10 Temmuz 2025
15 Muharrem 1447
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER KVKK ve GİZLİLİK POLİTİKASI
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






S harfiyle başlayan kız bebek isimleri


KIZ BEBEK İSİMLERİ ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z

İsimKökeniCinsiyetAnlamı
Saadet :ArapçaKızMutluluk, bahtiyarlık.
Saba :ArapçaKız1. Gün doğusundan esen hafif rüzgâr.
2. Musikide bir makam.
Sabah :ArapçaKızGündüzün ilk saatleri, günün başlangıcı.
Sabahat :ArapçaKızGüzellik, yüz güzelliği.
Sabahnur :ArapçaKızSabah ışığı, sabah aydınlığı.
Sabbar :ArapçaKızÇok sabırlı.
Sabıka :ArapçaKızParlak, ışıklı.
Sabır :ArapçaKızKatlanma, dayanma,ses çıkarmadan bekleme, tahammül etme.
Sabiha :ArapçaKızGüzel, şirin, hoş.
Sabir :ArapçaKızDayanan, sabreden.
Sabite :ArapçaKız1. Değişmeyen, kımıldamayan.
2. Kanıtlanmış, anlaşılmış.
Sabiye :ArapçaKızKüçük kız, kız çocuğu.
Sabrinnisa :ArapçaKızKadınların sabırlısı.
Sabriye :ArapçaKızSabırlı, dayanıklı.
Sacide :ArapçaKızSecde eden, alnını yere koyan.
Saçı :TürkçeKız1. Düğün armağanı.
2. Gelinin başına saçılan şeker, arpa, para gibi şeyler.
Sada :ArapçaKızbk. Seda
Sadberk :FarsçaKız1. Yüz yapraklı, katmerli.
2. Katmerli bir gül türü.
Sadedil :FarsçaKızTemiz yürekli.
Sadegül :FarsçaKızBir gül kadar sade, temiz ve güzel olan.
Sadhezar :FarsçaKız1. Yüz bin.
2. Çok fazla.
Sadıka :ArapçaKızİçten bağlı, doğru, gerçek dost.
Sadice :ArapçaKızKarışık olmayan, düz, yalın, saf.
Sadiye :ArapçaKızMutlu, uğurlu.
Sadriye :ArapçaKız1. Göğüsle ilgili, göğse ait.
2. Çocuğun anasıyla olan bağı.
Safa :ArapçaKızbk. Sefa
Saffet :ArapçaKızSaflık, temizlik, arılık.
Safıgül :Arapça +FarsçaKızGül gibi, katıksız, saf, duru, temiz.
Safinaz :Arapça +FarsçaKızÇok nazlı, çok naz eden.
Safinur :ArapçaKızÇok nurlu, çok aydınlık, temiz kimse.
Safir :Fr.KızMavi renkli, değerli bir korindon türü, gök yakut.
Safire :ArapçaKız1. İnce, güzel ses.
2. Islık.
Safiye :ArapçaKızKatkısız, duru, arı.
Safiyet :ArapçaKızSaflık, temizlik, masumluk.
Sahavet :ArapçaKızCömertlik, el açıklığı.
Sahba :ArapçaKız1. Al, kızıl.
2. Şarap, özellikle kırmızı şarap.
Sahibe :ArapçaKız1. İye, sahip.
2. Koruyan, gözeten.
3. Bir iş yapmış olan.
4. Herhangi bir niteliği olan.
Sahil :ArapçaKızDeniz, nehir, göl kıyısı.
Sahire :ArapçaKız1. Geceleri uyumayan, uykusuz.
2. Büyücü, büyüleyici güzel.
Sahra :ArapçaKızKır, ova, çöl.
Sahure :ArapçaKızSahur vakti doğan kız çocuklarına verilen bir ad.
Saibe :ArapçaKız1. Yanlışlık yapmayan, yanlışsız, doğru.
2. Amaca, hedefe uygun.
3. Amaca ulaşan.
Saide :ArapçaKız1. Mutlu, uğurlu.
2. İbadet etmiş, Allah’a karşı görevlerini yapmış kimse.
Saika :ArapçaKız1. Sevk eden, götüren.
2. Neden, sebep.
3. Yıldırım.
Saime :ArapçaKızOruç tutan, oruçlu kadın.
Saire :ArapçaKızSeyreden, hareket eden, yürüyen.
Sakibe :ArapçaKız1. Döken, dökücü.
2. Dökülen.
Sakine :ArapçaKız1. Durgun, dingin.
2. Sessiz, kendi hâlinde.
Salıkbike :TürkçeKızTavsiye edilen, beğenilen kadın.
Salınbike :TürkçeKızSalınan, nazlanan kadın.
Saliha :ArapçaKız1. Elverişli, iyi, uygun, yakışır.
2. Yetkisi ve hakkı olan.
3. Dinin buyruklarına uygun harekette bulunan.
Salime :ArapçaKız1. Sağ, sağlam.
2. Eksiksiz, kusursuz.
3. Korkusuz, emin.
Salise :ArapçaKızÜçüncü.
Salkım :TürkçeKız1. Üzüm gibi birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş.
2. Üzerinde kısa saplı dallar bulunan çiçek topluluğu.
3. Akasya.
Saltan :TürkçeKız1. Tek, yalnız.
2. Temiz, saf.
3. Yalnız başına giden.
Saltanat :ArapçaKızSultanlık, hükümdarlık.
Samahat :ArapçaKızbk. Semahat
Samanur :ArapçaKızGökyüzünün aydınlığı, ışığı.
Samiha :ArapçaKızCömert, eli açık.
Samime :ArapçaKızÖz, asıl, iç, gönül.
Samire :ArapçaKızMeyveli, meyve veren.
Samiye :ArapçaKızYüksek, yüce.
Samur :ArapçaKızDeğerli kürkü olan bir sansar türü.
Sanal :TürkçeKız“Adın duyulsun, ün kazan“ anlamında kullanılan bir ad.
Sanavber :ArapçaKızbk. Sanevber
Sanay :TürkçeKızAy gibi güzel, ayı anımsatacak kadar güzel.
Sanem :ArapçaKız1. Put
2. Güzel kadın.
Sanemnur :ArapçaKızPut gibi güzel ve parlak kadın.
Sanevber :ArapçaKız1. Çam fıstığı ağacı veya kozalağı.
2. Sevgilinin boyu posu.
Sania :ArapçaKız1. Yapan, işleyen, meydana getiren.
2. Sanat eseri yaratan.
Saniha :ArapçaKızÇok düşünmeden doğan iyi ve güzel düşünce veya bu düşünceleri doğuran zekâ.
Saniye :ArapçaKız1. İkinci.
2. Dakikanın altmışta biri.
Sannur :Türkçe +ArapçaKızNurlu, ışıklı, güzel olmasıyla tanınan.
Sara :FarsçaKızHalis, katkısız, temiz.
Sare :ArapçaKız1. Sıçrayan, atlayan.
2. İhtiyaç.
3. Susuzluk.
4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.
Sargın :TürkçeKız1. Candan, içten, yürekten.
2. Çekici, cazibeli.
3. Kapalı, puslu hava.
4. İstekli, hevesli.
Sarıçiçek :TürkçeKızSarı renkli çiçek.
Sarıgül :Türkçe +FarsçaKızSarı renkli gül.
Sarıgüzel :TürkçeKızSarışın güzel.
Sarıkız :TürkçeKızSarışın kız.
Sarmaşık :TürkçeKızKoyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan tırmanıcı bir bitki.
Satı :TürkçeKızUzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.
Satıa :ArapçaKızYükselen, yükselip ortaya çıkan.
Satıgül :Türkçe +FarsçaKızKendisini adamış güzel.
Satıhanım :TürkçeKızKendisini adamış hanım.
Satu :TürkçeKızbk. Satı
Savniye :ArapçaKızKoruma, gözetme ile ilgili.
Sayar :TürkçeKızSaygılı, hürmet eden.
Saydam :TürkçeKız1. İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan nesne.
2. Parlak, ışıklı.
Saygı :TürkçeKızDeğeri, üstünlüğü, yaşlılığı dolayısıyla bir kimseye karşı dikkatli özenli, ölçülü davranmaya neden olan sevgi duygusu.
Saygın :TürkçeKızSaygı gören, sayılan, hatırlı.
Saygun :TürkçeKızbk. Saygın
Saygül :Türkçe +FarsçaKızHatırı sayılan, değer verilen güzel.
Sayıl :TürkçeKız“Saygı gör, sözün dinlensin değerin artsın anlamında kullanılan bir ad.
Sayın :TürkçeKız1. Kendisine saygı gösterilen, seçkin, değerli.
2. Saygı belirtisi olarak konuşma ve yazışmalarda kişi adlarının önüne getirilen san.
Saynur :Türkçe +ArapçaKız“Parlak, güzel olarak kabul et“ anlamında kullanılan bir ad.
Sayran :TürkçeKızÖten, cıvıldayan, şakıyan.
Seba :ArapçaKızYedi sayısı.
Sebahat :ArapçaKızbk. Sabahat
Sebat :ArapçaKız1. Yerinde durma, kımıldamama.
2. Sözünden, kararından vazgeçmeme.
Sebil :ArapçaKız1. Yol, büyük cadde.
2. Su dağıtılan yer.
3. Hayır için parasız dağıtılan su.
Sebile :ArapçaKızAllah yolunda olan, hayırlı kadın.
Seblâ :ArapçaKızUzun kirpikli göz.
Sebu :FarsçaKız1. Testi.
2. Şarap kabı.
Seçgül :Türkçe +FarsçaKızSeçkin, seçilmiş güzel.
Seçik :TürkçeKızSeçilmiş, seçkin.
Seçil :TürkçeKız“Benzerlerin arasından seçil, beğenil, üstün ol, sevgi ve saygı gör“ anlamında kullanılan bir ad.
Seçilay :TürkçeKızSeçilmiş, seçkin güzel.
Seçkin :TürkçeKızBenzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.
Seda :ArapçaKız1. Ses.
2. Yankı.
Sedanur :ArapçaKızSes ve ışık, parıltı
Sedef :ArapçaKızMidye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, gök kuşağı renkli değerli madde.
Seden :TürkçeKızUyanık, tetikte, gözü açık olan.
Sefa :ArapçaKız1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma.
2. Eğlence, zevk, neşe.
Sefer :ArapçaKız1. Yolculuk.
2. Savaş.
Sehavet :ArapçaKızbk. Sahavet
Seher :ArapçaKızSabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı.
Sehergül :Arapça +FarsçaKızTan vakti açan gül.
Sehernaz :Arapça +FarsçaKızSeher vakti nazlanan kimse.
Sehhare :ArapçaKızÇok güzel, büyüleyici kadın.
Sekine :ArapçaKız1. Sakin olma, dinlenme.
2. Gönül rahatlığı, huzur, erinç.
3. Din görevlerini yerine getirmekten doğan sevinç ve huzur.
Sel :ArapçaKız1. Sürekli yağmurlardan ve eriyen karlardan oluşan taşkın su.
2. Etki ve iz bırakan güçlü durum, davranış.
Selâmet :ArapçaKız1. Esenlik.
2. Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvenlik içinde olma.
3. Kurtulma, kurtuluş.
Selay :Arapça +TürkçeKızCoşkulu, hareketli güzel.
Selcan :Arapça +FarsçaKızCoşkulu, taşkın yaradılışlı, hareketli olan kimse.
Selcen :Arapça +FarsçaKız1. Hareketli, coşkulu kimse.
2. İyi huylu ve maharetli.
Selçuk :TürkçeKızGüzel konuşma yeteneği olan, uz dilli.
Selda :TürkçeKızBir söğüt cinsi.
Seldağ :Arapça +TürkçeKızDağdan gelen sel gibi coşkulu, hareketli.
Selen :TürkçeKız1. Müjde.
2. Varlık, bolluk.
Selhan :Arapça +TürkçeKızSel gibi coşkun, taşkın hükümdar.
Selışık :Arapça +TürkçeKızIşık seli, aydınlık.
Selışın :Arapça +TürkçeKızIşın seli, aydınlık.
Selime :ArapçaKızSağlam, kusursuz, doğru.
Selin :TürkçeKız1. Övün.
2. Gür akan su.
3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Selma :ArapçaKız1. Barış içinde bulunma, huzur, erinç.
2. Güzel, hoş kadın.
Selmin :ArapçaKızBarış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.
Selnur :ArapçaKızIşık seli.
Selva :ArapçaKız1. Bıldırcın eti.
2. Tih Çölünde bulundukları sürece İsrailoğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını duyurmaları için gönderildiğine inanılan kuş.
Selvet :ArapçaKızGönül rahatlığı.
Selvi :FarsçaKızbk. Servi
Selvican :FarsçaKızSelvi gibi uzun boylu olan güzel.
Selvihan :Farsça +TürkçeKızSelvi gibi uzun boylu olan hükümdar.
Selvinaz :FarsçaKızSelvi gibi nazlı nazı salınan.
Sema :ArapçaKızGökyüzü.
Semagül :Arapça +F.KızGöüyüzünün gülü.
Semahat :ArapçaKızCömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik.
Semen :FarsçaKızYasemin çiçeği.
Semin :ArapçaKızÇok değerli.
Semine :ArapçaKızbk. Semin
Semiramis :İbr.Kız1. Mitolojide güvercinlerin hayatını kurtardığı kız çocuğunun adı.
2. Doğu mitolojisinde adı geçen, dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi.
Semire :ArapçaKızbk. Samire
Semiye :ArapçaKızAynı adı taşıyan, adları aynı olan, adaş.
Semra :ArapçaKızEsmer.
Sena :ArapçaKız1. Övme, övüş.
2. Işık, şimşek parıltısı.
Senal :TürkçeKız“Sen al“ anlamında kullanılan bir ad.
Senar :FarsçaKızÂşık, seven kimse, yâr.
Senay :TürkçeKız“Sen aysın, ay gibi güzelsin“ anlamında kullanılan bir ad.
Senem :ArapçaKızbk. Sanem
Sengül :Türkçe +FarsçaKız“Sen gül gibi güzelsin“ anlamında kullanılan bir ad.
Sengün :TürkçeKız“Sen gündüz gibi aydınlık, güneş kadar parlaksın“ anlamında kullanılan bir ad.
Seniha :ArapçaKızSüs, bezek.
Sennur :Türkçe +ArapçaKız“Sen nur gibi güzel ve aydınlıksın“ anlamında kullanılan bir ad.
Sera :FarsçaKızSaray.
Seran :ArapçaKızIşıklı, parlak.
Serap :ArapçaKız1. Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanılması, ılgın.
2. Öteki dünya.
Seray :Farsça +TürkçeKızAy gibi güzel olanların başı, önde geleni.
Sercan :FarsçaKızSevgili, sevilen.
Serdil :FarsçaKızGönlü yüce olan kimse.
Seren :TürkçeKız1. Seren, yayan, döşeyen.
2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
Serengül :Türkçe +FarsçaKızSeren, yayan, döşeyen güzel.
Serfiraz :FarsçaKızBaşını yukarı kaldıran, yükselten, benzerlerinden üstün olan.
Sergül :FarsçaKızGüllerin, güzellerin en güzeli.
Sergün :Farsça +TürkçeKızGüzellerin önde geleni.
Serin :TürkçeKız1. Hafifçe soğuk.
2. Hoşgörülü, sabırlı.
Seringül :Türkçe +FarsçaKızHoşgörülü, sabırlı güzel.
Serma :FarsçaKızSoğuk.
Sermelek :Farsça +ArapçaKızMelek kadar güzel ve iyi olanların önde geleni.
Sermet :ArapçaKızSürekli ve sonsuz olma.
Sermin :TürkçeKızGüzel, kibar.
Sernaz :FarsçaKızÇok nazlı .
Sernevaz :FarsçaKızBaş okşayan, sevecen.
Sernur :Farsça +ArapçaKızIşık saçan güzellerin önde geleni.
Serpil :TürkçeKız“İyi geliş, büyü, güzelleş“ anlamında kullanılan bir ad.
Serpin :TürkçeKızYağmur.
Serra :ArapçaKızGenişlik, kolaylık.
Sertaç :Farsça +ArapçaKızBaş tacı, çok sevilen, sayılan kimse.
Sertap :FarsçaKızİnatçı, direngen, asi.
Servet :ArapçaKızZenginlik, varlık.
Servi :FarsçaKız1. Akdeniz bölgesinde çok yetişen, yapraklarını dökmeyen, ince, uzun bir ağaç.
2. Uzun boylu.
Servinaz :FarsçaKız1. Dalları yana sarkan servi.
2. Uzun boylu sevgili.
Seval :TürkçeKız“Severek al“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevan :TürkçeKız“Severek hatırla“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevay :TürkçeKız“Güzel sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevcan :Türkçe +FarsçaKız“Gönülden sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevda :ArapçaKız1. Aşk, sevgi.
2. İstek, heves, arzu.
3. Aşırı sevgiden doğan bir tür hastalık.
Sevdakâr :FarsçaKızSevdalı, âşık.
Sevde :ArapçaKız1. Siyahlık, esmerlik.
2. Esmer güzeli.
Sevdiye :TürkçeKızTürkçe “sevdi“ sözüne yanlış olarak Arapça dişillik eki getirilerek elde edilen bir ad.
Seven :TürkçeKızSevgi duyan, sevgi dolu kimse, tutkun, âşık.
Sevenay :TürkçeKızSeven güzel.
Sevencan :Türkçe +FarsçaKızGönülden seven kimse.
Sevengül :Türkçe +FarsçaKızSevgi duyan güzel.
Sevengün :TürkçeKızSevgi duyan aydın kimse.
Sever :TürkçeKızSevgi duyan, seven.
Severcan :Türkçe +FarsçaKızYürekten seven kimse.
Sevgen :TürkçeKızSeven, sevgi dolu olan.
Sevgi :TürkçeKızBir şeye veya bir kimseye karşı duyulan sevme duygusu.
Sevgican :Türkçe +FarsçaKızGönülden gelen sevgi.
Sevgihan :TürkçeKızSevilen hükümdar.
Sevgili :TürkçeKızSevgi ve bağlılık duyulan, sevilen.
Sevgim :TürkçeKız“Sevdiğim, sevgilim, sevgi duyduğum“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevginaz :Türkçe +FarsçaKızSevmekte nazlanan kimse.
Sevginur :Türkçe +ArapçaKızSevgisiyle ışık saçan kimse.
Sevgisun :TürkçeKız“Sevgi, dostluk göster“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevgül :Türkçe +FarsçaKız“Güzel olanı sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevgür :TürkçeKızÇok seven.
Sevi :TürkçeKızAşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk.
Sevil :TürkçeKız“Her zaman sevilen, beğenilen biri ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevilay :TürkçeKızSevilen güzel.
Sevilcan :Türkçe +FarsçaKız“Yürekten sevil“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevilen :TürkçeKızSevgi duyulan, beğenilen kimse.
Sevilsen :TürkçeKız“Sevil, beğenil“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevim :TürkçeKız1. Sevgi.
2. Bir kimsede bulunan ve o kimseyi başkalarına sevdiren özellik.
Sevimgül :Türkçe +FarsçaKızGüzel sevgisi.
Sevin :TürkçeKız“Sevinç duy, hep neşeli ve sevinçli ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevinay :TürkçeKız“Güzeli sevin“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevinç :TürkçeKızİstenilen şeye ulaşmaktan doğan büyük coşku, hoşnutluk duygusu.
Sevkal :TürkçeKız“Her zaman sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevkan :TürkçeKız“Sevmeye doy“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevnaz :Türkçe +FarsçaKız“Nazlanarak sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevnur :Türkçe +ArapçaKız“Aydınlığı, ışığı sev“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevsay :TürkçeKız“Sev ve saygı göster“ anlamında kullanılan bir ad.
Sevsevil :TürkçeKız“Her zaman sev ve sevil“ anamında kullanılan bir ad.
Sevtap :TürkçeKızTapılacak kadar sevilen kimse.
Seyfiye :ArapçaKız1. Kılıçla ilgili, askerliğe ait.
2. Kılıç biçiminde.
3. Asker zümresi.
Seyhan :ArapçaKızIrmaklar.
Seylân :ArapçaKızAkma, akış.
Seylâp :Arapça +FarsçaKızSel, sel suyu, taşkın.
Seyran :ArapçaKızGezme, bakıp seyretme.
Seyyal :ArapçaKızAkıcı, akan, akışkan.
Seyyare :ArapçaKız1. Gezegen.
2. Kervan, kafile.
Seyyide :ArapçaKızSaygın, muhterem kadın.
Seza :FarsçaKızUygun, yaraşır, bir şeye değer.
Sezal :TürkçeKızSezgili kimse.
Sezan :TürkçeKız“Sezerek an, hatırla“ anlamında kullanılan bir ad.
Sezay :TürkçeKız“Güzeli sez, tanı“ anlamında kullanılan bir ad.
Sezek :TürkçeKızDuygulu, hassas, anlayışlı.
Sezel :TürkçeKızbk. Sezal
Sezen :TürkçeKızDuyan, hisseden, anlayan, sezgili.
Sezer :TürkçeKızDuygulu, hisli, anlayışlı.
Sezgen :TürkçeKızSezgili, hisseden, duyan.
Sezgi :TürkçeKızSezme, anlama yeteneği, seziş.
Sezgin :TürkçeKızSezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Sezin :TürkçeKızSezme, duyma, anlama.
Sıddıka :ArapçaKız1. Çok doğru, yalan söylemeyen.
2. Hz. Ayşe’nin lakabı.
3. Hz. Meryem’in lakabı.
Sıdıka :ArapçaKızbk. Sıddıka
Sıdkıye :ArapçaKızİçi, yüreği temiz, doğru kimse.
Sıla :ArapçaKızDoğup büyüdüğü yere gidip ayrı kaldığı yakınlarına kavuşma.
Sırga :TürkçeKızKüpe.
Sırma :TürkçeKız1. Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel.
2. Sarı ve güzel saç.
Sırmahan :TürkçeKızSarı ve güzel saçlı güzel.
Sırriye :ArapçaKızSır saklamasını bilen kimse.
Sıtkıye :ArapçaKızbk. Sıdkıye
Sıylıkız :TürkçeKızSevimli, hoş kız.
Sibel :TürkçeKızl. Buğday başağı.
2. Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.
Sidre :ArapçaKız1. Cennetteki son ağaç.
2. İnsanoğlunun bilim ve sanatta ulaşabileceği son nokta.
Sili :TürkçeKız1. Temiz, pak.
2. İffetli, erdemli.
Sim :FarsçaKızl. Gümüş.
2. Gümüş para.
3. Gümüş gibi parlak ve beyaz.
Sima :FarsçaKız1. Yüz, çehre, beniz.
2. Kimse, insan, tip.
Simay :Farsça +TürkçeKızGümmüş gibi parlak güzel.
Simayişems :Farsça +ArapçaKızYüzü güneş gibi aydınlık olan.
Simber :FarsçaKızGümüş gibi beyaz göğüslü.
Simden :Farsça +TürkçeKızGümüşten yapılmış gibi, güzel ve parlak.
Simge :TürkçeKızİşaret, sembol.
Simhan :Farsça +TürkçeKızGümüş gibi parlak olan.
Simin :FarsçaKızGümüşten, gümüş gibi, gümüşe benzeyen, parlak, ışıltılı.
Simruy :FarsçaKızGümüş yüzlü, gümüş gibi parlak, ışıltılı yüzü olan.
Simten :FarsçaKızTeni gümüş gibi güzel, parlak olan.
Simüzer :FarsçaKızAltın ve gümüş gibi parlak ve değerli olan.
Sincan :TürkçeKız1. Gülgillerden, Doğu Anadolu Bölgesinde yetişen, kırmızı veya kan kırmızısı renkte çiçekleri olan çok yıllık kokulu bir bitki.
2. Uygur Özerk Bölgesinin Çince'deki adı.
Sine :FarsçaKız1. Göğüs.
2. Gönül, yürek.
3. İç, derinlik.
Sinem :Farsça +TürkçeKız“Gönlüm, yüreğim, çok sevdiğim“ anlamında kullanılan bir ad.
Sirap :FarsçaKız1. Suya kanmış.
2. Taze, körpe.
Siren :Fr.KızÜst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı.
Siret :ArapçaKız1. Bir kimsenin ahlakı, karakteri, kişiliği, davranışı.
2. Gidiş, tarz.
Sitare :FarsçaKız1. Yıldız.
2. Talih, baht, kader.
Sitti :ArapçaKızHanım, kadın.
Siva :ArapçaKızBaşka, gayrı, özge.
Solmaz :TürkçeKızHer zaman taze, körpe ve genç olan.
Somay :TürkçeKızAy gibi kusursuz, eksiksiz olan güzel.
Somnur :Türkçe +ArapçaKızAydınlık, nurlu.
Sonat :Fr.KızBir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik yapıtı.
Sonay :TürkçeKızSon çocuk.
Sonbahar :Türkçe +FarsçaKızKıştan önceki mevsim, güz.
Sonel :TürkçeKızSon doğan çocuk.
Songül :Türkçe +FarsçaKızSon doğan kız çocuk.
Sonol :TürkçeKızArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
Sonsuz :TürkçeKızSonu olmayan, sürecek olan, ebedî.
Sonuç :TürkçeKız1. Bir olayın oluşturduğu başka bir olay veya durum.
2. Öz, özet.
Sonver :TürkçeKızSon olması istenen çocuklara verilen bir ad.
Soyhan :TürkçeKızHan soyundan gelen kimse.
Soykan :TürkçeKızAsil, soylu kimse.
Sönmez :TürkçeKızParlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı.
Sönmezay :TürkçeKızParlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı olan kimse.
Sözen :TürkçeKızGüzel konuşan, söylev veren, hatip.
Su :TürkçeKızCanlıların yaşamında önemli bir yeri olan, rengi, tadı, kokusu olmayan sıvı.
Suat :ArapçaKızMutlu.
Suay :TürkçeKızSu gibi saf ve temiz kimse.
Subhiye :ArapçaKızbk. Suphiye
Sudan :TürkçeKızSu gibi güzel, berrak olan.
Sude :FarsçaKız1. Sürülmüş.
2. Boyanmış, sürmeli.
Sudiye :FarsçaKızYararlı, faydalı, kazançlı.
Sulbiye :ArapçaKızBirinin soyundan gelme.
Sulhiye :ArapçaKızBarışa özgü, barışla ilgili, barış.
Sultan :ArapçaKız1. Padişah, hükümdar.
2. Hükümdar ailesinden olan kadınlara verilen ad.
3. Sevilen, beğenilen, baş tacı edilen.
Sumer :Kızbk. Sümer
Sumru :ArapçaKızBir şeyin yüksek yeri, tepesi, üst tarafı.
Sun :ArapçaKız1. Yapma, yapış.
2. İş, yapıt.
3. Gün, etki.
4. T. Sunmak eyleminin emir biçimi.
Suna :TürkçeKız1. Bir tür yaban ördeği, erkek ördek.
2. Boylu, güzel, yakışıklı.
Sunar :TürkçeKız“Saygılı bir biçimde verir, takdim eder“ anlamında kullanılan bir ad.
Sunay :Arapça +TürkçeKızAy gibi parlak olan, parıltı veren.
Sungu :TürkçeKızArmağan, bağış, ihsan.
Sunu :TürkçeKız1. Armağan, hediye.
2. Sunulan, takdim edilen şey.
3. Geline verilen armağan.
Suphiye :ArapçaKızSabah vaktiyle, şafak ile ilgili.
Suzan :FarsçaKız1. Yakan, yakıcı.
2. Ateşli, coşkulu.
Suzidil :FarsçaKızGönül ateşi, gönül sıcaklığı.
Süeda :ArapçaKızKutlu, uğurlu insanlar.
Sühandan :FarsçaKızGüzel, iyi konuşan.
Süheylâ :ArapçaKızYumuşak huylu, sakin kadın.
Sükûn :ArapçaKız1. Erinç, huzur, rahat.
2. Durgunluk, dinginlik.
Sükût :ArapçaKızSessizlik, sakinlik.
Sülün :TürkçeKız1. Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş.
2. Uzun boylu, endamlı.
Sülünay :TürkçeKızUzun boylu, endamlı güzel.
Sülünbike :TürkçeKızUzun boylu, endamlı kadın.
Sümbül :FarsçaKızZambakgillerden, soğanla üretilen, 15-20 cm yükseklikte, çiçekleri kuvvetli kokulu ve türlü renkli, çok yıllık bir süs bitkisi.
Sümbülveş :FarsçaKızSümbüle benzeyen, sümbül gibi güzel.
Sümer :KızIV. bin yılın ikinci yarısında, aşağı Mezopotamya’da yaşamış olan bir kavim.
Sümeyra :ArapçaKızbk. Sümeyre
Sümeyre :ArapçaKız1. Meyve çağlası.
2. Kıvrılmış yaprak.
Sünbüle :ArapçaKız1. Başak.
2. Başak burcu.
3. Türk müziğinde bir makam.
Sündüs :ArapçaKızParlak renkli, çiçekli altın veya gümüş telle işlemeli, nakışlı dokunmuş ipek kumaş.
Süreyya :ArapçaKızÜlker yıldızı.
Sürmeli :TürkçeKız1. Gözleri sürme çekilmiş gibi güzel olan kimse.
2. Bir tür buğday.
Süsen :FarsçaKızÇiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi.
Süslü :TürkçeKızSüslenmiş, bezenmiş, süsleri olan, güzel.
Süveyda :ArapçaKızKalbin ortasında var olduğuna inanılan siyah benek.
Süveyde :ArapçaKızbk. Süveyda
Süzülay :TürkçeKız“Nazlan, süzül, nazlı nazlı salın“ anlamında kullanılan bir ad.
Şadan :FarsçaKızSevinçli, keyifli, hoşnut.
Şadıman :FarsçaKızSevinçli, neşeli.
Şadiye :Far +ArapçaKız1. Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı.
2. Güzel sesle şarkı okuyan, şiir söyleyen kadın.
Şaduman :FarsçaKızbk. Şadıman
Şafak :ArapçaKızGüneş doğmadan az önce beliren aydınlık.
Şafaknur :ArapçaKızŞafak aydınlığı.
Şafiye :ArapçaKızİyileştiren, iyi eden, şifa veren.
Şahamet :ArapçaKızbk. Şehamet
Şahane :FarsçaKızHükümdarlara yakışacak kadar güzel, eksiksiz olan.
Şahbanu :FarsçaKızHükümdar eşi, şah hanımı.
Şahdane :FarsçaKızİri inci tanesi.
Şahende :FarsçaKızMutlu, memnun.
Şaheser :FarsçaKız1. Değerli, üstün nitelikli.
2. Kalıcı, değerli, üstün yapıt.
Şahhanım :Farsça +TürkçeKızKadınların en güzeli.
Şahıgül :FarsçaKızGül dalı.
Şahika :ArapçaKızDağ tepesi, dağ doruğu, zirve.
Şahmelek :Farsça +ArapçaKızMelek gibi güzel olan.
Şahnaz :FarsçaKızÇok nazlı.
Şahnisa :FarsçaKız1. Hükümdar kadın.
2. Hükümdar karısı.
Şahnur :Farsça +ArapçaKızÇok güzel, çok parlak.
Şahsınur :ArapçaKızNurlu kişi, aydınlık kimse.
Şahvar :FarsçaKızİri ve iyi cins inci.
Şahver :FarsçaKızbk. Şahvar
Şaika :ArapçaKızİstekli, hevesli kimse.
Şaire :ArapçaKızKadın şair.
Şakar :TürkçeKız1. Şen, neşeli, şakrak.
2. Yiğit, cesur.
Şakayık :ArapçaKızBahçelerde yetiştirilen, pembe, kırmızı, alaca çiçekler açan, çok yıllık süs bitkisi.
Şakire :ArapçaKızŞükreden, durumundan memnun olan kimse.
Şamiha :ArapçaKız1. Yüksek, gösterişli.
2. Kibirli.
Şamile :ArapçaKızİçine alan, kapsayan.
Şan :ArapçaKızÜn, nam, şöhret.
Şanal :Arapça +TürkçeKız“Adın duyulsun, ünlü, şanlı bir insan ol” anlamında kullanılan bir ad.
Şansal :Arapça +TürkçeKız“İyi niteliklerinle ün kazan, şanın yayılsın“ anlamında kullanılan bir ad.
Şansel :ArapçaKızÇok tanınmış, çok ünlü kimse.
Şanser :Arapça +TürkçeKız“Şanını, yüceliğini göster“ anlamında kullanılan bir ad.
Şarika :ArapçaKızParlayan, parlak.
Şayan :FarsçaKızYakışır, yaraşır, uygun.
Şayegân :FarsçaKızYakışır, yaraşır.
Şaylan :TürkçeKız1. Çok övünen, gururlu kimse.
2. Sevinçli, neşeli.
Şaziment :FarsçaKızKimseye benzemeyen, farklı, tek, eşsiz.
Şaziye :FarsçaKızbk. Şadiye
Şebnem :FarsçaKızHavada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, çiy.
Şebnur :Farsça +ArapçaKızGecenin nuru, gecenin ışığı, aydınlığı.
Şefaat :ArapçaKızBirinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık.
Şefika :ArapçaKızŞefkatli, acıması olan, esirgeyici.
Şefkat :ArapçaKızSevecenlik, acıma ve sevgi duygusu.
Şehbal :FarsçaKızKuş kanadının en uzun tüyü.
Şehime :ArapçaKızAkıllı ve kurnaz.
Şehnaz :FarsçaKız1. Çok nazlı.
2. Türk müziğinin eski mürekkep makamlarından biri.
Şehrazat :FarsçaKızKendi kendine yaşayan, özgür.
Şehriban :FarsçaKızŞehrin büyüğü, ileri geleni.
Şehrinaz :FarsçaKızTürk müziğinin en eski makamlarından biri.
Şehriyâr :FarsçaKızPadişah, hükümdar.
Şehriye :FarsçaKız1. Şehirli, kentli.
2. Kibar, ince, nazik.
Şeker :FarsçaKızŞeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı.
Şekernaz :FarsçaKızÇok nazlanan güzel.
Şekerpare :FarsçaKız1. Çok tatlı bir kayısı türü.
2. Bir tür nakış.
3. Bir tür tatlı.
Şekibe :ArapçaKızSabırlı, dayanıklı, tahammüllü.
Şekime :ArapçaKızDayanma, dayanıklılık, karşı koyma.
Şekûre :ArapçaKızÇok şükreden.
Şelâle :ArapçaKızBüyük çağlayan.
Şemime :ArapçaKızGüzel kokan, güzel kokulu.
Şeminur :ArapçaKızMum ışığı, mum aydınlığı.
Şemsifer :Arapça +FarsçaKızGüneşin aydınlığı, parlaklığı.
Şemsinisa :ArapçaKızKadınların güneşi.
Şemsiye :ArapçaKızGüneşle ilgili, güneşe özgü, güneşlik.
Şen :TürkçeKızNeşeli, sevinçli.
Şenay :TürkçeKızCanlı, neşeli kimse.
Şencan :Türkçe +FarsçaKızCanlı, neşeli, hareketli yapısı olan kimse.
Şendağ :TürkçeKızÇok neşeli ve sevinçli olan.
Şendeniz :TürkçeKızSevinç ve neşeye boğulan, çok neşeli.
Şendil :TürkçeKızGüzel konuşan, tatlı dilli.
Şendoğan :TürkçeKızSevinçli, neşeli olarak dünyaya gelen.
Şengeldi :TürkçeKız“Güler yüzle, sevinçle geldi“ anlamında kullanılan bir ad.
Şengil :TürkçeKızİyi yürekli, hoşsohbet kimse.
Şengönül :TürkçeKızGönlü şen, sevinçli, mutlu kimse.
Şengül :Türkçe +FarsçaKızGüler yüzlü, hoşsohbet kimse.
Şengün :TürkçeKızNeşe ve mutluluk dolu gün.
Şeniz :TürkçeKızMutlu, sevinçli bir iz bırakan kimse.
Şenkal :TürkçeKız“Her zaman neşeli kal“ anlamında kullanılan bir ad.
Şennur :Farsça +ArapçaKızNeşeli ve mutlu insan.
Şenol :TürkçeKız“Her zaman neşeli mutlu ol“ anlamında kullanılan bir ad.
Şenöz :TürkçeKızİçinde mutluluk ve sevinç bulunan.
Şensu :TürkçeKızMıtlu, sevinçli ve su kadar temiz, berrak kimse.
Şenyer :TürkçeKızMutlu, sevinçli, neşe dolu kimse.
Şenyıl :TürkçeKızMutlu ve neşeli bir biçimde geçen yıl.
Şenyüz :TürkçeKızMutlu, neşeli, sevinçli yüzü olan kimse.
Şerbet :ArapçaKızTatlı içecek.
Şeref :ArapçaKızBüyüklük, ululuk, üstünlük.
Şerefnaz :Arapça +FarsçaKızBüyük, ulu, üstün ve nazlı kimse.
Şerefnur :ArapçaKızBüyük, ulu, üstün ve güzel kimse.
Şeremet :TürkçeKızÇalışkan, becerikli, eli çabuk kimse.
Şerife :ArapçaKız1. Şerefli, kutsal.
2. Soylu, temiz.
Şermende :FarsçaKızUtangaç, çok utanan, mahcup.
Şermin :FarsçaKızUtangaç, mahcup.
Şetaret :ArapçaKızNeşe, şenlik, sevinç.
Şevketfeza :Arapça +FarsçaKızBüyüklüğü artıran, heybet kazandıran.
Şevkidil :Arapça +FarsçaKızGönül neşesi, gönül sevinci.
Şevkinaz :Arapça +FarsçaKızNazlı ve neşeli.
Şevkinur :ArapçaKızSon derece aydın ve parlak.
Şevkiye :ArapçaKızŞevkli, neşeli, istekli.
Şevval :ArapçaKızHicri takvime göre yılın onuncu ayı, ilk üç günü Ramazan Bayramıdır.
Şeyda :FarsçaKızSevda nedeniyle aklını yitirmiş, çılgın.
Şeydagül :FarsçaKızSevgisi dolayısıyla çılgına dönmüş güzel.
Şeydanur :Farsça +ArapçaKızSevgisi nedeniyle çılgına dönmüş güzel.
Şeyma :ArapçaKız1. Çok kıymetli,değerli.
2. Vücudunda ben olan.
Şıray :TürkçeKızbk. Çıray
Şifa :ArapçaKızİyi olma, kurtulma.
Şiir :ArapçaKız1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi.
2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.
Şirin :FarsçaKızTatlı, sevimli, cana yakın.
Şirinbegim :Farsça +TürkçeKızSevimli, cana yakın kadın.
Şirinşah :FarsçaKızSevimli, cana yakın hükümdar.
Şive :FarsçaKızNaz, eda.
Şivekâr :FarsçaKızNazlı, edalı, işveli.
Şöhret :ArapçaKızÜn, san.
Şölen :Moğ.KızBir olayı kutlamak veya eğlenmek amacıyla yapılan yemekli toplantı.
Şule :ArapçaKızAlev, ateş alevi.
Şükran :ArapçaKızİyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık.
Şükriye :ArapçaKızİyilik bilen.
Şükûfe :FarsçaKızl. Açmamış çiçek, tomurcuk.
2. Süslemede çiçek motiflerine dayanan bir tarzın adı.

Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir.
(ENFÂL-22)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ