İsim | Kökeni | Cinsiyet | Anlamı |
---|---|---|---|
Macide : | Arapça | Kız | Şan ve şeref sahibi kimse. |
Madelet : | Arapça | Kız | Adalet, doğruluk. |
Mağfiret : | Arapça | Kız | Allah’ın, kullarının günahlarını bağışlaması. |
Mahbube : | Arapça | Kız | Sevilen, sevilmiş, sevgili. |
Mahçiçek : | Far +Türkçe | Kız | Ayçiçeği |
Mahfer : | Farsça | Kız | Ay aydınlığı, ay ışığı. |
Mahınev : | Farsça | Kız | Yeni ay, ayça, hilal. |
Mahinur : | Farsça +Arapça | Kız | Işıklı ay. |
Mahire : | Arapça | Kız | Hünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse. |
Mahizar : | Farsça | Kız | Ayın çok olduğu gece. |
Mahizer : | Farsça | Kız | bk. Mahizar |
Mahmude : | Arapça | Kız | Övülmüş, övülmeye değer. |
Mahmure : | Arapça | Kız | 1. Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Uyku basmış göz, baygın göz. |
Mahnur : | Farsça +Arapça | Kız | bk. Mahinur |
Mahpare : | Farsça | Kız | bk. Mehpare |
Mahperi : | Farsça | Kız | Ay gibi, peri kadar güzel. |
Mahpeyker : | Farsça | Kız | Ay yüzlü, güzel. |
Mahru : | Farsça | Kız | Ay yüzlü, yüzü ay gibi olan güzel. |
Mahrur : | Arapça | Kız | Hararetli, ateşli. |
Mahsure : | Arapça | Kız | Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş. |
Mahten : | Farsça | Kız | Ay gibi beyaz, ışıklı, parlak teni olan. |
Maide : | Arapça | Kız | 1. Yemek, ziyafet. 2. Üzerinde yemek bulunan sofra. 3. Kur’an-ı Kerim'in bir suresinin adı. |
Makbule : | Arapça | Kız | 1. Kabul olunmuş, alınmış. 2. Beğenilen, hoş karşılanan. |
Maklûbe : | Arapça | Kız | Ters çevrilmiş, devrilmiş. |
Maksude : | Arapça | Kız | Ulaşılması istenen şey, istek, emel. |
Maksume : | Arapça | Kız | Taksim edilmiş, bölünmüş. |
Maksure : | Arapça | Kız | 1. Kısaltılmış. 2. Alıkonulmuş. 3. Bir şeye ayrılmış. |
Malike : | Arapça | Kız | Bir şeye sahip, bir şeyi olan. |
Manolya : | Fr. | Kız | Çok iri, beyaz çiçekler açan, yaprakları almaşık, parlak yeşil renkte süs bitkisi. |
Mansure : | Arapça | Kız | Allah’ın yardımıyla üstün gelen, galip gelen. |
Maral : | Moğ. | Kız | bk. Meral |
Marifet : | Arapça | Kız | Beceriklilik, el uzluğu. |
Martı : | İt. | Kız | Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı. |
Marufe : | Arapça | Kız | 1. Herkesçe bilinen, tanınmış, belli. 2. Ünlü. |
Marziye : | Arapça | Kız | Hoşa giden, beğenilen. |
Masume : | Arapça | Kız | 1. Günahsız, suçsuz. 2. Küçük çocuk. 3. Temiz, saf. |
Maşuka : | Arapça | Kız | Sevilen, sevilmiş kimse. |
Mavi : | Arapça | Kız | Gökyüzünün rengi. |
Mavisel : | Arapça | Kız | Sel gibi coşkun, coşkulu olan. |
Maviş : | Türkçe | Kız | Mavi gözlü, sarışın kız. |
Maya : | Farsça | Kız | 1. Asıl, öz, kendi, yaradılış. 2. İktidar, güç. 3. Bilgi. 4. Para, mal. 5. Dişi deve. 6. Uzun hava, türkü. |
Mazlume : | Arapça | Kız | 1. Sessiz, sakin, yumuşak kimse. 2. Zulüm görmüş kimse. |
Mebruke : | Arapça | Kız | 1. Kutlanacak kimse, tebriğe layık kadın. 2. Kutlu. |
Mebrure : | Arapça | Kız | Hayırlı, beğenilmiş, makbul. |
Mebuse : | Arapça | Kız | 1. Gönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili. |
Mecide : | Arapça | Kız | 1. Büyük, ulu. 2. Şan ve şeref sahibi. |
Medar : | Arapça | Kız | 1. Dayanak, yardımcı. 2. Neden, sebep, vasıta. |
Medide : | Arapça | Kız | Uzun, uzun süren. |
Mediha : | Arapça | Kız | Övülen, beğenilen kadın. |
Medine : | Arapça | Kız | 1. Kent, şehir. 2. Hicaz’da Hz. Muhammed’in türbesinin bulunduğu şehir. |
Mefharet : | Arapça | Kız | 1. Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey. |
Mefkûre : | Arapça | Kız | Ülkü, ideal. |
Meftune : | Arapça | Kız | 1. Gönül vermiş, tutkun. 2. Hayran olmuş, şaşırmış. |
Mehabet : | Arapça | Kız | 1. Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı. 2. Büyüklük, ululuk, yücelik. |
Mehcure : | Arapça | Kız | 1. Bırakılmış, unutulmuş. 2. Uzaklaşmış, ayrılmış. |
Mehdiye : | Arapça | Kız | Doğru yolu bulan, hidayete eren. |
Mehir : | Farsça | Kız | Ay. |
Mehlika : | Farsça +Arapça | Kız | Ay parçası, çok güzel kadın. |
Mehru : | Farsça | Kız | Ay yüzlü güzel. |
Mehtap : | Farsça | Kız | 1. Ay ışığı. 2. Dolunay. |
Mehtiye : | Arapça | Kız | bk. Mehdiye |
Mehveş : | Farsça | Kız | Ay gibi güzel kadın. |
Melâhat : | Arapça | Kız | Güzellik, yüz güzelliği. |
Melda : | Arapça | Kız | Çok genç, körpe. |
Melek : | Arapça | Kız | 1. Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık. 2. Terbiyeli, uysal kimse. |
Meleknaz : | Arapça +Farsça | Kız | Terbiyeli, uysal, nazlı kadın. |
Meleknur : | Arapça | Kız | Terbiyeli, uysal, güzel kadın. |
Melekper : | Arapça +Farsça | Kız | Melek kanatlı. |
Melekru : | Arapça +Farsça | Kız | Melek yüzlü. |
Meliha : | Arapça | Kız | Güzel, şirin, sevimli. |
Melike : | Arapça | Kız | 1. Kadın hükümdar. 2. Padişah karısı. |
Melis : | Rum. | Kız | 1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu. |
Melisa : | Rum. | Kız | bk. Melis |
Meliz : | Kız | bk. Melis. | |
Melodi : | Fr. | Kız | Belli bir kurala göre yaratılan, kulağa hoş gelen ses dizisi. |
Meltem : | Türkçe | Kız | Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı. |
Melûl : | Arapça | Kız | 1. Usanmış, bıkmış. 2. Hüzünlü, mahzun. |
Memduha : | Arapça | Kız | Övülmüş, övülecek. |
Memnune : | Arapça | Kız | 1. Sevinmiş, sevinçli. 2. Razı olan, kabul eden. |
Menekşe : | Farsça | Kız | Mor renkli, güzel kokulu çiçekler açan, çok yıllık otsu bir bitki. |
Menevşe : | Farsça | Kız | bk. Menekşe |
Mengli : | Türkçe | Kız | Benli, beni olan. |
Mengûş : | Farsça | Kız | Küpe. |
Mengü : | Türkçe | Kız | Ölümsüz, sonsuz, ebedîleştirilmiş. |
Mensure : | Arapça | Kız | Saçılmış, dağılmış. |
Menşure : | Arapça | Kız | Dağıtılmış, yayılmış, neşrolunmuş. |
Menzure : | Arapça | Kız | 1. Adanmış, söz verilmiş. 2. Adak olarak belirtilmiş. |
Meral : | Moğ. | Kız | Geyik, ceylan. |
Meram : | Arapça | Kız | İstek, niyet, amaç. |
Mercan : | Arapça | Kız | 1. Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan. 2. Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde. 3. Açık kırmızı renkte bir balık türü. |
Mergube : | Arapça | Kız | Sevilen, beğenilen, aranılan. |
Meriç : | Türkçe | Kız | Kuş iskeleti. |
Merih : | Arapça | Kız | 1. Ateş rengi. 2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri. |
Merve : | Arapça | Kız | 1. Çakıl taşı. 2. Mekke’de hacıların yedi kez gidip geldikleri kutsal dağın adı. |
Meryem : | Arapça | Kız | 1. Peygamber İsa’nın annesi. 2. Dindar kadın. 3. İbr. İsyan, ayaklanma. |
Merziye : | Arapça | Kız | bk. Marziye |
Merzuka : | Arapça | Kız | 1. Mutlu. 2. Rızkı verilmiş. |
Mesadet : | Arapça | Kız | Mutluluk, kutluluk. |
Meserret : | Arapça | Kız | Sevinç, şenlik. |
Mesrure : | Arapça | Kız | Sevinmiş, memnun. |
Mestinaz : | Farsça | Kız | Çok nazlı, naz sarhoşu. |
Mesture : | Arapça | Kız | 1. Örtülü, kapalı, gizli. 2. Açık saçık gezmeyen nazlı kadın. |
Mesude : | Arapça | Kız | Mutlu, sevinçli, bahtiyar. |
Mesure : | Arapça | Kız | Rivayet yoluyla öğrenilmiş olan ünlü, önemli haber. |
Meşale : | Arapça | Kız | 1. Ucunda alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan aydınlatmaya yarayan değnek. 2. Herhangi bir konuda ışık tutan kimse, önder. |
Meşkûre : | Arapça | Kız | 1. Beğenilmiş, övülmüş. 2. Teşekkür edilmeye değer olan. |
Methiye : | Arapça | Kız | 1. Övgü. 2. Birini veya bir şeyi övmek için yazılmış şiir. |
Metine : | Arapça | Kız | Sağlam, dayanıklı, güçlü. |
Meva : | Arapça | Kız | Sığınacak yer, yurt, mesken. |
Mevcude : | Arapça | Kız | 1. Var olan, bulunan. 2. Hazır olan, hazır bulunan. |
Mevhibe : | Arapça | Kız | Allah vergisi, ihsan, bağış. |
Mevlide : | Arapça | Kız | 1. Doğma, dünyaya gelme. 2. Doğulan zaman. |
Mevlûde : | Arapça | Kız | 1. Yeni doğmuş bebek. 2. Doğulan zaman veya yer. |
Mevlüde : | Arapça | Kız | bk. Mevlide. |
Mevsim : | Arapça | Kız | Yılın, iklim koşulları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri. |
Mevzune : | Arapça | Kız | 1. Biçimli, yakışıklı. 2. Güzel. |
Meyil : | Arapça | Kız | 1. Eğimli, eğiklik. 2. Sevme, tutulma. 3. Gönül akışı. |
Meymune : | Arapça | Kız | Uğurlu, bereketli, kutlu. |
Meyransa : | Türkçe | Kız | Mihrinisa adının bozulmuş biçimi. |
Meyyal : | Arapça | Kız | 1. Çok istekli, düşkün. 2. Eğilen, meyleden. |
Mezide : | Arapça | Kız | Ziyadeleşmiş, artmış, büyümüş. |
Meziyet : | Arapça | Kız | Bir kişiyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik. |
Mısır : | Arapça | Kız | 1. Bir tarım bitkisi ve taneli ürünü. 2. Afrika’da bir ülke. |
Mısra : | Arapça | Kız | Bir şiiri oluşturan dizelerden her biri. |
Mihine : | Farsça | Kız | Büyük, ulu. |
Mihman : | Farsça | Kız | Konuk, misafir. |
Mihri : | Farsça | Kız | Güneşle ilgili. |
Mihriban : | Farsça | Kız | Şefkatli, güler yüzlü, yumuşak huylu, dost. |
Mihrican : | Farsça | Kız | 1. Sonbahar. 2.İranlılarda bir bayram. |
Mihrimah : | Farsça | Kız | Güneş ile ay. |
Mihrinaz : | Farsça | Kız | Çok nazlı güzel. |
Mihrinisa : | Farsça +Arapça | Kız | 1. Kadınlığın güneşi. 2. Erdemli, nitelikli kadın. |
Mihrinur : | Farsça +Arapça | Kız | Gün ışığı, güneş ışığı. |
Mihrişah : | Farsça | Kız | Güneş gibi ışık saçan padişah. |
Mimoza : | Fr. | Kız | Sarı, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi. |
Mina : | Farsça | Kız | 1. Billur, şeffaf. 2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman. |
Mine : | Farsça | Kız | 1. Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. 2. İnce ve parlak nakış. 3. Çiçekleri başak durumunda, alacalı, mavi veya menekşe renginde, ıtırlı bir bitki. |
Minnet : | Arapça | Kız | İyilik yapana karşı duyulan teşekkür, gönül borcu. |
Mir : | Farsça | Kız | Baş, amir, bey. |
Miray : | Farsça +Türkçe | Kız | Ay gibi ışık saçan bey. |
Mircan : | Farsça | Kız | Gerçek dost olan değerli kimse. |
Mirhan : | Farsça | Kız | Kadın hükümdar. |
Mirnur : | Farsça +Arapça | Kız | Etrafına ışık saçan kadın hükümdar. |
Mirrih : | Arapça | Kız | bk. Merih |
Misal : | Arapça | Kız | 1. Örnek. 2. Benzer, eş. 3. Rüya, düş. 4. Masal. |
Misli : | Türkçe | Kız | Mis kokulu, güzel kokan. |
Miyase : | Farsça | Kız | Yarısı değerli taşlarla süslü bir tür taç. |
Moray : | Türkçe | Kız | Yüzü mor renkli olan. |
Morgül : | Türkçe +Farsça | Kız | Mor renkli gül. |
Muadelet : | Arapça | Kız | Denklik, eşitlik. |
Muallâ : | Arapça | Kız | 1. Yüksek, yüce. 2. Onuru yüksek olan kimse. |
Muammer : | Arapça | Kız | Ömür süren, yaşayan, yaşamış. |
Muarra : | Arapça | Kız | 1. Çıplak, soyulmuş. 2. Arı, temizlenmiş. |
Muattar : | Arapça | Kız | 1. Itırlı, güzel kokulu. 2. Bir tür lale. |
Muazzez : | Arapça | Kız | 1. Saygı duyulan, saygı ile karşılanan. 2. Değerli, kıymetli. |
Mubahat : | Arapça | Kız | Günah veya sevap olmayan işler. |
Mucide : | Arapça | Kız | Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden. |
Mucize : | Arapça | Kız | 1. Hayran bırakan, doğaüstü sayılan olay. 2. İnsan aklının alamayacağı olay. |
Muhabbet : | Arapça | Kız | 1. Sevgi. 2. Dostça konuşma. |
Muhaddere : | Arapça | Kız | Kapalı, örtülü, namuslu kadın. |
Muhibbe : | Arapça | Kız | Dost, sevgili. |
Muhlise : | Arapça | Kız | 1. Katkısız, halis. 2. İçten, samimi, dost canlısı. |
Muhsine : | Arapça | Kız | İyilikte, bağışta bulunan, ihsan eden. |
Muhterem : | Arapça | Kız | Saygıdeğer, saygın. |
Muhteşem : | Arapça | Kız | Gösterişli, görkemli. |
Muine : | Arapça | Kız | Yardım eden, yardımcı. |
Mukadder : | Arapça | Kız | Beğenilen, değeri bilinmiş, takdir olunmuş. |
Mukaddes : | Arapça | Kız | Kutsal, mübarek. |
Mukbile : | Arapça | Kız | Kutlu, mutlu. |
Mukime : | Arapça | Kız | Oturan, ikamet eden. |
Munise : | Arapça | Kız | 1. Cana yakın, sevimli. 2. Alışılan, alışmış. |
Musaffa : | Arapça | Kız | Temizlenmiş, arıtılmış. |
Muslihe : | Arapça | Kız | İyileştiren, düzelten, ıslah eden. |
Mutahhar : | Arapça | Kız | 1. Temizlenmiş, temiz. 2. Kutlu, kutsal, mübarek. |
Mutarra : | Arapça | Kız | 1. Taze. 2. Güzel kokulu. 3. Cilalı, parlak. |
Muteber : | Arapça | Kız | 1. Hatırı sayılan, saygın. 2. İnanılır, güvenilir. |
Mutena : | Arapça | Kız | Özenle, dikkatle seçilmiş. |
Mutia : | Arapça | Kız | 1. Boyun eğen, itaat eden. 2. Bağlı, sadık. 3. Rahat. |
Mutlu : | Türkçe | Kız | Mutluluğa ermiş olan, mesut. |
Mutluay : | Türkçe | Kız | Mutlu güzel. |
Muvahhide : | Arapça | Kız | Allah’ın birliğine inanan. |
Muvakkar : | Arapça | Kız | 1. Ağırbaşlı, vakarlı. 2. Ağırlanmış, saygı gösterilmiş. |
Muzaffer : | Arapça | Kız | Zafer kazanmış, üstün. |
Mübahat : | Arapça | Kız | Övünme, kendini övme. |
Mübareke : | Arapça | Kız | 1. Bereketli. 2. Uğurlu, hayırlı, kutlu. |
Mübeccel : | Arapça | Kız | Saygı gösterilmiş, yüceltilmiş, ulu. |
Müberra : | Arapça | Kız | Temize çıkmış, aklanmış. |
Mübeyyen : | Arapça | Kız | Ortaya çıkarılmış, açıklanmış, açıkça bildirilmiş. |
Mübine : | Arapça | Kız | 1. İyiyi ve kötüyü ayıran. 2. Açık, besbelli. |
Müceddet : | Arapça | Kız | Yenilenmiş. |
Mücellâ : | Arapça | Kız | Parlatılmış, parlak, cilalı. |
Mücessem : | Arapça | Kız | Cisim durumunda olan, cisimlenmiş, somut. |
Mücevher : | Arapça | Kız | Değerli süs eşyası. |
Müdrike : | Arapça | Kız | Anlama gücü. |
Müeddep : | Arapça | Kız | 1. Eğitilmiş, terbiye edilmiş, uslu. 2. Çok okumuş, bilgili. |
Müesser : | Arapça | Kız | Etkilenmiş, kendisine bir şey tesir etmiş olan. |
Müeyyet : | Arapça | Kız | 1. Güçlendirilmiş, sağlam. 2. Yardım gören. |
Müferrih : | Arapça | Kız | Ferahlık veren, iç açan. |
Müfide : | Arapça | Kız | 1. Anlatan, ifade eden, anlamlı. 2. Yararlı, faydalı. |
Müge : | Fr. | Kız | İnci çiçeği. |
Müheyya : | Arapça | Kız | Hazır. |
Mühibe : | Arapça | Kız | Korku ve saygı uyandıran. |
Müjde : | Farsça | Kız | Sevindirici haber. |
Müjgân : | Farsça | Kız | Kirpik, kirpikler. |
Mükâfat : | Arapça | Kız | 1. Ödül. 2. Sevindirici haber. |
Mükerrem : | Arapça | Kız | Saygıdeğer, sayılan, aziz. |
Mükevven : | Arapça | Kız | Meydana getirilmiş, yaratılmış. |
Mükrime : | Arapça | Kız | Konuksever, ikram eden, ağırlayan. |
Mülhime : | Arapça | Kız | İlham veren, içe doğduran, esinlendiren. |
Mümine : | Arapça | Kız | 1. Tanımış, iman etmiş. 2. İslam dinine inanmış, Müslüman. |
Mümtaze : | Arapça | Kız | 1. Ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. 2. Seçkin. |
Münciye : | Arapça | Kız | Kurtarıcı, kurtaran, önder. |
Münevver : | Arapça | Kız | 1. Aydınlatılmış, ışıklı, parlatılmış. 2. Aydın. |
Münibe : | Arapça | Kız | 1. Allah’a yönelen. 2. Güzel yağan, yararlı yağmur. 3. Bahar. |
Münife : | Arapça | Kız | Yüksek, ulu, büyük. |
Münime : | Arapça | Kız | Nimet veren, yedirip içiren. |
Münire : | Arapça | Kız | Nurlandıran, ışık veren, parlak. |
Münteha : | Arapça | Kız | Son, sonuç. |
Müren : | Türkçe | Kız | Irmak, nehir, akarsu. |
Müride : | Arapça | Kız | İsteyen, arzulayan. |
Mürşide : | Arapça | Kız | Doğru yolu gösteren, kılavuz. |
Mürüvvet : | Arapça | Kız | İnsanlık, cömertlik, iyilikseverlik. |
Müsemma : | Arapça | Kız | 1. Adlanmış, adlı, ismi olan. 2. Belirli zaman. |
Müsevver : | Arapça | Kız | Çevresine sur, duvar çevrilmiş, korunmuş. |
Müslime : | Arapça | Kız | İslam dininde olan, Müslüman. |
Müslüme : | Arapça | Kız | bk. Müslime |
Müstakime : | Arapça | Kız | 1. Doğru, düz. 2. Temiz, namuslu, doğru. |
Müstenire : | Arapça | Kız | Işık saçan, parlak. |
Müstesna : | Arapça | Kız | Benzerlerinden farklı, üstün, ayrı tutulan. |
Müşerref : | Arapça | Kız | Şereflendirilmiş, şerefli, onurlu. |
Müşfika : | Arapça | Kız | 1. Sevecen, şefkatli. 2. Acıyan. |
Müşküle : | Arapça | Kız | Güç, zor, çetin. |
Müveddet : | Arapça | Kız | Sevgi, muhabbet, dostluk. |
Müyesser : | Arapça | Kız | Kolaylıkla olan, kolay yapılan. |
Müzehher : | Arapça | Kız | Çiçekli, çiçek açmış. |
Müzeyyen : | Arapça | Kız | Süslenmiş, bezenmiş, süslü. |