06 Aralık 2024
5 Cemaziye'l-Ahir 1446
halveti
MENÜ
SOHBETLER HAZRET-İ MUHAMMED'IN
(S.A.V) HAYATI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM KUR'AN-I KERİM İLMİHAL İSLAM VE TOPLUM 40 HADİS HADİS-İ ŞERİFLER OSMANLICA SÖZLÜK RÜYA TABİRLERİ BEBEK İSİMLERİ ABDÜLKADİR BİLGİLİ
(SEBATİ) DİVANI
NİYAZİ MISRİ DİVANI HİKMETLİ SÖZLER KUR'AN-I KERİM ÖĞRENİYORUM KUR'AN-I KERİM (SESLİ ve YAZILI) SESLİ ARŞİV İLAHİLER KVKK ve GİZLİLİK POLİTİKASI
İSLAM ve TASAVVUF
TASAVVUFUN TARİFLERİ TASAVVUFUN DOĞUŞU TASAVVUFUN ANADOLU'YA GİRİŞİ HALVETİLİĞİN TARİHİ HALVETİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ HALVETİLİĞİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ HALVETİYYE SİLSİLESİ PİRLERİMİZİN HAYATLARI MEHMET ALİ İŞTİP (VAHDETİ) ABDÜLKADİR BİLGİLİ (SEBATİ) İBRAHİM GÜLMEZ(KANÂATÎ)
EHLİ - BEYT
EHL-İ BEYT KİMDİR? EHL-İ BEYTİ SEVMEK
RESÛLULLAH'I SEVMEKTİR
EHL-İ BEYT EMANETİ RESÛLULLAH'TIR EHL-İ BEYTİN HALİ NUH'UN GEMİSİ GİBİDİR EHL-İ BEYT OLMAK HEM NESEBİ HEMDE MEZHEBİDİR
ONİKİ İMAMLAR
HZ. İMAM ALİ K.A.V RA HZ. İMAM HASAN-I (MÜCTEBA) HZ. İMAM HÜSEYİN-İ (KERBELA) HZ. İMAM ZEYNEL ABİDİN HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR HZ. İMAM CAFER-İ SADIK HZ. İMAM MUSA-İ KAZIM HZ. İMAM ALİYYUL RIZA HZ. İMAM MUHAMMED CEVAD (TAKİ) HZ. İMAM ALİ HADİ (NAKİ) HZ. İMAM HASAN’UL ASKERİ HZ. İMAM MUHAMMED MEHDİ






D harfiyle başlayan kız bebek isimleri


KIZ BEBEK İSİMLERİ ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z

İsimKökeniCinsiyetAnlamı
Dal :TürkçeKız1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri.
2. Arka, sırt.
3. Kol.
Demet :Yun.Kız1. Bitki veya çiçek destesi.
2. Bağlanarak oluşturulmuş deste.
Devlet :ArapçaKız1. Büyük mutluluk.
2. Kut talih.
3. Büyük aşama, orun, mevki.
4. Toprak bütünlüğü ve siyasal örgütü olan bir ulusun oluşturduğu hukuksal varlık.
Derin :TürkçeKız1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş.
2. Yoğun.
3. İçten gelen.
Derya :FarsçaKız1. Deniz.
2. Çok bilgili, engin kimse.
3. Çok, pek çok.
Doğanay :TürkçeKız1. Doğan, dünyaya gelen kimse
2. Ayın ilk günleri.
Devran :ArapçaKız1. Dünya, felek.
2. Zaman.
3. Talih, yazgı.
Dilbaz :Türkçe +FarsçaKız1. Güzel söz söyleyen, göze hoş görünen.
2. Konuşmasıyla kandıran.
Dudu :FarsçaKız1. Hanım.
2. Abla.
3. Küçük kardeş.
Devin :TürkçeKız1. Hareket, kımıldanış.
2. Çaba, gayret.
Dirlik :TürkçeKız1. Huzur, erinç.
2. Yaşayış, sağlık, geçim.
Derman :FarsçaKız1. İlaç.
2. Çare.
3. Güç, kuvvet.
Dürefşan :Arapça +FarsçaKız1. İnci serpen.
2. İnci gibi söz söyleyeni
Deha :ArapçaKız1. İnsan zekâsının ulaşabileceği en yüksek aşama.
2. Dâhi.
Dikmen :TürkçeKız1. Koni biçiminde sivri tepe.
2. Dağların en yüksek yeri.
3. Yayla.
Duhan :ArapçaKız1. Kur'an-ı Kerim'de bir sure adı.
2. Duman.
Define :ArapçaKız1. Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler.
2. Değerli, önemli, az bulunur nitelikte kimse.
Dicle :ArapçaKız1. Ulu ırmak.
2. Anadolu'dan doğarak Irak'tan geçen, Fırat ile birleşerek Şattülarap adıyla Basra körfezine dökülen nehir.
Doğa :TürkçeKız1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü.
2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya.
3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
Deniz :TürkçeKız1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi.
2. Çok bol.
Değer :TürkçeKız1. Yüksek nitelik.
2. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse.
3. Bir şeyin önemini belirten ölçü, karşılık.
Döne :TürkçeKız1. “Bundan sonraki çocuklar erkek olsun“ anlamında kullanılan bir ad.
2. Karşı ziyarette bulunma.
Duduhan :Farsça +TürkçeKızAbla, kardeş.
Dehan :FarsçaKızAğız.
Dolunay :TürkçeKızAyın bütün olarak ve parlak göründüğü dönemi.
Diba :FarsçaKızBir tür süslü ipek kumaş.
Dildar :FarsçaKızBirinin gönlünü almış, sevgili.
Daye :FarsçaKızbk. Daya
Dilman :TürkçeKızbk. Dilmen.
Düri :ArapçaKızbk. Düriye
Dolun :TürkçeKızbk. Tolun
Duru :TürkçeKızBulanık olmayan, temiz, berrak, saf.
Diclehan :Arapça +TürkçeKızBüyük ırmak gibi çağlayan, çalışıp çaba gösteren hükümdar.
Daya :FarsçaKızÇocuğa bakan dadı, sütnine, taya.
Deryanur :Farsça +ArapçaKızÇok güzel, çok parlak olan.
Defne :Yun.KızDefnegillerden, yaprakları güzel kokulu, kış yaz yeşil kalan bir ağaç.
Deste :FarsçaKızDemet, tutam, bağlam.
Deren :TürkçeKızDerleyen, toplayan.
Dilmen :TürkçeKızDil bilen, güzel söz söyleyen.
Dilek :TürkçeKızDilenen, istenen şey.
Doğanbike :TürkçeKızDoğan, dünyaya gelen ız.
Dönüş :TürkçeKızDönme işi, dönme.
Devrim :TürkçeKızDünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.
Duygun :TürkçeKızDuygulu, hassas.
Duysal :TürkçeKızDuymakla, hissetmekle ilgili olan.
Duşize :FarsçaKızEl değmemiş kız.
Denizhan :TürkçeKızEski Türklerde deniz Tanrısı.
Dila :FarsçaKızEy gönül!
Dilâ :FarsçaKızEy gönül.
Dilfiruz :FarsçaKızGönle ferahlık veren, sevindiren.
Dilber :FarsçaKızGönlü alıp götüren güzel.
Dilay :Farsça +TürkçeKızGönlü aydınlatan ay gibi güzel.
Dilferah :FarsçaKızGönlü ferah, sevinçli.
Dilfeza :FarsçaKızGönlü genişleten, gönlü artıran.
Dilşat :FarsçaKızGönlü hoş, sevinçli.
Dilhuş :FarsçaKızGönlü hoş, yüreği rahat.
Dilâşup :FarsçaKızGönlü karıştıran, gönül çalan güzel.
Dilnur :Farsça +ArapçaKızGönlü nurlu.
Dilsafa :Farsça +ArapçaKızGönlü şen, rahat, dertsiz.
Dilşen :Farsça +TürkçeKızGönlü şen, sevinçli.
Dilfigâr :FarsçaKızGönlü yaralı olan, âşık.
Dilsitan :FarsçaKızGönül alan güzel.
Dilâra :FarsçaKızGönül alan, gönül okşayan, gönlü dinlendiren.
Dilşikâr :FarsçaKızGönül avlayan.
Dilbent :FarsçaKızGönül bağı, gönül bağlayan.
Dilbeste :FarsçaKızGönül bağlamış, âşık.
Dilhayat :Farsça +ArapçaKızGönül canlılığı.
Dilbaz :FarsçaKızGönül çeken.
Dilem :Farsça +TürkçeKızGönül ilacı.
Dilrüba :FarsçaKızGönül kapan.
Dilbu :FarsçaKızGönül kokusu.
Dilşah :FarsçaKızGönül şahı, sevgili.
Dildade :FarsçaKızGönül vermiş, âşık.
Dilsuz :FarsçaKızGönül yakan, yürek yakan.
Dilsaz :FarsçaKızGönül yapan, tatlı davranan.
Dilnişin :FarsçaKızGönülde yer tutan, hoş, güzel.
Dilhan :FarsçaKızGönülden söyleyen, içten konuşan kimse.
Dilân :FarsçaKızGönüller, yürekler.
Dinçay :TürkçeKızGücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.
Destegül :FarsçaKızGül demeti.
Doğu :TürkçeKızGüneşin doğduğu yön, gündoğusu.
Dilge :TürkçeKızGüzel konuşan, hoşsohbet kimse.
Dilege :TürkçeKızGüzel ve düzgün konuşan.
Dilhun :FarsçaKızİçi kan ağlayan.
Düriye :ArapçaKızİnci gibi parlayan, parlak.
Dürdane :Arapça +FarsçaKızİnci tanesi.
Diler :TürkçeKızİsteyen, dilekte bulunan, dileyen.
Duygu :TürkçeKızKimi nesne, olay ya da kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.
Duhter :FarsçaKızKız.
Döndü :TürkçeKızl. Henüz evlenmemiş kız.
2. Gittiği yerden geri gelen.
Doğannur :Türkçe +ArapçaKızNur gibi parlak olarak doğan.
Danış :TürkçeKızÖnemli bir konuda birkaç kişinin konuşması.
Durugül :Türkçe +FarsçaKızÖzü temiz güzel kadın.
Durukadın :TürkçeKızÖzü temiz kadın.
Dürrüşehvar :Arapça +FarsçaKızPadişahlara yaraşır değerde inci.
Dirahşan :FarsçaKızParlak, parlayan.
Dölen :TürkçeKızSakin, huzurlu, rahat kimse.
Dilderen :Farsça +TürkçeKızSevgi toplayan, gönül alan, beğenilen.
Demhoş :FarsçaKızSoluğu güzel kokan, hoş kokulu.
Dursune :TürkçeKızSon olması istenen kız çocuklarına verilen adlardandır.
Daime :ArapçaKızSürekli, sonsuz.
Domurcuk :TürkçeKızTomurcuk.
Durdu :TürkçeKızUzun ömürlü olması, yaşaması istenen çocuklara verilen bir ad.
Dürnev :Arapça +FarsçaKızYeni inci.
Dilefruz :FarsçaKızYürek yandıran, sevimli.
Damla :TürkçeKızYuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.
Didar :FarsçaKızYüz, çehre.
Dirayet :ArapçaKızZekâ, bilgi; kavrayış.
Durkadın :TürkçeKız“Artık çocuğun olmasın“ anlamında kullanılan bir ad.
Dudubikem :Farsça +TürkçeKız“Evlenmemiş ablam, kardeşim“ anlamında kullanılan bir ad.
Doğay :TürkçeKız“Ey ay, artık doğ, kendini göster“ anlamında kullanılan bir ad.
Didem :Farsça +TürkçeKız“Gözüm, gözüm gibi sevdiğim, sevgilim“ anlamında kullanılan bir ad.
Durcan :Türkçe +FarsçaKız“Yaşa, uzun ömürlü ol“ anlamında kullanılan bir ad.

Derneğimiz
Mekke Canlı Yayın
Medine Canlı Yayın
Eserlerimiz
İlahiler
Sure ve Namaz
Namaz Kılmayı Öğreniyorum
Tecvid Dersleri
SON EKLENENLER
GÜNÜN AYETİ
Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
(FURKÂN-70)
ÖZLÜ SÖZLER
  • Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir.
  • Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun?
  • Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır.
  • Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. (Hz. Ali)
  • Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur.
  • Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir.
  • En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır.
  • Alem-i Berzah insanın kendisidir.
  • Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır.
  • Mutaşabih ayetler ledünidir.
NAMAZ VAKİTLERİ