İsim | Kökeni | Cinsiyet | Anlamı |
---|---|---|---|
Örün : | Türkçe | Kız | 1. Açık renkli, beyazımsı. 2. Gökyüzünün açık, aydınlık durumu. 3. Çadırın tepesinde, aydınlanma için bırakılan açıklık. 4. Pencere. |
Öykü : | Türkçe | Kız | 1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay. 2. Hikâye |
Olcay : | Moğ. | Kız | 1. Baht, talih, şans. 2. Bahtlı, talihli. |
Özge : | Türkçe | Kız | 1. Başka. 2. Yabancı. 3. İyi, güzel. 4. Şakacı. 5. Cana yakın, sıcakkanlı. 6. Yürekli, gözü pek. |
Öget : | Türkçe | Kız | 1. Beğenilen, aranılan, övülen. 2. İyi, güzel. |
Örnek : | Türkçe | Kız | 1. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey. 2. Durumu ve niteliği benimsenmeye değer kimse. |
Ödül : | Türkçe | Kız | 1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat. 2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan. |
Özen : | Türkçe | Kız | 1. Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba. 2. İçerlek, en içeride olan. 3. İlk söz. 4. Birbirine yakın iki dağın arasındaki uzaklık, ara. 5. Dere, ırmak. |
Öz : | Türkçe | Kız | 1. Bir kimsenin benliği, manevi varlığı. 2. Bir şeyin temel ögesi. 3. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan. 4. Katıksız, arı. |
Önder : | Türkçe | Kız | 1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz. |
Öncel : | Türkçe | Kız | 1. Birine göre kendinden önce yerini tutmuş olan kimse. 2. Bizden önce yaşamış olanlar. |
Öge : | Türkçe | Kız | 1. Çok akıllı. 2. Yaşlı kimse. 3. Bir ulusun büyüğü, ileri geleni. 4. Hekim. 5. Ün, şöhret. |
Ören : | Türkçe | Kız | 1. Eski yapı veya kent kalıntısı. 2. Kent, şehir. 3. Köy. 4. Bitek ova. 5. Ormanlık yer. |
Olca : | Moğ. | Kız | 1. Ganimet. 2. Kadın esir. 3. Bolluk, bereket. |
Oya : | Türkçe | Kız | 1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik. |
Ongu : | Türkçe | Kız | 1. Gönül rahatlığı, mutluluk, sağlık. 2. Bayındırlık, gelişmişlik. |
Özbek : | Türkçe | Kız | 1. Güçlü, cesur, korkusuz kimse. 2. Orta Asya’da yaşayan bir Türk boyu ve bu boydan gelen kimse. |
Özün : | Türkçe | Kız | 1. Hakkıyla kazanılmış ün. 2. Şan. |
Onur : | Türkçe | Kız | 1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı değer, şeref. |
Özenç : | Türkçe | Kız | 1. İstek. 2. Gıpta, imrenme. |
Onat : | Türkçe | Kız | 1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay. 5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı. |
Oflaz : | Türkçe | Kız | 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar. |
Özgür : | Türkçe | Kız | 1. Kendi kendine karar verme, davranma, hareket etme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız. |
Oytun : | Türkçe | Kız | 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova. |
Özgü : | Türkçe | Kız | 1. Kutsal. 2. Özellikle birine veya bir şeye ait olan. |
Özgün : | Türkçe | Kız | 1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. 2. Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan. |
Oyalı : | Türkçe | Kız | 1. Oya ile süslenmiş. 2. Oya gibi güzel, zarif. |
Oguş : | Türkçe | Kız | 1. Oymak. 2. Hısım, akraba. 3. Bereket. |
Özlü : | Türkçe | Kız | 1. Özü, benliği olan. 2. İçten, gerçek. |
Özden : | Türkçe | Kız | 1. Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse. 2. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili. 3. Suların geçtiği yer, su geçidi. 4. Özsu. |
Özel : | Türkçe | Kız | 1. Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan. 2. Devlete değil, kişiye ait olan. 3. Her zaman görülenden, olağandan farklı, dikkate değer. |
Ortanca : | Türkçe | Kız | 1. Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan. 2. Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen. 3. Lati Taşkırangillerden, kırmızı, pembe veya mor renkli çiçeklerini yaz başında açan, gölgelik yerlerde yetiştirilen bir süs bitkisi. |
Örge : | Türkçe | Kız | 1. Yükselen, yukarı çıkan. 2. Yukarı, üst. 3. Herhangi bir yapıttaki süsleyici öge. |
Öğün : | Türkçe | Kız | 1. Zaman, vakit. 2. Kez, defa. 3. Önde, ileride olan. |
Özsan : | Türkçe | Kız | Adı duyulmuş, ünlü. |
Orman : | Türkçe | Kız | Ağaçlarla örtülü geniş alan. |
Okyanus : | Yun. | Kız | Ana karaları birbirinden ayıran büyük deniz. |
Özyurt : | Türkçe | Kız | Anayurt. |
Orgül : | Türkçe +Farsça | Kız | Ateş gibi kırmızı renkli gül. |
Özbal : | Türkçe | Kız | Balın özü gibi tatlı olan kimse. |
Okşan : | Türkçe | Kız | Benzeyen, andiran. |
Özbilek : | Türkçe | Kız | Bileği güçlü olan kimse. |
Olgun : | Türkçe | Kız | Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş insan. |
Özveri : | Türkçe | Kız | Bir amaç veya kişi için kendi yararlarından vazgeçme, fedakârlık. |
Özlem : | Kız | Bir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret. | |
Öğüt : | Türkçe | Kız | Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz. |
Övgü : | Türkçe | Kız | Birini veya bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı. |
Özsu : | Türkçe | Kız | Bitki ve hayvan dokularında bulunan sulara verilen ad. |
Öke : | Türkçe | Kız | bk. Öge |
Övgün : | Türkçe | Kız | bk. Övgül |
Övgünç : | Türkçe | Kız | bk. Övünç |
Öztuna : | Türkçe | Kız | bk. Tuna |
Özenir : | Türkçe | Kız | Çaba gösteren, en iyisini yapmaya çalışan kimse. |
Özdilek : | Türkçe | Kız | Candan dilenen dilek. |
Orkide : | Fr. | Kız | Çiçeklerinin güzelliği nedeniyle seralarda yetiştirilen değerli bir süs bitkisi. |
Öğüş : | Türkçe | Kız | Çok, fazla. |
Öniz : | Türkçe | Kız | Daha önce iz bırakmış olan, ünlü. |
Özderen : | Türkçe | Kız | Derli toplu kimse. |
Özbaşak : | Türkçe | Kız | Gerçek başak. |
Özselen : | Türkçe | Kız | Gerçek haber. |
Özaltan : | Türkçe | Kız | Gerçek hükümdar olan kimse. |
Özkut : | Türkçe | Kız | Gerçek kut, mutluluk. |
Öznil : | Türkçe +Farsça | Kız | Gerçek nil. |
Özpetek : | Türkçe | Kız | Gerçek petek. |
Özpınar : | Türkçe | Kız | GErçek pınar. |
Özcanan : | Türkçe +Farsça | Kız | Gerçek sevgili olan. |
Öziş : | Türkçe | Kız | Gerçektem eş olan kimse. |
Özbilge : | Türkçe | Kız | Gerçekten bilgili olan kimse. |
Özcan : | T +Farsça | Kız | Gerçekten dost olan kimse. |
Özinan : | Türkçe | Kız | Gerçekten inançlı olan kimse. |
Özil : | Türkçe | Kız | Gerçekten o memleketten olan kimse. |
Özdeş : | Türkçe | Kız | Her türlü nitelik bakımından eşit olan, benzer olan. |
Oylum : | Türkçe | Kız | İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. |
Özsevi : | Türkçe | Kız | İçten gelen sevgi. |
Öngül : | Türkçe +Farsça | Kız | İlk çocuğa verilen bir ad. |
Oyaçiçek : | Türkçe | Kız | İnce, kibar, nazik kız. |
Özüm : | Türkçe | Kız | Kardeş gibi sevilip tutulan kimse. |
Özbilir : | Türkçe | Kız | Kendini bilen kimse. |
Özgünel : | Türkçe | Kız | Kendisine has becerileri olan kimse. |
Özgüney : | Türkçe | Kız | Kendisine has nitelikleri olan güzel. |
Özengül : | Türkçe +Farsça | Kız | Kendisine özen gösteren güzel kadın. |
Özenli : | Türkçe | Kız | Kendisine özen gösteren kimse. |
Oskay : | Türkçe | Kız | Neşeli, mutlu. |
Önay : | Türkçe | Kız | Ocak ayında doğan. |
Oluş : | Türkçe | Kız | Oluşma, meydana gelme, varlık kazanma. |
Öner : | Türkçe | Kız | Önde gelen, başta gelen kimse. |
Öney : | Türkçe | Kız | Önde olan, önde gelen, üstün. |
Övgül : | Türkçe | Kız | Övülmeye değer, nitelikli kimse. |
Övünç : | Türkçe | Kız | Övünmeye yol açan, övünülecek şey. |
Özenay : | Türkçe | Kız | Özen gösteren kimse. |
Özsel : | Türkçe | Kız | Özle ilgili, öze ilişkin. |
Özler : | Türkçe | Kız | Özlem duyan, kavuşmak isteyen kimse. |
Özlenen : | Kız | Özlem duyulan, kavuşmak istenilen, sevilen kimse. | |
Özleyiş : | Türkçe | Kız | Özleme, özlem duygusu. |
Özaltın : | Türkçe | Kız | Özü altın gibi değerli olan kimse. |
Özay : | Türkçe | Kız | Özü ay gibi temiz, parlak, aydınlık olan kimse. |
Özdal : | Türkçe | Kız | Özü dal gibi nazik ve zarif oaln kimse. |
Özgen : | Türkçe | Kız | Özü geniş, rahat, sakin kimse. |
Özgülay : | Türkçe +Farsça | Kız | Özü gül gibi olan güzel. |
Özgül : | Türkçe +Farsça | Kız | Özü gül gibi olan. |
Özgüneş : | Türkçe | Kız | Özü güneş gibi parlak ve aydınlık olan kimse. |
Özipek : | Türkçe | Kız | Özü ipek gibi saf ve dürüst olan kimse. |
Öznur : | Türkçe +Arapça | Kız | Özü ışıklı, aydınlık kimse. |
Özmen : | Türkçe | Kız | Özü sağlam, iyi kişilikli kimse. |
Özan : | Türkçe | Kız | Özü temiz kimse. |
Özaydın : | Türkçe | Kız | Özü temiz, aydınlık kimse. |
Özak : | Türkçe | Kız | Özü temiz, doğru kimse. |
Özbilen : | Türkçe | Kız | Özünü bilen, kendisini tanıyan kimse. |
Özaytan : | Türkçe | Kız | Sabahın ilk vakitleri gibi aydınlık ve parlak olan. |
Ötleğen : | Türkçe | Kız | Sığırcığa benzeyen ötücü bir kuş. |
Özdener : | Türkçe | Kız | Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse. |
Öşme : | Türkçe | Kız | Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak. |
Özten : | Türkçe | Kız | Teni düzgün olan. |
Örfiye : | Arapça | Kız | Törelerle, âdetlerle ilgili. |
Onay : | Türkçe | Kız | Uygun bulma, onaylama. |
Ölmez : | Türkçe | Kız | Uzun ömürlü. |
Ömürlü : | Arapça +Türkçe | Kız | Uzun yaşayan, uzun ömürlü. |
Örengül : | Türkçe +Farsça | Kız | Yaban gülü. |
Ömür : | Arapça | Kız | Yaşama, yaşayış, hayat. |
Özant : | Türkçe | Kız | Yeminine bağlı kimse. |
Özer : | Türkçe | Kız | Yiğit, doğru kimse. |
Övül : | Türkçe | Kız | “Başarılarınla, iyi niteliklerinle kendini beğendir, övgü kazan“ anlamında kullanılan bir ad. |
Övün : | Türkçe | Kız | “Başarılarınla, iyi niteliklerinle kendini yücelt“ anlamında kullanılan bir ad. |
Özben : | Türkçe | Kız | “Gerçekten ben“ anlamında kullanılan bir ad. |
Özgülüm : | Türkçe +Farsça | Kız | “Gerçekten gül gibi güzel olanım“ anlamında kullanılan bir ad. |
Ogül : | Türkçe +Farsça | Kız | “O, gül gibi güzeldir“ anlamında kullanılan bir ad. |
Özlen : | Türkçe | Kız | “Özlenecek kadar sevilen kişi ol“ anlamında kullanılan bir ad. |
Özal : | Türkçe | Kız | “Özünü al, gerçeğini al“ anlamında kullanılan bir ad. |
Özbil : | Türkçe | Kız | “Özünü bil, aslını tanı“ anlamında kullanılan bir ad. |
Önal : | Türkçe | Kız | “Üstün gel, başta ol“ anlamında kullanılan bir ad. |