, savun“ anlamında kullanılan bir ad.
İlsev :TürkçeErkek“Ülkeni sev“ anlamında kullanılan bir ad.
İlseven :TürkçeErkekÜlkesini seven.
İlsu :TürkçeErkekÜlkenin su gibi sar ve temiz insanı.
İlşen :TürkçeKızÜlkenin mutlu ve şen insanı.
İltan :TürkçeErkekÜlkenin beğenilen insanı.
İltaş :TürkçeErkekÜlkenin sert, güçlü insanı.
İltay :TürkçeErkekÜlkenin benzersiz insanı.
İltekin :TürkçeErkekÜlkenin tek ve eşsiz insanı.
İltemir :TürkçeErkekbk. İldemir
İltemiz :TürkçeErkekÜlkenin temiz ve dürüst insanı.
İlter :TürkçeErkekYurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.
İlteriş :TürkçeErkekDevleti, ülkeyi derleyip toplayan, birleştiren.
İltutmuş :TürkçeErkekÜlkeyi idare altında yöneten kimse.
İltüze :TürkçeErkekÜlkeninin adaletini sağlayan kimse.
İltüzün :TürkçeErkekÜlkenin yumuşak huylu, saygın kimsesi.
İlvan :TürkçeErkek1. Gösteriş, çalım.
2. Süs.
İlyas :İbr.Erkek1. Kutsal kitaplarda adı geçen, yağmurlara hükmeden İsrail Peygamberi.
2. Mersin ağacı.
İmadettin :ArapçaErkekDinin direği.
İmam :ArapçaErkek1. En önde bulunan, önder.
2. Namazda kendisine uyulan kimse.
3. Müslümanlıkta mezhep kuran kimse.
4. Halife olan kimse.
İmamettin :ArapçaErkekDinin öncüsü, önderi.
İman :ArapçaErkek1. İnanma, inanç.
2. İslam dinini kabul etme.
İmat :ArapçaErkekDirek, sütun.
İmbat :Yun.KızDenizden esen serin rüzgâr.
İmdat :ArapçaErkek1. Tehlikede veya güç durumda olana yapılan yardım.
2. Yardım için gelen kuvvet.
İme :TürkçeKız1. Çukur, kuytu yer.
2. Bir tür dağ keçisi veya geyik.
3. İlaç, çare, şifa, deva.
İmece :TürkçeKızBirçok kimsenin el birliğiyle, bir kişinin veya topluluğun işini yapması.
İmer :TürkçeErkekÇok zengin, varlıklı.
İmge :TürkçeKızZihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
İmre :TürkçeErkek1. Âşık, tutkun.
2. Kardeş.
3. Arkadaş.
İmren :TürkçeErkekGörülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği.
İmren :TürkçeKızGörünen bir şeyi veya benzerini edinme isteği.
İnak :TürkçeErkekGerçek dost, arkadaş, sırdaş.
İnal :TürkçeErkekKendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnalbey :TürkçeErkekKendisine inanılan, güvenilen bey.
İnalkut :TürkçeErkekKendisine inanılan, güvenilen kutlu kimse.
İnan :TürkçeKızBir kimsenin veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
İnan :TürkçeErkekBir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
İnanç :TürkçeErkek1. Bir düşünceye gönülden bağlılık.
2. Allah’a, bir dine inanma, iman.
3. Güven ve inanma duygusu.
İnançlı :TürkçeErkekİnancı olan, imanlı.
İnanır :TürkçeErkekİnanan, inançlı.
İnanöz :TürkçeErkekÖzünde inanç olan, iman eden.
İnayet :ArapçaErkek1. Yardım, ihsan, iyilik, lütuf.
2. Gözetme, kayırma.
3. İnsanları rahata kavuşturmak için Allah’ın yapmış olduğu doğaüstü bağış veya yardım.
İnce :TürkçeErkekDüşünce, duygu veya davranış bakımından, sevgi ve saygı uyandıran, nazik.
İnce :TürkçeKızDüşünce, duygu veya davranış bakımından sevgi ve saygı uyandıran, nazik.
İncebay :TürkçeErkekNazik, kibar kimse.
İncebey :TürkçeErkekNazik kimse.
İncesu :TürkçeErkekSu gibi saf ve temiz olan nazik kimse.
İnci :TürkçeKızİstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İnciden :TürkçeKızİnci gibi güzel, zarif, değerli.
İncifem :Türkçe +FarsçaKızİnci gibi güzel ağızlı.
İncifer :Türkçe +FarsçaKızİnci gibi parlak, güzel.
İncigül :Türkçe +FarsçaKızİnci gibi güzel olan.
İncilâ :ArapçaKız1. Parlaklık, ışık.
2. Parlama, aydınlanma.
3. Görünme, ortaya çıkma.
İncilây :ArapçaKızbk. İncilâ
İncinur :Türkçe +ArapçaKızİnci gibi parlak olan.
İnciser :Türkçe +FarsçaKızBaş inci, en güzel inci.
İnkılâp :ArapçaErkek1. Bir durumdan başka bir duruma dönme, dönüşüm.
2. Devrim.
İnönü :TürkçeErkekTürkiye Cumhuriyetinin ikinci Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı kahramanı, kumandan ve devlet adamı İsmet Paşanın soyadı.
İnsaf :ArapçaKızAcımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet.
İpar :TürkçeKızYüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtırak çiçekleri.
İpek :TürkçeKız1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş.
2. Zarif, kibar, ince.
İpekel :TürkçeKızNazik, zafir, kibar kimse.
İpekten :Türkçe +FarsçaKızTeni ipek gibi yumuşak olan.
İrem :ArapçaKız1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe.
2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe.
3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
İren :TürkçeErkekÖzgür, hür.
İrfan :ArapçaKız1. Bilme, anlama
2. Kültür, ekin.
3. Tasavvufta, evrenin sırlarını bilme gücü.
İrfan :ArapçaErkek1. Bilme, anlama.
2. Kültür, ekin.
3. Tasavvufta evrenin sırlarını bilme gücü.
İrfani :ArapçaErkekİrfanla, bilgi ve kültürle ilgili.
İrfat :ArapçaErkekYardım etme, bir şey verme.
İrgün :TürkçeKızSabahın erken saatleri.
İris :Yun.Kız1. Mitolojide geçen, Tanrıların elçisi ve gökkuşağının simgesi olarak bilinen kızın adı.
2. Çiçek adı.
3. Gözün bir tabakası.
İrşat :ArapçaErkekDoğru yolu gösterme, uyarma.
İrtek :TürkçeErkek1. Şafak vaktinde doğan.
2. Masal, efsane.
İsa :İbr.Erkek1. Allah’ın yarlıgaması, mağfireti.
2. Dört büyük Peygamberden Hristiyanlığın kurucusu, doğumu Türkiye’de ve Batı’da takvim başlangıcı sayılan peygamber.
İsabet :ArapçaKız1. Rast gelme, yerini bulma.
2. Doğru bir fikir söyleme.
İsen :TürkçeKızEsen, esenlikte olan.
İsenbike :TürkçeKızEsenlikte olan kadın.
İsenkutluğ :TürkçeKızEsenlikte ve uğurlu olan.
İsfendiyar :FarsçaErkekİran Mitolojisinde adı geçen hükümdarın adı.
İshak :İbr.Erkek1. Gülen.
2. Kutsal kitaplarda adı geçen İbrani peygamberi.
İskender :ArapçaErkek1. Padişah.
2. M.Ö. 356-323 arasında yaşayan, Yunanistan, İran, Anadolu, Suriye ve Hindistan’ı ele geçirmiş olan büyük kumandan.
İskit :Yun.Erkek1. Milattan önce Orta Asya’dan Güney Rusya’ya göç ederek burada imparatorluk kuran kavim.
2. Koşuda dördüncü gelen at.
İslâm :ArapçaErkek1. Hz. Muhammed´in yaydığı din, Müslümanlık.
2. Müslüman dininden olan kimse, Müslüman.
İslim :FarsçaKız1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek.
2. Buhar.
İslimî :FarsçaKız1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek.
2. Buharlı.
İsmail :İbr.Erkek1. Tanrı'yı işiten.
2. Kutsal kitaplarda adı geçen, İbrahim Peygamberin oğlu olan İbrani peygamberi.
İsmet :ArapçaErkek1. Masumluk, günahsızlık, temizlik.
2. Haramdan çekinme, namus.
İsmican :Arapça +Türkçe +FarsçaKızAdı da kendi gibi sevimli olan.
İsmigül :Arapça +Türkçe +FarsçaKızAdı da kendi gibi güzel olan.
İsmihan :Arapça +TürkçeKızAdı hükümdar adı gibi olan.
İsminaz :Arapça +Türkçe +FarsçaKızAdı gibi kendi de nazlı olan.
İsrafil :ArapçaErkekİslam inanışında dört melekten, kıyamet kopacağını üfleyeceği boru ile bildirecek olan melek.
İstemihan :TürkçeErkekGöktürk Devletinin kurucusu Bumin Kağan'ın kardeşi olan Türk hakanı.
İstikbal :ArapçaErkek1. Gelecek zaman, gelecek.
2. Karşılama.
İstiklâl :ArapçaErkekBağımsızlık, özgürlük.
İstiklâl :ArapçaKızBağımsızlık, özgürlük
İsvan :TürkçeErkekSacda pişen ekmeği çevirmeye yarayan araç.
İşcan :Türkçe +FarsçaErkekÇalışkan, becerikli, iş bilen.
İşgüden :TürkçeErkekİş yapan, çalışan.
İşkur :TürkçeErkek“Bir iş edin“ anlamında kullanılan bir ad.
İşman :TürkçeErkekbk. İşmen
İşmen :TürkçeErkekİş yapmayı seven, çalışkan kimse.
İşseven :TürkçeErkekİş yapmayı seven kimse.
İşvekâr :Arapça +FarsçaKızİşveli, nazlı, edalı.
İtibar :ArapçaKız1. Saygı gösterme, önem verme.
2. Onur, şeref.
İvecen :TürkçeErkekAceleci, canı tez.
İyem :TürkçeErkekGüzellik.
İyicil :TürkçeErkekİyilik etmeyi seven, iyiliksever.
İyidoğan :TürkçeErkekDoğumu uğur getiren.
İyigün :TürkçeErkekİyi günde doğan.
İyimser :TürkçeKız1. Her olayı umutla karşılayan ve her şeyin sonunu iyi gören.
2. İyiliksever kimse.
İyiol :TürkçeErkek“İyi ol, iyi davran“ anlamında kullanılan bir ad.
İyisan :TürkçeErkekİyi adla anılan, iyi tanınan kimse.
İyisoy :TürkçeErkekTemiz ve iyi tanınmış soydan gelen kimse.
İyiyürek :TürkçeErkekBaşkaları için hep iyilik düşünen, iyiliksever kimse.
İzboğa :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli bir iz bırakan kimse.
İzbörü :TürkçeErkekKurt izi.
İzbudak :TürkçeErkekSoyu iyi bir iz bırakmış olan kimse.
İzbudun :TürkçeErkekTarihe geçen millet.
İzbul :TürkçeErkek“Soyunu, sopunu araştır“ anlamında kullanılan bir ad.
İzel :TürkçeKızİz bırakan bir ele sahip olan kimse.
İzem :ArapçaKızBüyüklük, ululuk.
İzgi :TürkçeErkekbk. İzgü
İzgü :TürkçeErkek1. İyi, güzel.
2. Akıllı, adaletli.
İzgül :Türkçe +FarsçaKızGül gibi güzel etki yapan.
İzgün :TürkçeKızGüneş gibi parlak bir iz bırakan.
İzzet :ArapçaErkek1. Değer, kıymet.
2. Yücelik, ululuk.
3. Güç, kuvvet.
4. Saygı, ikram.
İzzettin :ArapçaErkekDinin değeri, gücü ve ululuğu.

Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
... O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür.  O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”( A’RÂF - 158   )
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ