18 Mayıs 2025
20 Zi'l-ka'de 1446
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER KVKK ve GİZLİLİK POLİTİKASI
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






C harfiyle başlayan bebek isimleri


KIZ BEBEK İSİMLERİ ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z

İsimKökeniCinsiyetAnlamı
Cabbar :ArapçaErkek1. Zorlayan, cebreden.
2. Kuvvet ve kudret sahibi (Allah.)
3. Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.
Cabir :ArapçaErkekZorlayan, cebreden.
Cafer :ArapçaErkek1. Küçük akarsu.
2. Caferî mezhebinin kurucusu.
3. Hz. Ali'nin Mute Savaşı´nda ölen kardeşinin adı.
Cahide :ArapçaKızÇok çalışan, çaba gösteren kimse.
Caize :ArapçaKız1. Armağan, hediye.
2. Yol yiyeceği, azık.
3. Eski şairlere yazdıkları methiyeler için verilen bahşiş.
Calibe :ArapçaKızKendine çeken, celbeden, çekici.
Calp :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli, gayretli.
Can :FarsçaKız1. Ruh.
2. Güç, dirilik,
3. İnsanın kendi varlığı, özü,
4. Gönül.
5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Can :FarsçaErkek1. Ruh.
2. Güç, dirilik.
3. İnsanın kendi varlığı, özü.
4. Gönül.
5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Cana :FarsçaKız“Ey can, ey sevgili!“ anlamında kullanılan bir ad.
Canal :Farsça +TürkçeKız“Gönül al, kendini sevdir, sevilen biri ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Canalp :Farsça +TürkçeErkekÖzünde yiğitlik, güçlülük olan kimse.
Canaltay :Farsça +TürkçeErkekÖzü, ruhu yüce olan kimse.
Canan :FarsçaErkekSevgili, gönül verilen, âşık olunan.
Canaş :TürkçeKızSevgili, dost, arkadaş.
Canat :Farsça +TürkçeErkek“Şiddetle iste“ anlamında kullanılan bir ad.
Canay :Farsça +TürkçeKızŞirin, tatlı kimse.
Canaydın :Farsça +TürkçeErkekÖzü temiz, aydınlık ruhlu kimse.
Canbay :Farsça +TürkçeErkekÖzü zengin, gönlü tok olan kimse.
Canbek :Farsça +TürkçeErkekÖzü pek, güçlü kişilikli kimse.
Canberk :Farsça +TürkçeErkekGüçlü, sağlam kişilikli kimse.
Canbey :Farsça +TürkçeErkekŞirin, tatlı bey.
Canbolat :FarsçaErkekbk. Canpolat
Canda :Farsça +TürkçeErkekİçte, özde, yürekte olan kimse.
Candan :Farsça +TürkçeKızİçten, yürekten, samimi.
Candaner :Far +TürkçeErkekİçten, samimi, dost kimse.
Candar :FarsçaErkek1. Canlı, diri.
2. Koruyucu, muhafız.
Candaş :Farsça +TürkçeKızDost, arkadaş, yoldaş.
Candeğer :Farsça +TürkçeKızUğrunda can verilecek kadar güzel, değerli, sevilen.
Candemir :Farsça +TürkçeErkekÖzü güçlü, demir gibi sağlam ve kişilikli kimse.
Candoğan :Farsça +TürkçeErkekYaradılıştan samimi, dost olan kimse.
Canel :Farsça +TürkçeKızİçten, candan uzatılan el, dostluk eli.
Caner :Farsça +TürkçeErkekÇok içten, sevilen, sevimli kimse.
Canfeda :Farsça +ArapçaKızCanını veren, özverili kimse.
Canfer :FarsçaErkek1. Aydın, bilgili kimse.
2. Güçlü, saygın kimse.
Canfes :FarsçaKızÜzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş.
Canfeza :FarsçaKızCan artıran, gönle ferahlık veren.
Canfidan :Farsça +Yun.KızÖzü fidan gibi düzgün olan kimse.
Canfide :Farsça +Yun.KızÖzü çiçek fidesi gibi temiz ve güzel olan kimse.
Cangiray :Farsça +Moğ.ErkekDürüst, samimi hükümdar.
Cangül :FarsçaKızÖzü gül gibi sar ve temiz olan kimse.
Cangün :Farsça +TürkçeKızMutlu, sevimli gün.
Cangür :Farsça +TürkçeErkekCanlı, neşeli kimse.
Canhanım :Farsça +TürkçeKızSevimli, cana yakın kadın.
Canıpek :TürkçeKızAcıya, sıkıntıya karşı dayanıklı olan kimse.
Canik :TürkçeKız1. Atik, çevik.
2. Gözü açık ve becerikli.
Canip :ArapçaErkekYan, taraf, cihet, yön.
Canipek :Farsça +TürkçeKızÖzü ipek gibi tertemiz olan kimse.
Cankan :Farsça +TürkçeErkekÖzü hareketli olan kimse.
Cankat :Farsça +TürkçeKız“Yaşama gücü ver, neşe ve mutluluk saç“ anlamında kullanılan bir ad.
Cankaya :Farsça +TürkçeErkekÖzü sağlam olan kimse.
Cankılıç :Farsça +TürkçeErkekÖzü klıç gibi keskin olan kimse.
Cankız :Farsça +TürkçeKızSevilen, sevimli, şirin kız.
Cankoç :Farsça +TürkçeErkekSevimli, cana yakın kimse.
Cankorur :Farsça +TürkçeErkekCanı koruyan kimse.
Cankurt :Farsça +TürkçeErkekÖzü kurt gibi olan kimse.
Cankut :Farsça +TürkçeErkekKişinin mutluluğu, talihi, şansı, uğuru.
Cannur :Farsça +ArapçaKızNurlu olan kimse.
Canol :Farsça +TürkçeErkek“Candan dost ol, gerçek dost ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Canören :Farsça +TürkçeErkekGerçek dost olan.
Canöz :Farsça +TürkçeKızKişinin özü.
Canözen :Farsça +TürkçeKızGerçek dost olan kimse.
Canözlem :Farsça +TürkçeKızGerçekten özlenen kimse.
Canperver :FarsçaKızGönül açan, iç açan, ruhu besleyen.
Canpolat :FarsçaErkekCanı, özü çelik gibi güçlü kimse.
Canrüba :FarsçaKızGönül kapan, gönül alan sevgili.
Cansal :Farsça +TürkçeErkek“Özünü bırak, terket“ anlamında kullanılan bir ad.
Cansay :Farsça +TürkçeErkek“Şirin, sevimli, cana yakın olarak kabul et“ anlamında kullanılan bir ad.
Cansel :Farsça +ArapçaKızÖzü taşkın olan kimse.
Cansen :Farsça +TürkçeKız“Sen cansın, sevilensin, sevimlisin“ anlamında kullanılan bir ad.
Canser :Farsça +TürkçeKız“Canını, özünü ortaya koy“ anlamında kullanılan bir ad.
Canses :Farsça +TürkçeKızSamimi, içten ses.
Cansev :Farsça +TürkçeKız“İnsanları sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Canseven :Farsça +TürkçeKız“İnsanı seven“ anlamında kullanılan bir ad.
Cansın :Farsça +TürkçeKız“Sevgi dolusun, sevilmeye değersin, dostsun, sevgilisin“ anlamında kullanılan bir ad.
Cansoy :Farsça +TürkçeKızTatlı ve içten olan kimse.
Cansu :Farsça +TürkçeKızCan suyu, yaşam veren su.
Cansun :Farsça +TürkçeKız“Kendini göster“ anlamında kullanılan bir ad.
Cansunar :Farsça +TürkçeKız“Canını feda eder“ anlamında kullanılan bir ad.
Cansunay :Farsça +TürkçeErkekCanını feda eden kimse.
Cantaş :Farsça +TürkçeErkekbk. Candaş
Cantekin :Farsça +TürkçeErkekSamimi, içten hükümdar.
Canten :FarsçaKızRuh ve beden.
Cantez :FarsçaErkekTez canlı, aceleci, hareketli kimse.
Cantürk :Farsça +TürkçeErkekTürk'ün dostu, arkadaşı.
Canyurt :Farsça +TürkçeErkekGerçek yurt.
Caran :TürkçeErkekGüzel kokan bir tür çiçek.
Carim :ArapçaErkekSuçlu.
Carullah :ArapçaErkek1. Allah'a komşu olan.
2. Mekke'ye gidip orada oturan kimse.
Cavidan :FarsçaKızSonrasız, sürekli kalacak olan, sonsuz.
Cavit :FarsçaErkekSonrasız, sürekli kalacak olan, sonsuz, ebedî.
Cavlı :TürkçeErkekbk. Çavlı
Cavuldur :TürkçeErkekbk. Çavuldur
Caymaz :TürkçeErkekSözünü tutan, sözünden dönmeyen kimse.
Cazibe :ArapçaKız1. Çekici, alımlı, sevimli.
2. Alım, alımlılık, çekicilik.
3. Yer çekimi, yıldızların birbirini çekmesi.
Cazim :ArapçaErkekKarar veren, kesen, kestirip atan.
Cazip :ArapçaErkekÇekici, ilgi uyandırıcı, albenili olan.
Cebbar :ArapçaErkekbk. Cabbar
Cebe :Moğ.Erkek1. Zırh, zırhlı giysi.
2. Savaşla ilgili silah ve araçlar.
Cebealp :Moğ. +TürkçeErkekZırh gibi sağlam ve dayanıklı yiğit.
Ceben :TürkçeErkekOğuzların yirmi dört boyundan birinin adı.
Cebesoy :Moğ. +TürkçeErkekSoyu dayanıklı ve sağlam insanlara dayanan kimse.
Cebrail :ArapçaErkek1. İş yapabilen melek.
2. Allah'a en yakın olan dört melekten, peygamberlere buyruk ve vahiy getirmekle görevli olanı.
Cedide :ArapçaKız1. Yeni, kullanılmamış.
2. Pek az zamandan beri bilenen veya mevcut olan.
Cefa :ArapçaErkekEziyet, sıkıntı, çile.
Celâdet :ArapçaErkekKahramanlık, yiğitlik.
Celâl :ArapçaErkekYücelik, ululuk, değer.
Celâlettin :ArapçaErkekDinin ululuğu, yüceliği, büyüklüğü.
Celâli :ArapçaErkekYüceliğe mensup.
Celâsun :Moğ.Erkek1. Kahraman, cesur, atak delikanlı, yiğit.
2. Genç ve sağlıklı, gürbüz kimse.
Celâyir :Moğ.ErkekMoğol ırkının büyük kollarından biri.
Celil :ArapçaErkekUlu, büyük, yüce.
Celilay :Arapça +TürkçeErkekUlu, yüce ay.
Cem :FarsçaErkek1. Hükümdar, şah.
2. İran mitolojisinde şarabı bulan.
3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.
Cemal :ArapçaErkek1. Yüz güzelliği, güzellik.
2. Güzel yüz.
Cemaleddin :ArapçaErkekbk. Cemalettin
Cemalettin :ArapçaErkekDinin güzelliği.
Cemalullah :ArapçaErkekAllah'ın lütfu.
Cemi :ArapçaErkekToplanmış, bütün, hep.
Cemil :ArapçaErkek1. Güzel.
2. Allah’ın sıfatlarından biri.
Cemile :ArapçaKız1. Güzel.
2. Hoşa gitmek için yaranma.
Ceminur :ArapçaKızÇok nurlu, aydınlık kimse.
Cemre :ArapçaErkekŞubat ayında birer hafta aralıklarla önce havada, sonra suda ve en son toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.
Cemre :ArapçaKızŞubat ayında birer hafta aralıklarla önce havada, sonra suda en son toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.
Cemşah :FarsçaErkekŞah olan Cem.
Cemşir :Arapça +FarsçaErkekArslan gibi yürekli olan hükümdar.
Cemşit :FarsçaErkek1. Mitolojide, İran’ın efsanevi dördüncü şahı.
2. Bu şah görünüşünde olan.
Cenan :ArapçaErkekYürek, gönül.
Cenani :ArapçaErkekYürekle, gönülle ilgili.
Cenap :ArapçaErkekŞeref, onur ve büyüklük.
Cengâver :FarsçaErkek1. Savaşçı, silâhşor.
2. Savaşı seven, savaşkan,dövüşken.
Cenger :Farsça +TürkçeErkekbk. Cenker
Cengiz :TürkçeErkek1. Güçlü, yılmaz, gözü pek kimse.
2. Tarihte Büyük Moğol İmparatorluğu´nu kuran Türk hükümdarı.
Cengizhan :TürkçeErkekGüçlü hükümdar.
Cenk :FarsçaErkekSavaş.
Cenker :Farsça +TürkçeErkekSavaş eri, savaşçı kimse.
Cennet :ArapçaKız1. Dinî inanışına göre, iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak.
2. Çok güzel, ferah yer, bahçe.
Ceren :Moğ.KızCeylan.
Cerit :ArapçaErkek1. Verimsiz, çorak yer.
2. Bekâr.
3. Tarihte bir Türk oymağının adı.
Cerullah :ArapçaErkekbk. Carullah
Cesim :ArapçaErkekİri, büyük.
Cesur :ArapçaErkekYürekli, korkusuz, yiğit.
Cevahir :ArapçaErkek1. Cevherler, elmaslar, değerli taşlar.
2. Özler, mayalar.
Cevat :ArapçaErkekCömert, eli açık.
Cevdet :ArapçaErkek1. İyilik, güzellik.
2. Olgunluk, büyüklük.
3. Kusursuzluk.
Cevher :ArapçaErkek1. Bir şeyin esası, öz, maya.
2. Güç, enerji.
3. Değerli süs taşı, mücevher.
Cevheri :ArapçaErkekÖzle, yaradılışla ilgili.
Cevri :ArapçaErkekEziyet, sıkıntıyla ilgili olan.
Cevval :ArapçaErkekKoşan, dolaşan, hareket eden, hareketli.
Cevval :ArapçaKızKoşan, dolaşan, hareket eden, canlı.
Cevza :ArapçaKızİkizler burcu, gökyüzünün kuzey yarım küresinde görünen iki parlak yıldızlı burç.
Ceyda :ArapçaKızUzun boyunlu ve güzel kadın.
Ceyhan :İbr.KızTürkiye'nin Akdeniz bölgesinde, uzunluğu 576 km. olan bir nehir.
Ceyhun :İbr.KızTevrat'a göre cennetin dört nehrinden biri.
Ceylân :Moğ.KızGözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, hızlı koşan, zarif, memeli hayvan.
Cezayir :ArapçaErkekAdalar.
Cezlân :ArapçaErkekMutlu.
Cezmi :ArapçaErkekKesin karar veren, kararlı kimse.
Cihan :FarsçaErkek1. Evren, âlem.
2. Dünya.
Cihanbanu :FarsçaKızDünyanın hanımefendisi.
Cihandar :FarsçaErkekDünyaya egemen olan hükümdar.
Cihandide :FarsçaErkekDünyayı gezip görmüş, deneyimli kimse.
Cihanefruz :FarsçaErkekDünyayı parlatan, aydınlatan kimse.
Cihaner :Farsça +TürkçeErkekDünyanın yiğidi.
Cihanfer :FarsçaKızCihanı, dünyayı aydınlatan, dünyanın ışığı.
Cihangir :FarsçaErkekDünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse.
Cihangül :FarsçaKızDünyanın gülü.
Cihani :FarsçaErkekDünyalı, insan.
Cihanmert :FarsçaErkekDünyanın en cömert insanı.
Cihannur :Farsça +ArapçaErkekDünyayı aydınlatan, nurlu, ışıklı.
Cihanşah :FarsçaErkekDünyanın şahı, hükümdarı.
Cihat :ArapçaErkekDin uğrunda düşmanla savaşma.
Cilvekâr :FarsçaKızCilveli, cilve yapan.
Cilvenaz :FarsçaKızCilveli, nazlı.
Cilvesaz :FarsçaKızCilve yapan, cilveli.
Cimşit :FarsçaErkekbk. Cemşit
Cindoruk :TürkçeErkekEn yüksek yer, zirve.
Civan :FarsçaErkekTaze, genç delikanlı.
Civanbaht :FarsçaErkekMutlu, şanslı kimse.
Civanmert :FarsçaErkekCömert, eli açık kimse.
Civanşir :FarsçaErkekGenç aslan.
Coşan :TürkçeErkekCoşku duyan, heyecanlı kimse.
Coşar :TürkçeErkekCoşkulu, heyecanlı.
Coşku :TürkçeErkek1. Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu.
2. Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan.
Coşkun :TürkçeErkekCoşan, coşkulu, heyecanlı kimse.
Cömert :FarsçaErkek1. Eli açık.
2. Verimli.
Cuci :TürkçeErkek1. Konuk.
2. Sevgili.
3. Cengiz Han'ın dört oğlundan en büyüğü ve Altınordu devletinin kurucusu.
Culduz :TürkçeErkekbk. Yıldız
Cuma :ArapçaErkek1. Toplanma.
2. Perşembeden sonra gelen gün.
Cumali :ArapçaErkekDeğerli, yüce bir biçimde bir araya getirilmiş olan.
Cumhur :ArapçaErkekTopluluk, kalabalık, halk.
Cumhuriyet :ArapçaErkekHalkın egemenliği kendi elinde tuttuğu devlet biçimi.
Cura :TürkçeErkek1. Dost, arkadaş, sevgili.
2. Güzel, ahenkli ses.
3. Ufak tefek, çelimsiz.
4. Küçük zurna.
5. Atmaca, doğan.
Cündi :ArapçaErkek1. Ata iyi binen, binici, süvari.
2. Asker.
Cündullah :ArapçaErkekAllah’ın askerleri.
Cüneyt :ArapçaErkek1. Küçük asker, askercik.
2. Beylikler döneminde Aydınoğulları soyunun en son temsilcisi olan beyin adı.
Çaba :TürkçeErkekHerhangi bir işi yapmak için harcanan güç, zorlu, sürekli çalışma.
Çabar :TürkçeErkekbk. Çapar
Çadır :FarsçaErkek1. Çadır.
2. Kadınların baş örtüsü.
Çağ :TürkçeErkek1. Dönem, mevsim, zaman.
2. Yaş.
3. Yüzyıl, asır.
4. Çağlayan.
Çağa :TürkçeErkek1. Bebek, çocuk.
2. Küçük kuş yavrusu.
Çağaçan :TürkçeErkekYeni bir dönem başlatan kimse.
Çağaçar :TürkçeErkekbk. Çağaçan
Çağakan :TürkçeErkekÇağ değiştiren kimse.
Çağan :TürkçeErkek1. Bayram.
2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği.
3. Doğan kuşu.
Çağanak :TürkçeErkekKörfez, liman.
Çağatay :TürkçeErkek1. Yavru at, tay.
2. Cengiz Hanın oğlu.
Çağay :TürkçeErkekÇağın parlak ve aydın bireyi.
Çağbay :TürkçeErkekÇağın zengini olan kimse.
Çağdaş :TürkçeKız1. Aynı çağda yaşayan.
2. Bulunulan çağın koşullarına uygun olan.
3. Yaşıt.
Çağıl :TürkçeKız1. Çağla ilgili.
2. Çakıl.
3. Çağla.
Çağıltı :TürkçeErkekSuyun akarken, taşlara, kayalara çarparak çıkardığı ses.
Çağın :TürkçeKızYıldırım, şimşek.
Çağır :TürkçeErkek1. Şıra.
2. Çakır.
3. Dar yol, küçük yol.
Çağkan :TürkçeErkekCanlı, dinamik, çalışkan kimse.
Çağla :TürkçeKız1. Badem, kayısı, erik gibi çekirdekli yemişlerin ham durumu.
2. “Coşkulu ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Çağlak :TürkçeKız1. Şelale, çağlayan.
2. Yırtıcı kuş, çaylak.
Çağlam :TürkçeErkekÇağlayan.
Çağlan :TürkçeErkekBir ırmağın denize kavuştuğu yer.
Çağlar :TürkçeKız1. Çağlayan.
2. Coşkulu, canlı kimse.
Çağlasın :TürkçeErkek“Coşsun, çağlasın“ anlamında kullanılan bir ad.
Çağlayan :TürkçeErkekKüçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer.
Çağlayan :TürkçeKızKüçük bir akarsuyun çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer.
Çağlayangil :TürkçeErkekÇağlayan ailesine mensup olan kimse.
Çağlayantürk :TürkçeErkekÇağlayan Türk.
Çağlı :TürkçeErkek1. Kuvvetli.
2. Namuslu.
Çağman :TürkçeErkekÇağın insanı.
Çağnur :Türkçe +ArapçaKızÇağın ışık saçan bireyi.
Çağrı :TürkçeKız1. Birini çağırma, davet.
2. Doğan, çakır kuşu.
3. Rütbe, unvan, san.
Çağrıbey :TürkçeErkek1. Çağıran bey.
2. Selçuklu Devleti´nin kurucularından Horasan Meliki.
Çağrınur :Türkçe +ArapçaKızAydınlığa, ışığa davet eden kimse.
Çağveren :TürkçeErkekYeni bir çağ açan kimse.
Çakan :TürkçeErkekParıldayan, ışık veren.
Çakar :TürkçeErkek1. Kıvılcım.
2. Şimşek.
3. Yaman, görmüş geçirmiş kimse.
Çakıl :TürkçeErkekKüçük veya orta boyda taş parçası.
Çakım :TürkçeErkek1. Şimşek, kıvılcım
2. Yığın.
Çakın :TürkçeErkek1. Şimşek, kıvılcım.
2. Mavi gözlü.
Çakır :TürkçeKız1. Mavimsi, mavi benekli, gri göz rengi.
2. Bir doğan cinsi.
3. Gönül, iç, can.
Çakırbey :TürkçeErkekYiğit, cesur, gözü pek bey.
Çakırca :TürkçeErkekÇakıra benzeyen.
Çakırer :TürkçeErkekCesur, yiğit kimse.
Çakmak :TürkçeErkek1. Taşa vurulup kıvılcım çıkaran çelik parçası.
2. Tutuşturma aygıtı.
Çakman :TürkçeErkekAmacına erişen, ulaşan kimse
Çakmur :TürkçeErkek1. Yarı uykulu bakış.
2. Sert taş
3. Pinti.
Çalapkulu :TürkçeErkekTanrı kulu.
Çalapöver :TürkçeErkekTanrı över.
Çalapverdi :TürkçeErkekTanrı verdi.
Çalgan :TürkçeErkekYatağı taşlık olan ve gürültüyle akan su.
Çalıkbey :TürkçeErkekSağlığı yerinde olmayan bey.
Çalıkuşu :TürkçeKızSerçegillerden, başı koyu kırmızı, çalılık yerleri seven, ötücü bir kuş.
Çalım :TürkçeKız1. Gösterişli tavır, kurulma.
2. Kılıcın keskin tarafı.
3. İlgi.
4. Vuruş.
Çalın :TürkçeErkek1. Ateş çakmağı.
2. Çiy, kırağı.
Çalış :TürkçeErkek1. Çelme, güreş.
2. Çarpışma, cenk, savaş.
Çalışkan :TürkçeKızÇok çalışan, çalışmayı seven.
Çalkan :TürkçeErkekSu birikintisi.
Çalkara :TürkçeErkekDoğan türünden bir kuş.
Çalkın :TürkçeErkekAlev.
Çaltı :TürkçeErkek1. Diken, çalı.
2. Küçük ve dikenli orman.
3. Akasya.
4. Engel.
5. Kuytu yer.
6. Hızlı, çevik.
Çam :TürkçeErkekİğne yapraklı, kozalaklı, reçineli ağaç.
Çamak :TürkçeErkekKendini beğenen.
Çambel :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli kimse.
Çandar :TürkçeErkek1. Kadınhanı ve Konya taraflarında yetişen, Karaman ile dağlıcın birleşmesinden meydana delen bir koyun türü.
2. Osmanlı İmparatorluğu zamanında sadrazamlar ve kazaskerler yetiştirmiş büyük bir ailenin adı.
Çandarlı :TürkçeErkekOsmanlı İmparatorluğu zamanında sadrazamlar ve kazaskerler yetiştirmiş büyük bir ailenin adı.
Çanga :TürkçeErkekSoylu.
Çangal :TürkçeErkek1. Dallı budaklı, eğri ağaç.
2. Çok zayıf.
3. Dere dibi.
Çankara :TürkçeErkekÇan ve kara.
Çankaya :TürkçeErkekTaşları katmer katmer kalkan kaya.
Çapan :TürkçeErkek1. Ceket.
2. Engelli, tehlikeli.
3. Düğün yemeği yapan aşçı.
4. Alkış, el çırpma.
Çapaner :TürkçeErkek1. Saldıran, atılan, hücum eden kimse.
2. Koşan, hızlı hareket eden kimse.
Çapar :TürkçeErkek1. Sarışın, mavi gözlü, çilli, insan.
2. Kula renkli hayvan.
3. Çiçek bozuğu yüz.
4. Huysuz, ters adam.
5. Cesur.
Çapın :TürkçeErkekSaldırı, hücum.
Çapkan :TürkçeErkek1. Saldıran, atılan, hücum eden.
2. Koşan, hızlı hareket eden.
Çarlan :TürkçeErkekGüçlü akan su.
Çarman :TürkçeErkekNeşeli.
Çav :TürkçeErkek1. Ün, şöhret, şan.
2. İz, eser.
3. Güneşin buluttan sıyrılmış durumu.
4. Yüksek ses.
Çavaş :TürkçeErkek1. Güneş.
2. Güneşli yer, güney.
Çavdar :TürkçeErkekBuğdaygillerden, birçok türü bulunan, yıllık, boylu bir bitki.
Çavdur :TürkçeErkekÜnlü, şöhretli.
Çavlan :TürkçeErkekBüyük çağlayan.
Çavlı :TürkçeErkek1. Ünlü, şanlı.
2. Henüz ava alıştırılmamış doğan yavrusu.
Çavuldur :TürkçeErkekOğuzların Üçok kolundan bir Türk boyunun adı.
Çavuş :TürkçeErkek1. Orduda onbaşıdan sonra gelen, görevi manga komutanlığı olan erbaş.
2. Kılavuz.
Çaydam :TürkçeErkekYatağa doldurulan veya yağmurluk yapılan ince keçe.
Çaydamar :TürkçeErkekÇay gibi akıp giden.
Çayhan :TürkçeErkekAdı çay olan hükümdar.
Çaykara :TürkçeErkek1. Çay kıyılarında çıkan kaynak, pınar.
2. Kumsal, nehir yatağı.
Çaylak :TürkçeErkek1. Irmağın geçit yeri, geçit.
2. Sözünde durmayan kimse.
3. Yırtıcılardan uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları avlayan bir kuş.
Çaylan :TürkçeKız1. Çay ve ırmağın geçit yeri.
2. Kumsal, kumlu yer.
3. Çakıllı yer.
Çaynak :TürkçeErkek1. Tırnak, pençe.
2. Eli kolu tutmayan, sakat.
Çeber :TürkçeErkek1. El işlerinde usta, dikkatli, becerikli kimse.
2. Açıkgöz, cesur.
Çeçen :TürkçeErkek1. Kafkasya'nın kuzeydoğusunda yaşayan bir halkın adı.
2. Akıllı.
3. Söz ustası, hatip.
4. Yakışıklı.
Çekik :TürkçeErkek1. Tarla kuşu.
2. Çekilmiş olan.
Çekim :TürkçeErkek1. Güzel ve muntazam görünüş.
2. Güç, takat.
3. Çam yaprağı.
4. Çam kozalağı.
Çekin :TürkçeErkek1. Meşe ağaçlarında olan iri bir çeşit meyve.
2. Bağ çubuklarının açılmak üzere bulunan gözlerini bitten korumak için kullanılan ökse.
Çelebi :TürkçeErkek1. Görgülü, terbiyeli, olgun kimse.
2. Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen san.
3. Kayınbirader.
Çelem :TürkçeErkek1. Yiğit.
2. Şalgam.
Çelen :TürkçeErkek1. Yakışıklı delikanlı.
2. Tepelerin kar tutmayan kuytu yeri.
3. Açıkgöz, becerikli, kurnaz.
4. Evlerin dışında bulunan saçak.
5. Akıllı.
Çelenk :TürkçeErkek1. Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka.
2. Uzun kuş tüyü.
3. Gümüş veya altın taç.
Çelik :TürkçeErkek1. Su verilip sertleştirilen demir.
2. Çok güçlü, kuvvetli.
3. Kısa kesilmiş dal.
Çelikhan :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli hükümdar.
Çelikkan :TürkçeErkekGüçlü soydan gelen kimse.
Çelikten :Türkçe +FarsçaErkekÇelik gibi güçlü, sağlam, dayanıklı kimse.
Çeliktürk :TürkçeErkekGüçlü, kuvvetli Türk.
Çelikyürek :TürkçeErkekCesur, soğukkanlı kimse.
Çelim :TürkçeErkek1. Güç, kuvvet.
2. Tavır, çalım.
Çeltik :TürkçeErkek1. Kabuğu ayıklanmış pirinç.
2. Dokunaklı söz.
3. Çoban yamağı.
Çender :TürkçeErkekbk. Çandar
Çengiz :TürkçeErkekbk. Cengiz
Çepni :TürkçeErkek1. Dağ köylüsü.
2. Oğuzların Üçok koluna bağlı bir Türk Boyu.
Çerçi :TürkçeErkekKöylerde dolaşarak ufak tefek eşya satan gezgin satıcı.
Çeri :TürkçeErkek1. Asker, ordu.
2. Savaş.
Çerkez :TürkçeErkekKafkasya'nın yerli boylarından birinin adı ve bu boydan olan kimse.
Çerme :TürkçeErkek1. Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer.
2. Akarsuların topraktan çıkan sızıntısı.
3. Kaynak.
Çeşminaz :FarsçaKızNazlı, baygın bakışlı göz.
Çetik :TürkçeErkek1. Yünden örülmüş terlik, mes.
2. Çarık.
3. Çocuk ayakkabısı.
4. Çekirge.
5. Fidan.
Çetin :TürkçeErkek1. Sert, inatçı.
2. Sarp, engelli.
3. Çözümlenmesi güç.
4. Hayırsız.
Çetinalp :TürkçeErkekSert, inatçı yiğit.
Çetinay :TürkçeErkekSert, inatçı kimse.
Çetinsoy :TürkçeErkekSert, inatçı bir soydan gelen kimse.
Çetintürk :TürkçeErkekSert, inatçı Türk.
Çevik :TürkçeErkekKolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çevrim :TürkçeErkek1. Sınır.
2. Girdap.
3. Sürekli ve düzenli değişme.
Çeyiz :TürkçeKızGelin için hazırlanan her tür eşya.
Çıda :TürkçeErkekSüngü, mızrak.
Çıdal :TürkçeErkekSabır.
Çıdamlı :TürkçeErkekSabırlı.
Çığ :TürkçeErkek1. Dağdan yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi.
2. Sürü, kafile.
3. Çok, sık, fazla.
Çığa :TürkçeErkek1. Horoz, cennet kuşu gibi kuşların kuyruğundaki tüylerden en gösterişlisi.
2. Yaramaz çocuk.
3. Karışık renkli bir tür kuş.
Çığal :TürkçeErkekbk. Çığa
Çığıl :TürkçeErkek1. Çakıl ve taş yığını.
2. Kalabalık.
3. İri saman.
Çığır :TürkçeKız1. Çığın kar üzerinde açtığı yol.
2. İz.
3. Taşlı yol, patika.
4. Yenilikçi akım.
Çınak :TürkçeErkek1. Yırtıcı kuş pençesi.
2. Yağmurdan sonra açan hava.
Çınar :FarsçaErkek1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü.
2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.
Çınar :FarsçaKız1. Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç.
2. Dayanak, destek, güç alınan kimse, güçlü kimse.
Çınay :TürkçeErkekEtrafa gerçekten ışık saçan kimse.
Çıngı :TürkçeErkek1. Kıvılcım.
2. Parça.
Çıray :TürkçeErkek1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği.
2. Beniz, yüz.
3. İnsan resmi.
Çıtak :TürkçeErkek1. Dağlı, dağlarda yaşayan.
2. Köylü.
3. Yabancı, göçmen.
4. Kavgacı, inatçı, huysuz.
5. Açıkgöz, kurnaz.
6. İyi giyinmiş, yakışıklı delikanlı.
Çıtanak :TürkçeErkek1. Bir dalda birkaç meyvenin bulunması.
2. Küçük dal.
Çıvgın :TürkçeErkek1. Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur.
2. Ağacın verdiği yeni sürgün, filiz.
Çiçek :TürkçeKızBir bitkinin, üreme organlarını taşıyan, çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
Çiftçi :TürkçeErkekGeçimini toprağını ekerek sağlayan kimse.
Çiğdem :TürkçeKızZambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi.
Çiğil :TürkçeErkek1. Omuz, omuz başı.
2. Bir Türk boyu.
Çiğlez :TürkçeErkekYakışıklı, ince, uzun boylu.
Çilek :TürkçeKızGülgillerden, sapları sürüngen, pembe kırmızı renkte meyvesi olan bir bitki.
Çilen :TürkçeKız1. Hafif yağan yağmur, çisenti.
2. Suyun derin olmayan yeri.
Çilenti :TürkçeKızÇiy, jale.
Çiler :TürkçeKızŞarkı söyleyen, şakıyan, öten bülbül.
Çilhan :TürkçeKızYüzü çil çil olan hükümdar.
Çilhanım :TürkçeKızYüzü çil çin olan kadın.
Çiltay :TürkçeErkekÜzerinde benekler bulunan tay.
Çimen :TürkçeKızKendiliğinden yetişmiş çim.
Çimnaz :Türkçe +FarsçaKızÇok nazlı.
Çin :TürkçeErkek1. Gerçek, gerçeklik, doğru.
2. Omuz.
3. Üzerinde çok meyve bulunan dal.
4. Soylu, öz, katıksız.
Çinel :TürkçeKızDoğru, dürüst, namuslu kimse.
Çinel :TürkçeErkekDoğru el, dürüst, namuslu.
Çinerk :TürkçeErkekDoğru yolda kullanılan güç.
Çinkılıç :TürkçeErkekGerçek savaşçı.
Çintan :TürkçeErkekSabah vakti.
Çintay :TürkçeErkekSoylu at.
Çinuçin :TürkçeErkekÜstün, galip, zafer kazanmış.
Çiray :TürkçeErkekYüz, surat.
Çisen :TürkçeKız1. Sisli ve kapalı havada ince ince yağan yağmur.
2. Çiy.
Çisil :TürkçeKızİnce yağmur.
Çitlembik :TürkçeKız1. Mercimekten biraz büyük, buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç.
2. Ufak tefek, esmer ve sevimli.
Çoban :FarsçaErkekKoyun, keçi, inek gibi hayvanları güdüp otlatan kimse.
Çobanyıldızı :Farsça +TürkçeKızVenüs gezegeni.
Çoğa :TürkçeErkek1. Çocuk.
2. Yavru.
Çoğahan :TürkçeErkekKüçük yaşta hükümdar olmuş kimse.
Çoğan :TürkçeErkekKökü ve dalları sabun gibi köpüren bir bitki, çöven.
Çoğaş :TürkçeErkekGüneş.
Çoğay :TürkçeErkekbk. Çokay
Çokan :TürkçeErkek1. Dağın doruğu.
2. Zirveye ulaşan.
Çokay :TürkçeErkek1. Köy zengini, çiftlik sahibi.
2. Eşkıya.
Çoker :TürkçeErkekGerçekten yiğit olan kimse.
Çokman :TürkçeErkekTopuz, gürz.
Çoku :TürkçeErkekbk. Çokan
Çolak :TürkçeErkekEli veya kolu sakat kimse.
Çolpan :TürkçeKızÇoban yıldızı, Zühre, Venüs.
Çopar :TürkçeErkekDikkatsiz.
Çopur :TürkçeErkek1. Yüzü, çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan kimse.
2. Bir tür geyik.
3. Benekli antilop.
Çopuralp :TürkçeErkekYüzü, çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan yiğit.
Çora :TürkçeErkek1. Bir tür toprak.
2. Her türlü yemek.
Çorak :TürkçeErkekVerimsiz, bitek olmayan, kıraç toprak.
Çotuk :TürkçeErkekAğaç kütüğü, asma kütüğü.
Çotur :TürkçeErkek1. Kısa boylu, sağlam, güçlü kimse.
2. Yassı, buruşuk.
3. Fundalık.
Çoturay :TürkçeErkekKısa boylu, sağlam, güçlü kimse.
Çökermiş :TürkçeErkekYaşlı, yaşlanmış, ihtiyar kimse.
Çölbey :TürkçeErkekÇölde yaşayan bey.
Çöyür :TürkçeErkekFidan.
Çuğa :TürkçeErkekCesur, kahraman.
Çulpan :TürkçeErkekbk. Çolpan
Çuvaş :TürkçeErkek1. Güneş.
2. Güneşli yer.
3. Açık hava.
4. Çadır.
5. Rusya'da yaşayan bir Türk kavminin adı.
6. Yoksul.

Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
(TEKVÎR - 29 )
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ